Seni sevmeme engel olamıyorum,
Her ne kadar sevmemeye çalışsam da...
Ruelle - War of Hearts (Kalplerin Savaşı)
Lucy, güne iyi başladı. Bu akşam patronunun doğum günü partisi vardı ve bunun için harika bir alanı kiralamış, bütün hazırlıkları tamamlamıştı.
Banyoda elini yüzünü yıkayıp dişlerini fırçalayan genç kadın, kahvaltı masasına oturdu. Üvey babası Geralt, çoktan işe gitmiş olmalıydı.
"Günaydın. Bana da waffle yaptığını söyle."
"Yaptım, hepimize yetecek kadar."
Kız kardeşi Lara son birkaç waffleı da tabağa alırken söylendi. Gülümseyen Lucy, annesinin karşısına oturdu.
Mutfağın açık camlarından içeriye giren kuş sesleri gülümsemesine neden oldu. Arka bahçelerindeki ağaçlara kimi zaman kuşlar geliyordu.
"Bu sabah erken gitmiyor musun?"
Bunu soran meyve suyunu dolduran annesi Sera'ydı. Lucy başını iki yana sallarken kardeşinin getirdiği wafflelardan tabağına aldı.
"Akşam doğum günü partisi olduğundan bugün biraz geç gidebileceğim."
"İyi oldu. Kaç gündür güneş doğmadan yola çıkıyorsun." Lara söyleniverirken annesinin yanına, Lucy'nin karşısına oturdu. Yemeğe başlayan genç kadın sadece başını salladı.
Bu doğruydu. Çoğu zaman Adrian'ın evine vaktinde varabilmek için evden ayrıldığında hâlâ hava karanlık oluyordu. Ancak özel arabayla gittiğinden bu genç kadın için pek sorun değildi.
Üstelik eve geldiğinde, saat erken bile olsa, Lucy çok yorulduğundan hemen uyuyordu. Bu yüzden birkaç gündür ailesiyle doğru düzgün konuşamamıştı bile.
"Keşke ben de gelebilsem. Neden yanında birilerini götüremiyorsun ki?"
Lara somurtarak soruverdi. Omzuna gelen kahverengi saçları, estetikli sayılacak kadar güzel burnu ve zümrüt yeşili gözleriyle annelerinin bir kopyasıydı. Sera kızının tez canlılığına gülümsedi.
"Kuralları biliyorsun. Üstelik bu gerçek bir parti değil. Sadece iş insanlarının olacağı bir toplanma."
"Patronun çok sıkıcı." Lara meyve suyundan büyük bir yudum aldıktan sonra söylendi. "O kadar paran olup, doğum gününü bile istediğin şekilde kutlamadığını düşünebiliyor musun?"
"Lucy'nin patronunun çılgın bir adam olmadığını biliyorsun Lara."
Anneleri Sera, yorumda bulundu. Lucy böyle herkesin pijamalarıyla durduğu kahvaltıları ne kadar özlediğini düşünmeden edemedi.
Annesinin İtalyan tarafı, her daim yemeklerin birlikte yenmesini şart koşuyordu. Onlar hiçbir zaman alışıldık Amerikan aileleri gibi ayrı yemezdi. Kahvaltı olarak mısır gevreği ise olanaksızdı.
"Keşke biraz eğlenmeyi bilseydi. 'Çok çalış çok eğlen' sözünü hiç duymadı mı acaba? Sadece ilk kısmını yapıyor..." Lara çatalını ablasına doğru salladı. "Şimdi düşününce... Yedikleri de çok sıkıcı, değil mi?"
"Evet, öyle. Güzel bir şeyler yediğini henüz görmedim." Lucy mırıldandı. "Etin bile en kötü halini yiyor. Neden haşlayasın ki?"
"İnsanların zevkleri konusunda ne diyorduk Lucy?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAPELLA
RomanceCapella: Arabacı takımyıldızındaki en parlak yıldız, gece gökyüzündeki en parlak on birinci yıldız ve Arcturus ve Vega'dan sonra kuzey göğündeki en parlak üçüncü yıldızdır. Çıplak gözle tek yıldız olarak görünür ama iki çift yıldız sistemidir. Lucy...