~2~

1K 104 570
                                    

"İsmini bari söyleseydin." Bana bakıp bıkkınca bir nefes verdi. "Peki yabancı, ismini söyleme... Seninle aynı rüyayı gördüğümü nereden biliyorsun? Ya ben o rüyayı hiç görmediysem? O resimi anlamayıp vermek istediğin mesajı almadıysam?" "Bu soruyu sorduğuna göre almışsın." Sıkıntıyla bir nefes verdim ve ona baktım. "Tahmin ettiğimden çok daha güzelsin." "Nasıl yani?" Durup bana bakarken derin bir nefes aldım. "Ben senin yüzünü hiç görmedim ki..." "O zaman sen şeyi de görmedin." "Neyi?" Yanakları kızarırken güldüm.

"Neyi ya? Ne gördün benimle ilgili?" "İşte öpüştüğümüzü..!" Etrafa bakınırken güldüm. "Sessiz ol yabancı, yoksa gerçekten öpüştüğümüzü düşünecekler." Gözlerini büyütüp bana bakarken güldüm. "Asıl sen sessiz ol." "Ne zamandır görüyorsun bu rüyayı? Benim neredeyse bir yıl oldu." "Benim de bir yıla yakın oldu. Sonra rüyamda ismin Barış'tı. Gerçekten öyle mi?" Onu başımla onaylarken gülümsemişti. "Ben de Barış ismini araştırdım genel olarak Türkiye'de olduğunu görünce buraya taşındım. Çünkü artık seni bulmam ve bu saçmalığa bir son vermem lazımdı."

"Benim için Türkiye'ye mi geldin? Ama Türkçe'yi baya iyi kullanıyorsun ve bu kadar kısa bir sürede bu kadar iyi öğrenmen imkansız." "Ya aslında Türkiye'den bağımsız değildim tamamen. Her yaz geliyordum. Annem yok, vefat etmiş ben küçükken, babam da Türk. O yüzden ondan öğrenmiştim. Sonra babam vefat edince biraz bağımı kopardım. Ama sonra sen bana harekete geçmem için bir sebep verdin ve ben de okulumu buraya aldım." "Vay be. Baya güzel hikaye. Benim de babam kaptanmış. Bazen çok uzak yerlere gitmesi gerekiyormuş ve yine onlardan birine gidince kaybolmuş."

"Nasıl yani? Kaybolmuş derken..." "Yani ölü ya da diri bulamadık onu. Ben daha bebekmişim zaten. Benim hatırladığım dönemde annem şimdiki eşiyle evliydi. Bir de üvey kardeşim var işte Cemal. Pek anlaşamayız onunla." Sırtımda hissettiğim ağırlık ve yanağıma kondurulan bir öpücükle sıkıntılı bir nefes verdim. "Hayal napıyorsun kızım ya valla belim koptu." "Abartma kedicik."  Yusuf da gelirken nihayet karşımdaki kızın varlığı dikkatlerini çekmişti. İkisi de ciddileşmişti tabii.

Hayal yanağıma bulaştırdığı ruju silerken onu durdurdum. "Ver ben silerim." Islak mendili alıp yanağımı silerken o da kızla konuşmaya çalışıyordu. "Günaydın." "Size de günaydın. İsterseniz ben gideyim." "Gerek yok biz gidelim hatta." "Yaa Yusuf gitmeyelim ben merak ediyorum ne konuşuyorlar diye..." Gözlerimi devirip araya girdim. "Hayal ve Yusuf benim arkadaşım." Beni başıyla onaylarken derin bir nefes aldım. "Gerçekten arkadaşım bakma öyle." "Gerçekten arkadaşıyım valla." "Öyle olsun. Yani banane sonuçta." "Ama..."

Bana bakarken derin bir nefes aldım. "Ee senin adın ne mesela?" "Bilmem, onu Barış bulacak." "Şimdi şöyle ki ben bir rüya görüyordum ya bu kısık gözlü arkadaşımız da aynı rüyayı görüyormuş." "Oha nasıl lan?" "Baya sizin bu uzunu görüyorum her gece. Prag'tan kalktım buraya geldim onun için. O da o rüyamızdaki yeri bulursa ve o rüya gerçek olursa... Belki kurtulabiliriz bu saçmalıktan..." "Ha saçmalık yani tüm bunlar ve kurtulup gideceksin öyle mi?" "Ne yapmamı bekliyorsun ki Barış aptal bir rüya için seninle beraber olmamı mı?"

"Haklısın aptal bir rüya sadece. Üzerinde fazla durduk belki de. Sonuçta bambaşka bir ülkeden iki insan daha önce birbirimizi hiç tanımamamıza rağmen aynı rüyayı görmüşüz. Hem de defalarca kez... Abartılacak bir şey yok. Öyleyse orayı aramama da gerek yok." Ben kalkıp giderken Hayal de peşimden gelmişti hemen. "Hey zarif bir hanımı masada bırakıp kalkamazsınız. Üstelik zarif hanım sayısı ikiyse hiç kalkamazsın." "Ha sen de zarifsin yani?" "Çok ayıp Barış." "Barış konuşalım mı?" Duyduğum ve artık son derece tanıdık olan o sesle duraksadım. "Ee ben sizi yalnız bırakayım o zaman."

Hayal giderken biz de yalnız kalmıştık. Elimi tutup beni peşinden sürüklerken ona ayak uydurdum. Bir banka oturduğumuzda bana bakmıştı. "Bu olanlar çok saçma... Aptal bir tesadüf hepsi. Ve ben bir tesadüf için hayatımı şekillendiremem." "Bana açıklama yapmak zorunda değilsin." "Ama... Yapmak istedim Barış. Yapamaz mıy..." Cemal yanımıza gelip konuyu bölmüştü. "Barış senden bir şey istemem gerek." Gözlerimi devirdim. "İste bakalım." Nisa'yı süzerken istemsizce gerilmiştim. "Selam sen yenisin galiba?"

Düş GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin