Düş Güzeli

~14~

Nisa elimi sıkıca tutarken okula girmiştik birlikte. Hayal ve Yusuf da yanımıza gelirken derin bir nefes aldım ve Nisa'ya baktım. "Yine başlıyoruz galiba..." "Özür dilerim." Hayal tam karşıma otururken derin bir nefes aldım ve gülümsedim. "Ne için?" "Bu olanlar bana çok saçma gelmişti ve... Ve aramıza mesafe koydum." "Sorun değil. Hepinizin bu dengesiz hallerinin sebebini biliyorum. Bugünden sonra herkesin gerçek kimliğini bulacağını da..." "O ne demek?" Nisa gözlerini devirip gülmüştü. "Barışalım demek istiyor sevgilim."

Hayal bana sıkıca sarılıp yanağıma uzun bir öpücük kondurduğunda gülümsedim. "Tamam kızım ya..." Hayal gülerken Nisa da yanağıma temizlemişti. Yusuf'a baktığımda ikimiz de güldük. Birbirimize sarılınca Nisa da gülmüştü. "Niye küstük Barış biz?" "Barış dövüşe gidiyordiye kavga ettiniz salaklar." "Seni korumak istedim." "Ben dövüşlerke koruyorum kendimi." "Hâlâ devam yani." "Yusuf eskisinden daha önemli artık kendimi, kendimizi korumamız..." "O ne demek?" Yusuf ve Hayal de oturunca 4 tane kahve alıp yanlarına gittim.

İçimde tuhaf bir gerginlik oluşunca Larisa da yanımıza gelmişti. "Günaydın Barış ve diğerleri." Oturunca hepsi ona bakmıştı. Ben ise onunla göz teması kurmak istemiyordum. "Eee susacak mısınız?" "Senin defolup gitmeni bekliyoruz." "Daha çok beklersin Nisa'cım. Nasıl anlatsam bilemiyorum ama ben Barış için buradayım." Hayal bana bakarken gergince sonra anlatacağımı belli eden bir hareket yaptım. Nisa ile Larisa birbirlerine öfkeyle bakarken etrafı kaplayan epey ışıltılı bir şimşekle Nisa'ya baktım.

"Larisa git artık!" "Ben hiçbir yere gitmiyorum Barış. Sonradan gelen ve her şeyi berbat eden taraf o." "Ben onun diğer parçasıyım onunla birlikte var oldum." "Ben de onun eşiyim Nisa ve sadece onun için var oldum." Larisa'ya baktığımda öfkeli gözleri bana bakınca parlamıştı. Gergince bir nefes aldım. "Bend..." "Senden ne mi istiyorum? Bana tek bir gün vermeni... Ardından kararını ver." Bakışlarımı çektim ve Nisa'nın elini tuttum. Ona Nisa'yı ne kadar çok sevdiğimi yeniden anlatmayı deneyecektim. "Bak La..."

"Bak Larisa... Nisa'yı çok seviyorum. Ve kimin ne için var olduğu umurumda değil. Onunla mutluyum ve başka birine şans vermek istemiyorum bile. Çünkü ben ondan eminim. Bunu diyecektin değil mi?" "Noktası noktasına..." Larisa gülerken derin bir nefes aldım. Nisa gergince bize bakarken öfkeyle yerinden kalkmıştı. Tam karşısına geçip gözlerine bakarken derin bir nefes aldım. "Benim aklımdan geçenleri tahmin edebilir misin?" Öfkeyle sorduğu soru üzerine Larisa derin bir nefes almıştı. Büyük bir gök gürültüsü onun öfkeli gözleriyle etrafı kaplarken derin bir nefes almıştı.

"Bu akşam yüzleşelim Larisa. Benim olana göz dikersen kim olduğun umurumda olmaz seni yok ederim." "Başaramazsın." "Göreceğiz. Şimdi buradan defolup git ki bu kalabalık zarar görmesin." "Peki... Akşam görüşürüz o zaman." Larisa kalkıp giderken Nisa'yı dizlerime çektim ve saçlarını okşadım. "Ben seninim. O ne derse desin ben seninim." Yüzümü okşarken derin bir kaç nefes almıştı. Diğerleri bize bakarken derin bir nefes aldım ve kısaca anlattım onlara durumu.

...

Akşam yemeğine gitmeden önce bizimkilerle boş bir araziye gelmiştik. Nisa göğsüme yaslanmış denizi izlerken derin bir nefes aldım. "Beni sakinleştiriyorsun..." Nisa bana bakarken gülümsemişti. "Gerçekten mi Barış?" "Gerçekten düş güzelim. Yıllarca düşlerimde gezen sensin, benim için hiç bilmediği ülkeye gelen sensin, ruhuma ve kalbime iyi geliyorsun. Senin yanında olmak istediğim o kişi oluyorum. Bunu öyle saçma sapan evren oyunları bozamaz. O kız... O kız umurumda değil. Benim ne istediğim belli. Sadece fevri hareket edip her şeyi mahvetmekten korkuyorum." "Seni seviyorum."

Nisa'ya bakarken derin bir nefes aldım ve gülümsedim. "Ben de seni seviyorum." Dudaklarımız birleşirken Yusuf ve Hayal'in sesiyle birbirimizden uzaklaştık. "Biz geldik." "Yusuf sanırım yanlış zamanda geldik." "Sorun yok." Nisa'nın sesiyle gülümsedim. Ve o bana bakarken dudağına uzun bir öpücük daha kondurdum. "Seni seviyorum Nisa." Hayal ve Yusuf da yanımıza oturup bize yiyecek bir şeyler uzatırken bizden epeyce altta bulunan denize bakıp derin bir nefes aldım. "Benimle olmak konusunda neden bu kadar ısrarcı anlamıyorum."