Medya: Bizim güzellikler....
İlk bölümle karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. Yanlışlarım olursa şimdiden özür dilerim.
Desteğinizi esirgemeyin lütfen. Keyifli okumalar...
***
Aynada saçlarımı son bir kez daha kontrol ederek hızla evden çıktım. Fotoğraf makinemin çantasının fermuarını kapatıp, düşmeden merdivenlerden indim. Asansörü bekleyecek zamanım yoktu. Lanet alarm kurmama rağmen çalmamıştı. Hızla bisikletimin kilidini çözüp üniversiteye yöneldim. Merhabalar ben Kim Seokjin, arkadaşlarımın tabiri ile Jin. Üniversite de gazete bölümü okuyan ikinci sınıf öğrencisi olan klasik bir Koreliyim. Kendim hakkında pek bir şey söylememe gerek yok aslında. İnsanlarla sohbeti sevdiğimden ve fotoğraf çekmekten hoşlandığımdan bu bölümü seçmiştim. Şu anlık baya iyi ilerliyorum-
"Hey! Önüne baksana veled!"
Son anda çarpmaktan kurtulduğum adama hızlıca başımı eğip özür diledim. Bölümün önüne gelince hızla bisikletten inip, bisikletimi korumaya aldım. Koşarak binaya giriş yaptım ve sınıfın önünde beni bekleyen Hyosang hyungun yanına gittim. Yanına vardığımda endişeli sesi kulaklarıma doldu.
"Nerede kaldın Jin? Sana özellikle erken gelmeni söyledim. Profesör çok sert bir adam."
Ellerimi dizlerimden çekip doğruldum. Kızardıklarından emin olduğum yanaklarımı şişirerek konuştum.
"Hyung zaten erken gelecektim ama alarmım çalmadı. Yemek bile yemedim. Özür dilerim."
"Olan olmuş artık. Hadi direkt profesörün yanına gidelim."
Heyecanla adımlarına ayak uydurdum. Bir yandan da dağılan saçlarıma çeki düzen vermeye çalışıyordum. Bir yüzme turnuvası vardı. Normalde turnuvaya dair fotoğraf çekmeye ve oradaki insanlarla röportaj yapmaya Hyosang hyung gidecekti ama bazı planlardan dolayı o bu öğlen sonundaki turnuvaya gidemeyecekti. Benim haberim olmadığı halde beni profesöre önermiş. Daha önce de bazı konular hakkında çekim yapmış, röportaj yapmıştım. Ama hiçbiri bu kadar büyük çaplı değildi. Bu fırsat benim için bulunmaz elmas değerindeydi. Omzuma konan hyungumun eli ile kendimden emin bir şekilde başımı salladım. Kapıyı çalıp yavaşça içeriye girdik.
İkimizde hafifçe eğilerek profesörü selamladık. Profesörün yönlendirmesi ile koltuklara geçtik ben heyecanla yutkunurken hyung konuşmaya başladı.
"Efendim size önerdiğim arkadaşım Kim Seokjin. Kendisi ikinci sınıf öğrencisi ama daha önce küçük de olsa birçok deneyimi var. Biliyorum bu önemli bir turnuva ama bu konunun altından başarı ile kalkabileceğine en içten şekilde inanıyorum."
Profesör gözlüklerinin ardından merakla bana bakıp, pürüzlü sesi ile konuştu.
"Normalde alt sınıflara böyle önemli olaylar verilmez. Ama Hyosang seni o kadar övdü ki sana bir şans vermeye karar verdim. Ne yapacağını araştırdığını ve kavradığını düşünüyorum?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suyun Buruk Ruhu (Namjin)
FanfictionBir tarafta sevgilisini geçirdikleri bir kaza sonucu kaybetmiş olan ruhu yaralı Kim Seokjin, bir tarafta ailesi tarafından hep baskı gören ve sevgi denen kavramı tam olarak asla anlamamış olan Kim Namjoon. Kim Seokjin bir gün karşılaştığı fırsat say...