Suyun Buruk Ruhu (Namjin)

29.Bölüm "Bizi Sevsinler İstiyorum"

Medya: ♥_♥

Merhabalar, ben geldim... Dedim sınavlarım biraz rahatlamışken okurlarımı sevindireyim. <3

Desteklerinizi ve fikirlerinizi esirgemeyin lütfen...

Profilimdeki oneshots'luk, Yoonmin ve Namjin hikâyelerine de bakabilirsiniz... :)

***

Namjoon son bavulu da arabasının kasasına yerleştirerek kasanın üzerini örttü. Bana dönerek üstüne yapışan beyaz tişörtü silkeledi birkaç kere.

"Tamamdır. Her şeyini aldın değil mi?"

"Her şey tamam."

Yavaşça bizi bekleyen çocuklara döndüm. Tek tek hepsiyle sarıldım ve Namjoon'un da sarılmasını bekledim. Kook'un yanağını hafiften sıkıştırarak mırıldandım.

"Bu kadar üzülme. Annemle babamı ikna edebilirsem geri geleceğim."

"Yine de uzun süre burada olmayacaksın." 

Ona bir kez daha sarılarak alnına sıcak bir buse bıraktım.

"Merak etme, düşündüğünden daha erken döneceğim."

"Tamam."

Çocukların uğurlamalarından sonra hızla yola koyulduk. Önümüzde yaklaşık üç saatlik yol vardı. Genelde otobüs ile giderdim eve. Annem büyük ihtimal bildiği tüm yemekleri pişiriyordu. Her ne kadar yapmamasını söylesem de Namjoon'un geleceğini öğrenince telefonu yüzüme kapatmıştı. Bunu gerçekten yapmıştı. Dizimin üstündeki elimin kavranması ile yavaşça Namjoon'a döndüm.

"Ne düşünüyorsun öyle dalmış bir şekilde?"

"Hiç... Anneme senin geleceğini söyleyince telefonu yüzüme kapattı biliyor musun?"

Gülerek bir anlığına bana bakıp yola geri döndü.

"Gerçekten mi?"

"Evet."

"Neden?"

"Annem ve babam seni çoktan tanıyorlar. Onlara senin geleceğin tam belli olmadığı için, senin de gelebileceğinden bahsetmedim. Sabah haber verdim. Annem büyük ihtimal bildiği tüm yemekleri pişiriyordur."

"Anne yemeğinin hep ayrı bir güzelliği oluyor. Kim teyzenin yemeklerini yemeyi çok severim. Şimdide senin anneninkileri yiyeceğim. Eminim çok güzel yapıyordur."

Annemin yemeklerini bende özlemiştim.

"Hem de nasıl. Mantısını çok özledim. Umarım yapıyordur."

Radyoya uzanarak müzik açtım ve hızla ayakkabılarımı çıkararak Namjoon'un kucağına uzatarak sırtımı kapıya yasladım.

"Jin kemerini çıkarma."

"Seni izlemek istiyorum. Hem..."

Ayaklarımı karın kaslarına sürterek konuşmaya devam ettim.