~3~

991 103 350
                                    

Eve geldiğimde güzel bir duş almıştım. Yatağa uzanırken tıklanan kapıyla içeri annem girmişti. "Mavişim... Konuşalım mı biraz?" Onu başımla onaylarken odama girip kapıyı kapatmıştı. Beni dizlerine yatırıp saçımı okşamaya başlamıştı. "Şimdi anlat bakalım, sorunun ne? Özellikle de bu evlilik şeyi nereden çıktı? Sen daha minicik bir bebeksin." Annem yanaklarımı sıkarken gülmüştüm. "O bir anlık sinirle oldu." "O zaman bir daha olmasın minik bebek." "Anne..." "Söyle bal lokmam..."

Ben gülerken annem de saçlarıma bir öpücük kondurmuştu. "Sence insan hiç tanımadığı birine aşık olabilir mi?" "Sence aşk nedir oğlum?" Durup düşünsem de cevap veremedim. "Bilmiyorum... Aşk nedir anne?" "Ben de bilmiyorum. Aşk koca bir bilinmezlik... Peki böyle duygunun kendisi bile bilinmezlikse tanımadığın bilmediğin birine aşık olmak çok doğal değil mi?" "O zaman galiba ben çok aşık oldum. Hem de çok saçma bir şekilde çok kısa bir sürede. Ve korkuyorum."

Annem saçlarımı okşamayı sürdürürken gülümsedim. "Bugünki o kısık gözlü kıza değil mi?" Başımla onaylarken gülümsemişti. "Çok tatlı ve sevimli bir kızdı. Bana babanın Prag'taki bir arkadaşını hatırlatıyor. Ve belki de o yüzden ona ben de çok ısındım." "Peri kızı gibi..." "Ah öyle demek... Birileri büyümüş de aşık mı olmuş yani." Annem beni gıdıklarken güldüm. Durup bana bakıp kahkahalarımı izlerken dizlerinden kalkıp ona sıkıca sarıldım.

"Bugün seni üzdüğüm için özür dilerim." O da beni sıkıca sarıp kokumu içine çekmişti. "Bugün beni dünyanın en mutlu annesi yaptın sen. Cennet kokulum, canım oğlum..." "Seni seviyorum." "Yaa ben de seni seviyorum miniğim. Şimdi bak bakalım annene." Ondan uzaklaşıp gözlerine baktığımda yüzümü sıkıca kavramıştı. "Aşktan korkma tamam mı? Aşk çok güzel bir duygu." "Sen aşık mısın peki? Eşine yani..." "Onu çok seviyorum, onunla mutluyum. Ama aşk bu değil. Ben aşık olduğum adamı yıllar önce kaybettim."

"Yani babam dönse..." "Baban dönmeyecek. Dönse bile... Aşk her şeye yetmez oğlum ve ben ailemle çok mutluyum. Birinizi bile bırakmaya niyetim yok. Seni de bırakmayacağım yani." "Olmaz ama ben kaçacağım." "Allah Allah nereye?" Annem bana sahte bir kızgınlıkla bakarken güldüm. "Prag'a artık, damat olarak. Benim yerim eşimin dizinin dibi." "Aa şuna bak hemen sattı annesini. Ne yapsam ben biraz kaynanalık yapıp gelin adayımı korkutsam mı?" "Ya hayır."

Annem yanağıma uzun bir öpücük kondurduğunda gülümsemişti. "Ben oğlumu kimselere vermem." "Oğlun kapıldı anne üzgünüm. Kısık gözlüm de beni isterse kaçarım." "Yok yok ben bu kızla bir konuşayım." Annem gülerken ben de güldüm. "Herkesle çok çabuk bağ kuruyorsun. Sonunda yine üzülmenden korkuyorum." "Ben de korkuyorum. Ama üzülmekten değil bu kez. Anne öyle güzel ki... Ama bir o kadar da kırılgan gibi... Ya onu üzersem?" Annem saçlarıma uzun bir öpücük kondurmuştu.

"Bilemeyiz ki yaşamadan... Şimdi bizimle yiyecek misin?" Başımı iki yana salladığımda burukça gülümsemiş ve yanağıma bir öpücük kondurmuştu. "O zaman güzelce dinlen ama yemeğini mutlaka ye. Bak sorarım Leyla ablana." "Tamam anne." "Şimdi kardeşinle ilgilenmem gerek biraz da. Benimle paylaşmak istediğin başka bir şey var mı?" "Yok... Ama sıkıca sarılabilir miyiz bir kez daha?" Beni sıkıca sararken yanağıma uzun bir öpücük kondurmuştu.

"Sen yalnız değilsin, annen hep yanımda senin. Yusuf da öyle, her ne kadar beni kızdırıyor olsa da... Hayal zaten çok güzel bir kız ve kısık gözlü gelinim gelene kadar sizin olmanızı hep çok istemiştim." "Hey... Anne o Cemal'den daha çok kardeşim gibi benim." "Ama çok güzel bir kız." "Evet kesinlikle çok güzel ama öyle bir şey aramızda olmayacak." "Prag'a damat gitme konusunda kararlısın yani?" "Anne ya..."

...

"Böyle minik gözleri var o kadar güzeller ki... Gülünce böyle kayboluyorlar." Leyla ablalarla beraber yemek yerken yine ondan bahsediyordum. Zaten dünya üzerindeki herkese ondan bahsetmek istiyordum. Tamam herkese değil... Ama onun hakkında konuşmak istiyordum. "Sizce beni beğenir mi?" "Bence seni beğenmeyecek kimse yoktur. O güzel yüzün, boyun posun bir yana kocaman bir kalbin var. Onun için bile sever seni." "Bir de utanınca böyle başını hafifçe yana eğiyor ve o zaman çok daha tatlı oluyor." "Bizimki fena kapılmış." Derin bir iç çektim. "Çok fena..."

Düş GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin