3.Bölüm "Hanımeli..."

833 99 97
                                    

Medya: Bizim güzellikler..

Merhabalar! Hemen hemen yazıp geldim. Desteklerinizi esirgemeyin lütfen. Sizin satırlarımı beğenmeniz beni çok mutlu ediyor. :)

***

Çalıp duran alarm ile homurdanıp kapalı gözlerimle alarmı bulmaya çalıştım. En sonu susturabildiğimde zaferle gülümsedim. Bugün sadece bir ders vardı onunda sabahın dokuzunda olması kesinlikle haksızlıktı. Kapalı gözlerle kalkıp lavaboya yöneldim. Kısa bir duş alıp işlerimi hallettim ve bornozuma sarılarak pencereden havayı kontrol ettim. Ah açık ve güneşliydi bu güzel bir etkendi. Tekerleme mırıldanarak odaya yöneldim. Saçlarımı havlu ile iyice kuruladım ve hafif bir şekil verip bıraktım, saç kurutma makinesi kullanmak istemiyordum. Üstüme açık mavi bir kot, beyaz tişört ve sarı bir gömlek geçirdim. Boy aynasında kendimi süzdüğümde gayet hoş göründüğüme karar verip mutfağa yöneldim. Basit bir ekmek arası yapıp onu portakal suyu ile mideye indirdim. Çantamı sırtıma, fotoğraf makinemi de boynuma geçirip beyaz spor ayakkabılarımı giydim ve evden çıktım. Bin bir zorlukla bisikletimi çözmeyi başarıp yavaşça okula doğru sürmeye başladım. Ah hava gerçekten çok güzeldi. Bölümüme yönelirken, diğer yola sapan gördüğüm siyah araba ile az daha düşüyordum.

O günün üzerinden neredeyse bir hafta geçmişti. Namjoon fırsat verirsin deyince bir kez daha gelecek sandım ama hiç gelmemişti. Ben de ikinci günden sonra gelmeyeceğine karar verip vicdanımı rahatlatma planlarına girmiştim. Pekâlâ, onu evimden kovmam hoş bir davranış olmayabilirdi ama onu defalarca kez uyarmıştım. Bisikletimi yerine takıp fakültenin girişine yöneldim. Jungkook'u görmem ile kocaman gülümseyip yanına koştum.

"Kooki senin burada ne işin var?"

Düşük yüzü bana dönünce benim de gülen yüzüm düştü. Hızla omuzlarını kavrayıp konuştum.

"Hey moralin niye bozuk?"

"Çünkü hayırsız bir hyung bu aralar benimle hiç ilgilenmiyor."

"Öyle deme daha iki gün önce konuştuk."

"Konuştuk. Kendin diyorsun. Seninle bir şeyler yapmayı özledim."

"Seni küçük velet, gel buraya."

Benden biraz kısa olan vücudunu kendime çektim ve sarıldım. Sarılışıma hızla geri karşılık verdi. Jungkook ailesinden baya uzaktaydı ve burada da pek arkadaşı olduğu söylenilemezdi. Onunla bir programda tanışmıştık ve uzun zamandır da dosttuk. Bana biraz düşkün çünkü yurtta daraldığı ve yalnız hissettiği çoğu zaman benim yanıma gelir benle kalırdı. Yavaşça benden ayrılıp fotoğraf makinemi kavradı.

"Hyung bunu yeni mi aldın?"

"Geçen havuza düşmüştüm ya?"

"Evet."

"Taehyung almış ve göndermiş."

"Ama almayacağını ve işe girmek zorunda olduğunu söylemiştin."

Suyun Buruk Ruhu (Namjin)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin