Medya: Bizim güzellikler...
Merhabalar, uçtum geldim.
Desteklerinizi ve fikirlerinizi esirgemeyin lütfen. :)
Bazı cinsel kısımlar olacak, onları "*" şeklinde belirteceğim.
***
Elimin tersi ile alnımı silerek yavaşça merdivenlerden indim. Bakışlarım oynaşan Kook ve Tae'ye kayınca hırsla bağırdım.
"Oynaşmayı kesin de şu balonları asın!"
Salondaki diğer öğrenciler bu dediğime kahkaha atarlarken onlar huysuzca işi yapmaya koyuldular. Artık bir şeyleri saklamıyorlar ve özgürce yaşıyorlardı. Birçok fakülteden yardım için öğrenci gelmişti. Etraf biraz karışıktı ama samimi ve sıcak bir ortam vardı. Bakışlarım ileride Hope'un kaldırdığı elini tutarak kendi etrafında nazikçe dönen Yoo Inna'ya kaydı. Onlara dokunmama kararı alarak yorgunca sandalyeye çöktüm. Etkinlik yarındı, Jimin ve Hope'u ne kadar ikna etmeye çalışsam da edememiştim ve buraya gelmişlerdi. Gerçi onları çalıştırmıyorduk, sadece kafalarını dağıtmaları konusunda yardımcı oluyorduk. Farkındaydım, yarınki gösteri için delicesine heyecanlılardı. Bu gösteriye gelen bağışlarla birçok sanat okuluna ve kursuna yardımda bulunulacaktı. Ayrıca bu hafta boyu yapılan sitemlerden dolayı müdür kalan boşluklara öğrencileri yerleştireceğine dair söz vermişti. Bizim gibi çalışanlar ise direkt giriş yapabilecekti. Gerçi Tae bize en önlerden sıra ayarlayacağını söylemişti.
Bakışlarım Inna'ın kahkahası ile yeniden onlara döndü. Hope, Inna'yı belinden kavramış ve onu dizine doğru yatırmıştı. Çok güzellerdi. Buradan bile Hope'un gözlerinde dans eden parıltıları görüyordum. O gerçekten çok güzel seviyordu. Gözlerim sahneye yürüyen çocuğa kayınca, Tae'nin sahneye çıkmasını merakla izledim. Mikrofonu kavrayarak bir yere eliyle tama işareti verdi.
"Hey! Her kes buraya baksın!"
Herkes çalışmayı bırakarak sahneden duran Tae'ye döndü.
"Hepimiz çok çalıştık ve neredeyse işler bitti. Artık bizim de eğlenme zamanımız gelmedi mi sizce?"
Salonda gülüşmeler ve bağırmalar oldu. Tae onlara selam vererek gözlerini Bana dikti. Hayır manasında kafamı sallasam da bana aldırmadan elini bana uzatarak konuştu.
"Jin seni buraya alalım!"
Ellerimi sallayarak onu reddettiğimde salondan destek alarak bana geri döndü.
"Ya buraya gelirsin ya da seni salondakilerle beraber döveriz."
Homurdanarak sahneye yöneldim ve huysuzca ona baktım.
"Şimdi! Her kes kendine bir çift bulsa iyi olur. Çünkü dans vakti! Sahne senindir!"
Beni alkışlayarak destek veren insanlara karşı minnettarca başımı eğdim ve yavaşça mikrofonu kavradım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suyun Buruk Ruhu (Namjin)
FanfictionBir tarafta sevgilisini geçirdikleri bir kaza sonucu kaybetmiş olan ruhu yaralı Kim Seokjin, bir tarafta ailesi tarafından hep baskı gören ve sevgi denen kavramı tam olarak asla anlamamış olan Kim Namjoon. Kim Seokjin bir gün karşılaştığı fırsat say...