~34~

295 29 224
                                    

İki Ay Sonra Nisa'nın Ağzından ||

"Seni yerim." Herkes bana bakarken Barış da yanıma gelip bana sarılmıştı. "Demek beni yersin..." "Evet aşkım." Saçlarımı okşarken gülümsedim. Minik bebeğimizin kontrolü için gelmiştik. Yedi aylık olmuştu. Biraz daha yersem tamamen yuvarlak bir anne olacaktım. Barış beni hiç üzmüyor elinden geldiği kadar hatta fazlasıyla yardımcı oluyordu. Ve evet bebeğimin kanatları yoktu, gayet normal gözüküyordu. Barış'ın yerinde olsam çoktan bunalıp kaçmıştım. Parmaklarını ısırırken uslu uslu oturuyordu yanımda... Uras... Bize şans getireceğine ve şanslı bir bebek olduğuna inandığım için ona bu ismi vermek istemiştim. Barış da kabul etmişti.

Sıra bize geldiğinde gergince ilerledim. Daha önce bebeğimizi kaybettiğim için her defasında korkuyordum. Her ne kadar çok hareketli olsa da yine de korkuyordum. Onun o minik kalbinin atışlarını duyunca huzurla gülümsedim ve rahat bir nefes aldım. "Barış o iyi..." "İyi tabii kurban olduğum benim.Korkma, ben size zarar gelmesine izin vermem..." Onu onaylayıp gülümsedim. "Sen bizi, biz de seni koruruz." "Küçük bey baya hareketli." "Aslında bu sakin hali. Hiç durmuyor. Sanırım bir an önce çıkmak istiyor." "Fazla stres yapmaman gerek, toprakla ya da klasik müzikle ilgilenmek iyi gelebilir." 

"Barış bize dokunsa iyi oluruz." "Nis..." "Çok tatlı kızıyorsun. Elini ver lütfen." Elini sıkıca tutup gülümsedim. "Seni seviyorum." "Oy... Ben de sizi seviyorum. Güzeller güzeli sevgilim." Bebeğimizin ve benim iyi olduğumdan emin olmuştuk. Onun bize katılmasına çok çok az kalmıştı ve her şey uzun zaman sonra ilk kez bu kadar yolunda gidiyordu. Dersleri toparlamıştık. Evimizin planını çizip tamamlamıştık. Mehmet Abi daha iyiydi. Okuldakiler bizden korkup uzaklaşmıştı. Hayal ve Yusuf ile yakın dostluğumuz kusursuz devam ediyordu. Cemal'den kurtulmuştuk, sağlıklıydık... Her şey korkutucu şekilde güzeldi.

"Sen arabaya geç güzelim ben bir şey alı geleceğim." Barış'ın bana uzattığı araba anahtarını alınca gülümsedim. Bir de bu vardı... Barış dövüşten çok iyi paralar kazanıyordu. Bu paraların bir kısmıyla da güzel bir araba almıştık. Söz vermişti bana bebeğimiz doğunca dövüşlerden biraz uzaklaşacaktı. O kadar sık gidiyordu ki bedeni sürekli yaralıydı. Ama morarmış olmasına rağmen yüz hatları çok hoştu. Ben arabaya ilerlerken gördüklerim ile beraber heyecanla gülümsedim. "Hey bize bir sürü çiçek almış baban... Ama onları yemene izin veremem. Bana almış..." Arabaya ilerlerken bedenimi saran kollarla büyük bir çığlık attım, sonrası karanlıktı.

...

Gözlerimi açtığımda önce nerede olduğumu hatırlamaya zorladım kendimi... En son birisi... Kaçırılmıştım! Gergince karnıma baktım. "Uras? Miniğim... Lütfen iyi olduğunu hissetmeme izin ver." Minik ayağı karnıma dokununca elimi oraya yerleştirip derin bir nefes aldım. "Sence kim yaptı bunu?" Kapı açıldığında Larisa'yı görünce gergince bir nefes aldım. "Selam." "Sen? Senin çoktan yok olman gerekirdi." "Barış'tan bir parça beni bir kaç yıl hayatta tutabilir biliyor musun? Bana onu sen verdin." "Ne demek istiyorsun?" "O küçük bebek diyorum, bana yeni bir yaşam verdi." Ona öfkeyle bakarken kalkmak istediğimde gülümsemişti.

"Ayağa kalktığın an mekanizma çalışır ve zavallı bebeğini kaybedersin." "Ne istedin ondan?! O minicik bir bebekti sadece!" "Ben yok olup gitmek istemiyorum! Barış'ı seviyorum. Bende eksik olan her şeyi o tamamlayacak! Bu ne demek bilemezsin. Siz ikiniz birbirinize ait her şeye zaten sahipsiniz!" "Larisa benden uzak durman senin için en iyisi olur." "Sen ve oğlun da gittiğinde Barış bana sığınacak..." "Oğluma dokunacak olursan seni mahvederim. Ruhunu acılar içinde kaybedersin." "Sizi ayırmak, yıkmak, yorgun düşürmek için her şeyi yaptım. O Cemal denilen çocuk... Onu yönetmek, sana eziyet etmek güzeldi."

"Her şeyi sen... Sen nasıl bir insansın?! Vicdan yok mu sende hiç?!" "Yok... Ben de eksik olan her şey Barış'ta... Onun için neler yaparım bilemezsin. Ama seni kontrol edemiyorum!" "Asla edemeyeceksin Larisa. Barış beni bulacak ve sen yok olup gittiğinde her şeyi düzelteceğiz!" "Barış... Şuan seni arayamayacak durumda. Ölmeyecek ama korkma. Ben ona bir kez olsun dokunmadan değil." "Barış?! Ne yaptın ona? Söylesene!" Sesim öfkeden bir tıslama gibi çıkmıştı. Larisa gülerken ben de ona baktım öfkeyle. "O şimdi en iyi yaptığı şeyi yapıyor: dövüşüyor Nisa. Ama bu kez rakipleri baya güçlü." "Larisa o ne demek?"

Düş GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin