Çok çok çok özür dilerim.Çok gecikti ve üzülerek söylüyorum ki kısa oldu.Ama haklı -en azından benim açımdan haklı-sebeplerim vardı.Şimdi buraya yazsamda okunacağını sanmadığım için yazmıyorum nasılsa geçiyorsunuz. Bu hafta sınavlarım başlıyor iki haftalık birşey .Yazmaya çalışacağım ama ne kadar olur bilemem.Ondan sonra hep beraberiz.
Medyada Meleğimiz :)Bu resimlere bayıldım:)
iyi okumalar.
Çok fazla korkuyor ve utanıyordum.Hem Ateş ten hemde diğerlerinden .Onlar adi ,pislik insanlar olabilirlerdi ama genede utancımdan yerin dibine girmek üzereydim.Diyecek ne bir kelime ,ne de konuşacak güçüm kalmamıştı.
-'Yapma.' diye fısıldadım son sesimle.Onlar beni takmazken üzerimdeki adamın aniden kalkması ile kapalı gözlerimi açtım.Ellerimi sıkmaktan tırnaklarım avcuma batmıştı ve canımı yakıyordu .Tabiki bu acı bir hiçti.
Yeni açılan gözlerimle az önceki adamı Yaman ın ellerinin arasında görmek bana aşırı derecede bir güven vermişti.Gelmişlerdi.Geçte olsa burdalardı.Lar diyorum çünkü Bora da dahil olmak üzere Egemen ,Ayaz ve tanımadığım üç kişi daha vardı.Yaman Erdem denen şerefsizi yerden yere vurup küfrederken diğerleri Arslan hariç adamlarını dövmek ile meşguldü.Bense öylece yerde yatmakla.Kalkacak gücü kendimde bulamıyordum.Birden bedenime sarılan kollar ile korkup çığlık attığımda -'Benim korkma.' diye bağırdı Doğa.-'Korkam nolur.Yanındayım.Geçti.İyisin .Korkma.' diye fısıldayan arkadaşıma bende sıkıca sarıldım.Korkma diyordu ama şuan o benden fazla ağlıyordu.Ağladıkça belimi daha çok sıkması ise cabasıydı.
-'D-doğa çok korktum.' diye itiraf ettim biraz daha sıkı sarılırken.-'Bende.Özür dilerim geç kaldık.Özür dilerim.' Elleri ile yüzümü kavrayıp iki yana çevirdi.Yüzümde pek fazla birşey varmı bilmiyordum ama sırtım çok kötüydü.Yere çok sert düşmüştüm.Ve taşlar sırtımı çizmişti.
Aniden Doğa yı kendimden ayırıp bahçeye baktım.Diğerleri kavga ederken Arslan öylece izliyor ve gülümsüyordu.Bu adam aptalın önde gideni,bayrak taşıyanıydı kesinlikle.Ateş çok olmasada bir kaç darbe aldığı için endişeleniyordum. Yedi kişilerdi ve Ateşle Yaman Erdem denen piç kurusunun ağzını burnunu kırmakla meşguldü.Ama genede korkuyordum.Bir an önce burdan gitmelerini istiyordum.
Bahçe kapısının önünden gelen araba freniyle kafamı oraya çevirdim.Doğa da oraya baktığında hızla açılan kapıdan Kuzey çıktı. Kuzey.
Korku dolu gözlerle Kuzey e baktığımda yerde oturan beni görür görmez koşarak yanıma geldi.Bana zarar vereceğini düşünüp yerde sürünerek geri gitmeye çalıştığımda kaşlarını çatarak önüme gelip dizlerinin üzerine çöktü.
-'Asi! Asi iyimisin ? Birşey yaptı mı bu piçler! ' diye bağırdığında Kuzeyin geldiğini görünce herkes kavga etmeyi bıraktı.Ateş kaşlarını çatıp sert adımlarla yanımıza geldikten sonra kollarımdan tutup beni tek hamlede ayağa kaldırdı.Canımın acısıyla inlediğimde Kuzey arkasını dönüp babasının üzerine yürümeye başladı.
-'Baba ne yaptın sen ! Ben sana Asi ye asla zarar vermeyeceksin demedim mi ! ' diye kükrediğinde Arslan ne zaman yaktığını bilmediğim sigarasını yere atıp yaslandığı arabadan doğruldu.İki elini yana açıp -'Şu adamlarımın haline bak Kuzey ! sence ben mi onlara zarar verdim.' dediğinde
-'Hak ettin şerefsiz !' diye bağırdı Ateş.
-'Senin önceden de olsa babam olduğun için utanıyorum lan senden .Adi şerefsizin tekisin.! Hiç bir boku hak etmiyorsun .Sonrada niye istediklerim olmuyor diye yıkıp döküyorsun .Defol git .' diye bağırdığında korkarak yerimden sıçradım Doğa yanıma gelip koluma sarılarak ağlamaya başlamıştı.Onu ağlattıkları için bile şerefsiz lakabını hak ediyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*Karanlık Sırlar*
ActionHayat iki çizgi arasında kalan bir süreyi temsil ediyordu bizim için.Ne ilerisini görebiliyordum ne gerisini.Herşey ben doğmadan başlamıştı ama sonu ben ölene kadar gelmeyecekti belli ki. Yaşayacağından emin olmak hiç bir zaman bu kadar zor olmamışt...