Selam canlar.Medyada bölümde geçen şarkı ve giydikleri kıyafetleri temsil eden çalışma var.Umarım beğenirsiniz:)
-Lütfen voteleri arttıralım.Yorumlar da bu bölümlerde düştü sanki biraz adfafdbfdg
İyi okumalar:)
Okula biraz yaklaştığımda arkamdan gelen araba sesini duymamla yerimde durdum.Araba yanıma geldiğinde hızla fren yapıp durdu.Açılan kapıdan çıkan vücutla ''en kötü ihtimal'' de olsa sevindim.Bana yardım edebilecek yüzüme endişeyle bakan yüzü gördüğüme sevindim.
Yüzüme bir kaç saniye baktıktan sonra arabadan tamamen çıkıp büyük adımlarla yanıma geldi.
-'Sen...iyimisin ?'
dedi gözlerini vücudumda dolaştırırken.O da haklıydı gündüz vakti sokakta duvara yaslanarak yürümeye çalışan,ağlamaktan yüzü mahvolmuş bir kız.Hem yapabileceği daha iyi bir konuşma cümleside yoktu.Sonuçta birbirimizi tanımıyoruz bile.Başımı yavaşça olumsuz anlamda salladım.Daha sonra duvardaki elim kayınca başka bir yere tutunamadığım,ona da tutunmak istemediğim için dengemi kaybedip yere düşecekken hafifçe kolunu sardı belime.
Hafif yere çökmüş vaziyette dururken kolumdaki beliyle yukarı kaldırdı beni.Sonra kollarıma koydu ellerini.
-'Size gidiyorum.İstersen..' diyerek arabasına baktı göz ucuyla.''Senide götürebilirim.''
Gözleri arabadan ilk indiğinde kızgın bakıyordu bana.Sanırım annesine karşı olan tutumum yüzündendi.Ama halimi gördükten sonra acımış olacak ki sadece az da olsa endişeyle bakıyordu.Ama sonrada gözlerinden silmişti bu ifadeyi.Bu halde eve gidebileceğimi sanmıyordum .Hem gitsemde erken gitmem gerekiyordu ki babam beni böyle görmesin.Bu yüzden teklifi fazla cazip görünüyordu.Ellerimi kaldırıp gözlerimi bir kez daha sildikten sonra yüzüne baktım.
-'Çok ihtiyacım olduğu için kabul etmek zorundayım.'
diye mırıldandım.Kuzey'i geberticektim.Bana yaptıkları için,canımı yaktığı için ve de şimdi beni başkasına muhtaç bıraktığı için.
Ateş sözüm karşısında yarım ağız sırıttıktan sonra eliyle arabayı gösterip
-'Geç o zaman .'
dedi.Kafamla onayladıktan sonra yavaş adımlarla yolcu koltuğuna geçtim.O da şöfor koltuğuna oturduktan sonra arabayı çalıştırdı.On dakikalık bir yolumuz vardı.ERkenden gidip duş alıp kendime gelmem gerekiyordu.Bu akşamı erteleyemezdim.
-'Şimdi seni eve götürdüğüm için soruma cevap vermek zorundasın.Nasıl bu hale gelmeyi becerebildin ?'
dedi gözleri iki saniyeliğine iğrenerek üzerimi tararken.
-'Keyfi birşey değildi.Dalga geçmeni gerektirecek birşeyde.'
dedim sert bir sesle.Ateş'in konuşmasına şaşırmıştım.Çünkü onu tesadüfende olsa gördüğümde gözlerinin üzerinde yoğun bir sis dumanı varmış gibiydi.Bakışları buğuluydu.Gözlerinin rengini göremezdiniz.Az ,hatta hiç konuşmazdı.Ve bakışları hep sertti.Yaşından büyük gösterdiğide göz önünde bir şeydi.Gözleri kahverengiydi.Bu iyi birşeydi.Ama gözlerinden duyguları okunmuyordu.Gerçi onu ç.ok az görmüştüm ama genel olarak böyleydi.
-'Ne oldu ?'
diye sordu ısrarla.Ne diyecektim ki ? Anlamazdı.
-'Bak ihtiyacım vardı kabul ettim teklifini.Eve gitmem gerek hemen.'
dedim.AZ da olsa hala titriyordum ama o anları düşüğnürsem daha kötü olacağını bildiğim için kafamı dağıtmaya çalışıyordum.Başka şeyler düşünmeye .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*Karanlık Sırlar*
ActionHayat iki çizgi arasında kalan bir süreyi temsil ediyordu bizim için.Ne ilerisini görebiliyordum ne gerisini.Herşey ben doğmadan başlamıştı ama sonu ben ölene kadar gelmeyecekti belli ki. Yaşayacağından emin olmak hiç bir zaman bu kadar zor olmamışt...