~9~

717 78 167
                                    

Uyanıp kahvaltı hazırlarken Nisa da gelip bana sarılmıştı. Ağladığını hissedince ona dönüp sıkıca sarıldım. "İyi misin?" Başını iki yana sallarken derin bir nefes aldım. "Barış çok korktum... Saçma sapan bir rüya gördüm. Buradan gitmemi istiyorlar. Seninle olmamı istemiyorlar." "Şşş sadece bir kabus..." "Değil... Bundan öncesi de saçma birer rüya değildi bu da önemsiz bir şey değil. Ben gitmezsem öldürecekler seni... Ama gidersem de ben ölürüm." Derin bir nefes alıp onu sıkıca sardım. Nedense rüyamda olanlarla bir bağlantısı olduğunu düşünüyordum.

Ona sıkıca sarıldım. "Sen benim kurban olduğumsun. Seni korkutan, bize zarar vermeye çalışan herkese hesabını sorarım bunun." Nisa'nın yanağına ve dudaklarına büyük öpücükler bıraktım. "Aşkım benim..." O da benim yüzümü sarmıştı. "Gitmezsin değil mi Barış?" "Gitmem." Onu sıkıca sarıp saçlarına öpücükler bıraktım. "Ben de gitmem." "Sen de gitme Nisa'm." Nisa yanağıma uzun bir öpücük kondurduğunda gülümsedim. "Hadi gel dışarıda yapalım kahvaltımızı." "Ne?" "Hadi ya gel." Nisa'yı belinden tutup kendime çekince gülümsemişti. Dudağıma kısa ama tutkulu bir öpücük kondurmuştu.

"Üzerimi giyeyim." "Anlaştık." Nisa giderken arkasından bakıp gülümsedim. Geri dönüp elimden tutarken gülümsedim. "Sen de gel ben korkuyorum." "Seve seve..." Beraber odaya ilerlerken belini sıkıca sarmıştım. Boynuna minik öpücükler bırakırken bana bakmıştı. "Dövüşlerden korkuyorum." "Korkma güzelim bu korkacağın tarzda bir şey değil. Bak iki çeşit dövüş var. Birisinde pes eder ve çekilirsin, diğerinde ise dövüşçülerden biri ölmeden dövüş bitmez."

Bana sıkıca sarılırken ben de onu sımsıkı sarmıştım. "Yine de korkuyorum. Dikkat et olur mu?" "Söz veriyorum prenses dikkat edeceğim." Nisa üzerini çıkaracakken bana bakmıştı. "Arkanı dön." "Hmm arkamda ayna var ama." "O zaman şu tarafa geç ve arkana dön." "Anlaştık ama bir öpücük?" Dudaklarıma minik bir öpücük kondurduğunda gülümseyip dediğini yaptım. "Tamam, hazırım." Ona bakıp derin bir nefes aldım. "Çok güzelsin ama sen." Yanakları kızarırken derin bir nefes aldım. "Gidelim." "Sen bekle ben de giyinip geleyim." Beni başıyla onaylarken arkasını dönmüştü. "Odadan çıkmam, korkarım."

Üzerimi hızlıca giyip bedenini sardığımda başta irkilse de başını geriye atıp bana bakmıştı. "Basit bir kâbus olabilir belki ama belki de değildir? Seni riske atamam aşkım." "Aşkın yesin seni." "Yesin." "Yesin. Ama şimdi değil. Şimdi peri kızıyla randevusu var. Motorla gitmeye ne dersin?" "Hmm. Neden olmasın hoşuma gider." Nisa ile evden çıkarken hazırladığım her şeyi ve bir örtüyü sepete koyup Nisa'ya da kask uzatmıştım. Ardından ben de kask taktığımda birlikte motora binmiştik. "Bana sımsıkı ama sımsıkı tutun kelebek." "Anlaştık Yağcı."

Bedenimi sıkıca sararken nereye gideceğimizi gayet iyi biliyordum. Onun bedenimi saran kollarıyla beraber dikkatlice geldiğimizde gülmüştü. "Bizi bir araya getiren yer. Sessiz ve sıcacık." Motordan inip kaskını çıkarırken kurmuştu bu cümleyi. Ben de aynı şekilde inip kaskımı çıkarınca omzuna uzun bir öpücük kondurdum. "Para kazandığımda ilk olarak buraya küçük sevimli bir ev yapacağım. Mesela şurası yatak odamız olur." Nisa gülümsemişti. "Onun hemen yanı da çocuğumuzun odası." Gösterdiği yere gelince gülümsedim.

"Peki... Şurası da banyomuz olsun. Odamıza yakın olması bizim için iyi olur." "Bak sen Barış beye. Neler düşünüyor?" Nisa gülüp beni oraya sürüklerken ona baktım. Eliyle bedenime dokunup gülümsemişti. "Burada da yalnız bırakmam seni." "Bırakma. Hoşuma gider yani." Nisa gülerken etrafa bakınmıştı. "Bak buraya da bir misafir odası yaparız. Yusuf falan gelirse bizden uzak olsun. Yoksa gece korkup aramızda da yatar o. Hatta ona özel bir kulübe yapalım." "Yok artık Nisa köpek mi bu?" Nisa omuz silkerken yanağına uzun bir öpücük kondurdum.

Düş GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin