~21~

433 55 268
                                    

Bilinmeyen bir zaman düşünün. O zamanın içinde yapayalnız kalmıştım sanki... Nisa'nın dudaklarını hissettiğim an birbirimize can vermiştik. Nisa benim mucizemdi her şeyimdi. Hastaneden çıkıp eve giderken uzun bir öpücük kondurdum saçlarının arasına. "Seni seviyorum." Nisa bana sığınırken gülümsedim. "Ben de..." "Daha iyi misin?" "Hiç bu kadar iyi olmamıştım." Yusuf arabayı sürerken Hayal'e bakıp gülümsedim. O da yanında uyuyakalmıştı her zamanki gibi. Nisa ile ben arka koltuktaydık. Başını göğsüme yaslayıp uzanmıştı. Arada yaramazlık da yapmıyor değildi tabii.

"Baban gitti ya geri gelir mi sence?" "Bilmem... Umurumda değil, sen iyi ol bana yeter." Nisa doğrulup bana bakarken gülümsedim. "Ben iyiyim ama biraz korkuyorum." "Korkma aşkım seni korurum." "Ben senin için korkuyorum ya sana bir şey olursa? Ben senin kadar güçlü değilim. Bana ne dediğini hatırlıyor musun? Sen benim hayatıma güneş gibi doğdun, bana umut oldun..." "Oldun Nisa..." Dudağıma dokunduğunda gülümsedim ve kokusunu içime çektim. "Sen de benim için çok değerlisin. Yazın yağan o yağmur gibi, kışın içine girip ısındığım o sıcacık yatak gibi... Sensiz hasta olurum."

"Şuanda çok farklı değilsin ama sen bilirsin." "Ya deli onu mu diyorum ben?" "Ha deli de olduk iyi mi? Yazdım kenara." "Hangi kenara mesela..? Buraya olabilir mi?" Ellerini karın kaslarımda hissedince derin bir nefes aldım. "Sanmıyorum." Elleri yavaşça kayarken Yusuf'un öksürüğüyle gözlerini devirmişti. "Ben hastaydım yeni iyileştim Yusuf. Bırakın eşimle özlem giderelim." "Eşin demek... Yesem mi ki seni?" "Ye beni." Dudağıma minik bir öpücük kondurduğunda Yusuf da ani bir fren yapmıştı. "Sıçayım ağzına." "Barış!" Nisa bana bakarken gülümsedim ve dudağına minik bir öpücük kondurdum.

Hayal de uyanmış etrafa bakınırken derin bir nefes aldım ve gülümsedim. "Kutlama zamanı. Gidin hadi siz." "Barış çok ayıp sevgilim." "Yazıklar olsun." "Ne oluyoruz yine?" "Tatile gidiyoruz." "Ne? Ciddi misiniz? Ee okul ne olacak?" "Sikeyim okulunu Nisa." Bana öfkeyle bakarken uyarır tknda konuşmuştu. "O dilinden bir küfür daha duyarsam boşarım seni." "Tabii canım tabii. Bekar olduğumu duyan da gelir." "Gelirse helvasını beraber kavururuz." "Sen kavurursun, benim işim fıstıklarla." Göz kırptığımda tek kaşı sorgular biçimde havaya kalkmıştı.

"Birileri ateşle oynamayı seviyor galiba?" "Daima." "Yusuf'um çakmağın var mıdır acaba?" Bana tehditkar bir şekilde bakarken gülümsedim. "Yusuf'un? Bu helva nasıl yapılıyordu Hayal..?" "Yaparız birlikte bebeğim benim." "Aşkımsın." Nisa bize bakarken bana sarılmıştı. "Ben çok hastaydım ama Barış..." Nisa'ya baktığımda kocaman gülümsedim. "Çok şükür artık iyisin." "İyiyim tabii... Seni bırakır mıyım ben hiç..." "Hiç bırakma... Hem de hiç." "Gerçekten tatile gideceksek eşyalarımızı ayarlayalım." "Gidiyoruz in hadi." Biz birlikte arabadan inince herkes eksiklerini tamamlamaya gitmişti.

...

Nisa bir kaç şey alırken bana bakmıştı. "Hep yanımda mı olacaksın?" "Tabii ki. Yeni çıktın hastaneden." "Ama ya özel bir şeyler almak istiyorsam?" Bana yaklaşırken derin bir nefes aldım ve gülümsedim. Belini okşarken o da derin bir nefes almıştı. "Özel mi var aramızda? Hepsini biliyorum, görüyorum zaten." "Yaa utandım. Biraz da başım döndü." Onu kucağıma alıp oturacağı bir yere götürdüm ve su uzattım hemen. "Çok acıyor mu yine? Hastaneye gidelim mi? Bir anda mı oldu? Karnın aç mıydı acaba?" "Sakin olur musun? Lütfen."

Dudaklarıma uzun bir öpücük kondurduğunda gülümsedim. "İyi olman gerek. Yoksa sakin de olamam nefes de alamam. Ölürüm." "Deme öyle ya. Hem benim başka bir konuda şüphem var." "Ne gibi? Düşündüğüm şey mi yoksa?" "Yani... Umarım o değildir. Çok erken daha ama bilmiyorum." Nisa'ya baktığımda gülümsemişti. Elini tutup karnına dokundum. "Erken tabii." "Ama ister miydin?" "Şuan çok çok erken değil mi?" "Hayır." Nisa'ya baktığımda gözlerime bakıyordu kararlı bir şekilde. "Az önce sen de dedin." "Ben derim." "Allah Allah? Ben de derim."

Düş GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin