~7~

829 81 273
                                    

Nisa'nın saçlarını okşayıp Yusuf bakmadığı her saniye belki de boynuna ve omzuna öpücükler bırakıyordum. Başta rahatsız olduğunu söylese de sonra dayanamayıp kendisi öpmemi istemişti. Nisa'nın omzuna uzun bir öpücük kondurduğumda Nisa'nın kıkırdamasıyla beraber Yusuf'a yakalanmıştık. "Abi bari diyin bana ben eve gideyim ayıptır." "Bu fırtınada gitsene Yusuf Allah aşkına." Nisa dudağıma uzun bir öpücük kondurduğunda gülümsedim. "Sanki öpüşen birini hiç görmedin mi? Ee gördün. Sorun ne? Yok. Değil mi Barış?"

Yusuf gülerken ben de güldüm istemsizce. "Barış bu kız senin ikizin falan çıkacak sonunda. Siz çok yakın olmayın bence yine de." "Barış'çım arkadaş çevrene espiri yapmayı öğretmemi ister misin boş zamanlarımda?" "Çok boş zamanın var herhalde?" Yusuf'a bakıp gülmüştü. "Senin kadar olmasa da..." "Benim boş zamanım yok Nisa." "O zaman kafanın içi boş Yusuf'cum." Yusuf bir şey diyecekken Nisa ile ona ters bir bakış atmıştık. O da sustu tabii. Nisa ile aynı anda oflayınca Yusuf bize bakmıştı. "Acıktım ben." Yine aynı anda konuşunca Yusuf gülmüştü.

"Her şeyi aynı anda yapmasanız mı acaba? Hayır ciddi ciddi korkuyorum." "Dışarıdan sipariş edemeyiz gelene kadar mahvolur." Nisa'ya baktığımda omuz silkmişti. "Bana bakma ben hayatta gitmem." Yusuf'a baktığımda omuz silkmişti. Nisa'yı kucağıma alıp omzuma yaslarken gülmüştü. "Napıyorsun?" "Beraber gidiyoruz." Bana sarıldığında Yusuf'a baktık. "Geliyor musun lan?" "Bilemedim şimdi." Nisa ona ters bir bakış atmıştı. "Mutfaktayız sevişecek değiliz." "Gidin siz ben takılıyorum burada." "Nisa'm bu yine kız peşinde gidiyorum ben."

Onunla mutfağa gelince onu tezgaha bırakıp güldüm. "Sen ne güzelsin böyle ya." "Kendine bak. Bir kere sen de çok yakışıklısın. Yoksa başka bir ülkeden gelip sana teslim olmazdım. Sonuçta kalbini seviyorum diyemem. Kalbini tanımıyorum bile." "Tanı onu Nisa. Yerim seni." Nisa gülerken ben de güldüm. "Yer misin? Hadi canım inanmam." "Yusuf gelmesiydi görürdün de..." Dışarıya bakıp derin bir nefes almıştı. "Barış ya hava çok kötü bugün." Nisa'nın dudağına uzun bir öpücük kondurdum. "Olabilir meleğim. Ama korkmaya gerek yok bak evdeyiz."

"Korksam ne yapabilirsin ki..?" "Öpebilirim, sarılabilirim, saçlarını okşarım..." "O zaman korkuyorum." Nisa gülümserken onu sıkıca sarıp saçlarını okşadım. Bir süre öyle kaldıktan sonra benden biraz uzaklaşıp gözlerime bakmıştı. Dudaklarımızı birleştirdiğinde uzun uzun öptük birbirimizi. Ondan uzaklaşıp yüzünü okşadım. "Çok güzelsin." Nisa dışarıya bakarken ben de ona baktım. "Çok güzel..." "Fırtına dindi. Ama yağmur bu gece devam edecek sanırım." "Sanırım." Bana baktığında gülümsemişti. "Artık bir şeyler yiyebilir miyiz? Birbirimiz dışında..." 

Ben gülerken o da gülmüştü. Sonra beraber ekmek arası bir şeyler hazırladık. Sonra beraber içecek bir şeyler ayarlayıp Yusuf'un yanına döndük. Nisa yatağa rahatça yayılırken gülümsedim. Onun bu samimiyeti bu rahatlığı hoşuma gidiyordu. Yanına kendimi bıraktığımda gülmüştü. "Çok tatlısın sen ya." "Öyle miyim ben ya..?" Yusuf gülerken ona baktım. "Daha bir hafta önce burada kanka rüyamda yine onu gördüm diye anlatıyordun. Şimdi şu halinize bir bakın." Nisa'nın yanağına uzun bir öpücük kondurdum. "Ben diğer parçamı buldum."

"Ne fark ettim biliyor musun Barış? Biz öpüşünce fırtına duruyor." Yusuf gülerken Nisa da bana bakmıştı. "İspatlayabilirim." "Ha baya öpüşmeye bahane arıyorsunuz." Nisa sesini düzeltirken ona bakıp gülümsedim. "Bahaneye ihtiyacım yok. Ama sana kanıtlayabilirim. Aç camı.." Nisa'ya bakarken kararlı bir şekilde onayladı bizi. Dışarıda büyük bir fırtına vardı. "Gerek var mı?" "Evet. Aç sen Yusuf." Yusuf camı açtığında Nisa dudaklarımızı birleştirmişti. Onun öpüşlerine karşılık vermeye başladığımda içeriyi dolduran hava da sakinleşmişti.

Düş GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin