~20~

448 54 229
                                    

Barış'ın Ağzından ||

"Nisa... Nisa... Nisa..." Zaman donmuş muydu yoksa sadece kalbim atmayı mı bırakmıştı bilmiyorum... "Gözlerini aç yalvarırım hadi... Hadi miniğim... Hadi her şeyim..." Nisa asla gözlerini açmıyordu. "Baba... Yalvarırım yapma baba... Nisa olmazsa ölürüm ben!" Nisa'ya bakarken derin bir nefes aldım ve gülümsedim. "İlk kez birisini sevdim. O bunu hak etmiyor. Lütfen bana yardım edin..! Lütfen..!" Gücümü toparlayıp yerden yavaşça kalkarken ölü gibi öylesine duran bedenine baktım uzun uzun. "Nisa'm iyileşsin... Onun yerine ben öleyim lütfen..!"

Etrafta derin bir sessizlik vardı. Bir tane bile taksi bulamadığım için ambulansı da aramıştım. Yeter ki Nisa'm kurtulsun gerekirse helikopter ile de götürürdüm ki... Ambulans gelene kadar ben de kucağımda Nisa ile daha rahat ulaşabileceği bir yere ilerliyordum. İçimden delicesine dualar ederken tükenip yere çöktüm yeniden. "Nisa gözlerine ihtiyacım var. Bana yeniden bakmana ihtiyacım var..." Nisa derin nefesler alırken ona baktım uzun uzun. "Barı..." "Nisa... Nisa. Yaşıyorsun." Büyük bir kahkaha atarken onu göğsüme yaslayıp kokusunu içime çektim.

"Şükürler olsun... Teşekkür ederim. Onu kaybetmeme izin vermediğiniz için teşekkür ederim." Nisa bana gücünün yettiği kadar tutunurken zaman kaybetmemek adına ayağa kalkıp ambulansa doğru koşmaya başladım. "Ca... Canım... Acıyor. Barış..." "Nisa benim için dayan meleğim. Gerekirse kendi ömrümü sana vereceğim lütfen." "Sen... her şeyimsin. Hep..." Babamı görünce derin bir nefes aldım ve gergince etrafı süzdüm. Zaman durmuştu ama Nisa hâlâ acı çekiyordu. "Bir geçmiş olsun demek istedim." "Yapma... Baba yapma bırak ambulans yetişsin... Acı çekiyor yapma."

Nisa acıyla inlerken gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ve burukça gülümsedim. "Nisa'm... Kurtaracağım seni." "Şehirde aynı zamanlarda fenalaşan iki kadın... Ambulanslar ne hikmetse ulaşamıyor. Hastaneye yetiştiklerinde de yeterli malzeme yok ellerinde. O zaman sorularımıza gelelim. Soru bir Nisa yaşasın istiyor musun?" Nisa acı çekerken öylece durmak istemedim. Onu alıp ilerlerken babam da yanımızdan geliyordu. "Zaman dondu Barış istersen şuan hastanede ol hiçbir şey yapamazsın." "Zaman yeniden alınca hastanede oluruz değil mi?"

"Hastanede bir bakmışsın yangın çıkmış bilemeyiz ki..." "Baba Nisa acı çekmesin lütfen... Yalvarırım sana..." Nisa daha çok acı çekerken onu yakındaki bir banka bıraktım yavaşça. "Özür dilerim... İyileştiğin anda bana istediğini yapacaksın söz veriyorum." "İyileşmek... Anneni feda ediyorsun yani öyle mi? O senin için neler feda etti ama sen..." "Annem de Nisa da yaşayacak! Sen kendi oğlunu öldüreceksin... Benim ömrümü alıp Nisa'ya verin... Baba lütfen. Beni öldür... Hadi! Nisa için kendimi feda ediyorum! Nisa'm yaşasın benim canımı ona verin lütfen..."

"Nisa... Barış acı çekmene dayanamadı gördün mü?" Nisa bana bakarken gözleri çektiği acıyla birlikte kızarmış ve gözyaşları o güzel kirpiklerini ıslatmıştı. Yanına gidip o güzel ellerine öpücükler bıraktım. "Sensiz yaşayamam. Sen acı çekme Nisa..." Başını iki yana sallarken derin bir nefes aldım. "Acı çekmeni istemiyorum. Baba... Benim canımı al ama ona dokunma... Acı çekerim, her şeye razıyım ama bu çok fazla." "Kendini aptal bir kız için feda ediyorsun öyle mi?" "Nisa'm için değer..." "Ama üzgünüm sana zarar veremem..."

Babama öfkeyle bakarken tam karşısına geçip gözlerine baktım. "NİSA BİRAZ DAHA ACI ÇEKERSE OĞLUN SANA ZARAR VERECEK AMA!" Nisa'nın yanına dönüp ellerine uzun öpücükler kondurdum. "Özür dilerim." "Canım yanıyor..." "Baba yapma... Yapma..." Ben ağlarken Nisa da gözyaşlarımı kurulamaya çalışıyordu. Zamanın yeniden aktığını görünce derin bir nefes aldım ve Nisa'ma baktım. "Ambulans gelecek seni kurtaracağım. Gerekirse ben ölürüm. Şimdi tut elimi." Elimi sıkıca tutunca gülümsedim. "Acını bana ver tamam mı? Ambulans gelecek... Acını ben alıyorum senden..."

Düş GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin