Medya: Bizim güzellikler...
Merhabalar, ben geldim...
Desteklerinizi ve fikirlerinizi lütfen esirgemeyin...
Bazı cinsel kısımlar olacak '*' şeklinde belirteceğim. Okumak istemeyenler geçebilir...
***
Yorgunca ceketimi çıkararak kendimi yatağıma bıraktım. Bugün ek mesai yapmıştım ve çok yorulmuştum. O lanet adamın kesinlikle bana garezi vardı. İki haftadır o kadar dolmuştum ki, tek isteğim annemgilin yanına dönmekti. Hem babamla da barışmıştık. Hâlâ gerçekliğine inanamıyordum, babam-ilk defa-ilk adımı atmış ve özür dilemişti. Üzerimde hâlâ bunun şaşkınlığı vardı. Derin bir nefes alarak tavanı süzdüm. Namjoon ile iki haftadır ayrıydık. Sürekli babasıylaydı, sürekli. Elbette her gün konuşuyorduk ama... Ona ne zaman onu görmek istediğimi söylesem babasının onunla vakit geçirmek istediğini söylüyordu. Bunu o kadar saf bir mutlulukla söylüyordu ki ona kızamıyordum bile, gerçi buna hakkım da yoktu ama bu o yaşlı bunağa kızmadığım anlamına gelmezdi.
Namjoon'u özlemiştim. Belki de düşündüğüm şeyler yanlıştı ama ben onun için buraya gelmiş ve iş bulmuşken o tüm vaktini babası ile geçiriyordu. Yani... En azından geceleri birlikte uyuyabilirdik...
Sinirle doğruldum ve soyundum, yemek yeme isteğimi es geçerek pijamalarımı giyerek yatağa girdim. Yarın Namjoon'la konuşup memleketime bilet alacaktım. Burada kalma sebebim oydu. Ayrıca memleketimde olursam ayrı olduğumuz için canım bu kadar yanmazdı. Burada kaldığım halde ona ulaşamamak canımı yakıyordu.
Fark ettiğim şey ile donup kaldım. Aptaldım, gerçekten koca bir aptaldım. Gerçekten onu babasından kıskanıyor olamazdım değil mi? Yok canım, ne alaka? Lanet! Hırsla doğrularak telefonumu kavradım ve Namjoon'u aradım. Tam da ümidimi kestiğim sırada telefon açıldı. Hızla konuştum.
"Namjoon seninle ciddi bir konuşma yapmamız gerekiyor."
"Ben babasıyım."
Şaşkınca kala kaldım. Neden her şey ters gitmek zorundaydı.
"Affedersiniz Kim Bey, ben Namjoon sanmıştım. O nerede?"
"Yemek yedik şimdi, lavaboya gitti."
"Geldiğinde beni aramasını söyler misiniz?"
"Elbette."
"O zaman iyi akşamlar efendim."
"Seokjin?"
"Evet?"
"Teşekkür ederim."
Ne? Kendimi toparlamaya çalışarak sakince konuştum.
"Neden teşekkür ettiniz ki?"
"Bunca zaman onun yanında olduğun için. Seni anlatırken nasıl mutlu olduğunu görüyorum, daha önceki kaba tavırlarım için özür dilerim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suyun Buruk Ruhu (Namjin)
FanfictionBir tarafta sevgilisini geçirdikleri bir kaza sonucu kaybetmiş olan ruhu yaralı Kim Seokjin, bir tarafta ailesi tarafından hep baskı gören ve sevgi denen kavramı tam olarak asla anlamamış olan Kim Namjoon. Kim Seokjin bir gün karşılaştığı fırsat say...