Suyun Buruk Ruhu (Namjin)

13.Bölüm "Tek İsteğim"

Medya: Bizim güzellikler...

Sınav haftam resmi olarak bitmiş bulunmakta. Tabi bir dersten kalıp bütümlemeye girmek zorunda kalmazsam. :')

Uçtum geldim! Desteklerinizi esirgemeyin lütfen...

***

Otobüsten indiğim gibi hemen şemsiyemi açtım. Bugün hava acayip bir şekilde yağışlıydı. Siyah botlarımla su birikintilerine basmadan üniversiteye yöneldim. Girmeden önce şemsiyemi silkip kapattım ve soğuktan ürperen bedenim ile hızla dersin işleneceği sınıfa yöneldim. Siyah deri ceketime güvenmeyecektim, o kazağı giyecektim. Yerime yerleştiğimde telefonumu çıkararak Namjoon'un mesajıma dönüp dönmediğine baktım.

Sabah günaydın mesajı atmıştım ama hâlâ dönmemişti. Saat on bire geliyordu bu yüzden uyuduğunu düşünmüyordum. Çünkü her sabah erkenden kalkıp koşuyordu. Belki de bugün aksatmıştır. Fazla kurcalamayarak gerekli eşyaları çantamdan çıkardım. Başımda dikilen kişi ile bakışlarımı hemen sağ tarafımda duran kıza çevirdim.

"Merhaba."

"Merhaba?"

"Şey yanınıza oturabilir miyim?"

"Ah, elbette. Sonuçta benim yerim değil."

Kızın kızaran yanaklarına bakarak merakla mırıldandım.

"İyi misiniz?"

Siyah gözleri şaşkınca yüzüme baktı.

"Evet, ne oldu ki?"

"Şey yanaklarınız kızarmışta. Bir şey oldu sandım."

Küçük ellerini yanaklarına dokundurarak konuştu.

"Dışarısı biraz serinde, bir anda sıcak yere girdiğimden olsa gerek."

"Anladım."

"Ben Jung-su. Sadece Jung desen de olur."

Bana uzattığı küçük elini nazikçe sıkıp gülümsedi.

"Kim Seokjin. Seokjin demen yeterli."

"Seni biliyorum. Bir ay önce yaptığın haber hâlâ okul panosunda. Ayrıca profesörlerin seni övdüklerini de unutmamak lazım."

Utanarak güldüm.

"Öyle deme lütfen. Abartılacak bir şey değil."

"Şaka mı yapıyorsun. Okul gazetesinin yanında, şehir gazetesinde de yayımlandı."

"Küçük bir kısmı."

"Bu şehir gazetesinde yayımlandığı gerçeğini değiştirmiyor."

"Evet."

Hocanın gelmesi ile sohbet etmeyi bıraktık ve derse odaklandık.