~26~

340 45 169
                                    

"Ya öyle değil ama bak şimdi..." Barış'la ders çalışırken ona yardımcı oluyordum. Eh yalan yok o da bazen baba yardım ediyordu. Hayal de yanımıza çay alıp geldiğinde gülümsedim. "Anladın mı şimdi?" "Sen anlatsan ya hep bana..." Gülümseyip kızarırken Barış da beni kendine çekip saçlarıma uzun bir öpücük kondurmuştu. Bir kaç kişi yanıma gelirken gerilmiştim. Yanıma otururken gerginde bakmışlardı bana. "Nisa... Bugün bir şeyler anlatmışsın ve yalnız olmadığını bilmeni isteriz." Gergince bir nefes aldım ve gülümsedim. Gözlerim dolarken Barış'ın elini tuttum.

"Sadece bir kişi değil bunu yapan onlarca kişi var. Yaşayan ve gizleyen de öyle... Cesaretin eminim ki bir çok kişiye örnek olacak. Biz de dedik ki bir sonraki gün sesimizin daha da yüksek çıkmasını sağlayabiliriz. Kimse bizi susturamaz." Heyecanla gülümsediğimde Barış da elimi uzun bir öpücük kondurmuştu. "Aynı saatte aynı yerde toplanalım." "Anlaştık. Teşekkür ederim." "Biz de teşekkür ederiz." Onlar giderken derin bir nefes aldım ve Barış'a sarıldım sıkıca. Ben ağlarken o da saçlarımı okşamıştı. "Nisa'm sen herkese ışık oldun gördün mü? Bak ne kadar güçlüsün..."

"Teşekkür ederim. Gücümü bana gösterdiğin için teşekkür ederim." Barış gülümserken gözlerime bakıp gözyaşlarımı silmişti. "Ağlamak yok sevgilim. Ağlamak yok..." Onu başımla onaylarken derin bir nefes aldım ve dudaklarına minik öpücükler bıraktım. "Seni seviyorum." "Ben de seni seviyorum güzelim." Kokusunu içime çekerken sakinleşmiştim. "Derse gelecek misiniz?" "Buradayken gidelim Barış. Ama kimseye bir şey söylemek ya da anlatmak istemiyorum." "Merak etme güzelim kimse seni üzemeyecek." Midem bulanırken gergince Barış'a baktım.

"İyi misin?" Başımı iki yana sallarken derin bir nefes aldım ve bana uzattığı suyla beraber elimi yüzümü yıkadım. "Midem bulanıyor..." Barış gergince bana bakarken elini tuttum sıkıca. Diğer elim istemsizce karnıma giderken karnımı okşayıp derin nefesler aldım. Barış da elimi tutmuştu. "Nisa'm..." Barış'ın elini tutup karnıma getirince gözlerine baktım uzun uzun. "Hissediyor musun?" Barış sessizce beklerken bana baktığında ikimiz de gergince kalmıştık. "Yapma Nisa... Yok o meleğim yani..." "Biliyorum." "Ne oluyor?" Hayal'e bakarken onun da elini tutup karnıma getirince bana bakmıştı.

"Seni üzmek istemem ama yok Nisa." Hayal bize bakarken onu başımla onayladım. "Sevgilim... Biz hastaneye uğrasak daha iyi gibi..." Barış bana bakarken burukça gülümsedim ve dudağına uzun bir öpücük kondurdum. Birlikte eşyalarımızı alıp sınıfa geçerken bebeğim ve sevgilim dışında herkese kulaklarımı tıkamıştım. Her zaman oturduğumuz yere oturunca Yusuf da gelmişti. Barış bana bakarken gülümsedim ve elini tuttum sıkıca. "Nisa Hanım sabah ne güzel de şov yaptınız öyle..." "Şov?" Barış bana bakarken gergince o çocuğun karşısına geçip gözlerine baktım.

"Zoruna gitmiş belli ki... Ama size inat o 'şovlar' devam edecek. Hiçbirimiz sizin zevkiniz için gelmedik buraya." Barış'a baktığında gergince bir nefes aldım. "Bir şey diyeyim mi? Bu kesin başını belaya sokacak senin. Fazla dik başlı." Barış yanıma gelip o çocuğa öfkeyle bakarken gerilmiştim. "Birincisi bu dediğin benim eşim. İkincisi senin gibi şerefsizlerin başına epey bela olacak. Üçüncüsü de bir daha ona karşı saygısızlık yaparsan senin başın belaya değil direkt mezara girecek. Şimdi siktir git hadi..." "Vayy be... Daha bir kıza sözünü geçiremeyen Barış beyimiz kendini adam sanmaya başlamış... Komiksin Yağcı."

Beni küçümser şekilde süzdüğünde rahatsızca Barış'ın arkasına sığındım. "Bir kadın... Tek bir kadın bana hatta bize ne yapabilir ki? Ancak senin arkana sığınıp saklanır bizden..." "Yakında görürsün o kadın sizin gibi zorbaları nasıl bitirecek. Önce adam ol ondan sonra geç benim karşıma... Otur hadi birtanem..." Barış bana bakınca gülümsedim ve yerime oturdum Barış da yanıma gelince başını göğsüme yaslayıp gülümsemişti. "Takılma bunlara şerefsizler hepsi..." Elimi tutup avuç içime uzun bir öpücük kondurduğunda gülümsedim.

Düş GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin