Selamlar.Yeni bölüm sizlerle.Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyinn lütfen.Medya Ellie Goulding Love me like you do.Çok sevdiğim bir şarkıcı.Onun yeni parçalarından biri.Çok güzel mutlaka dinleyin.Ama klibini izlemeyin olum.O ne cenabet bir film öyleeee :))(Şimdi öle dedim diye hepiniz izliceniz biliyom sizi gidi pislikler :P) )
İyi okumalar :DD
*Asi*
Battaniyeyi açan Doğa'ya gülümseyip yavaşça içine girdim.Karnım acısada sessiz kalmayı başarabilmiştim.Yatağın içine girdikten sonra Doğa üstümü örttü.Onu izlediğimde yan taraftaki kapıya ilerledi.
-'Nereye ?'
diye sordum tahriş olan sesimle.
-'Lavaboya girip geleceğim.'
dediğinde kafamı sallayıp daha çok sarıldım battaniyeye.Dudağım acıyordu.Kaşımda acıyordu.Kendimi fazla yorgun hissediyordum.Malesef şu sarışın olanın -adı Yaman dı sanırım- evinde kalmak zorunda kalmıştık.Ateş le tartışmaya girsekte hem halim olmadı hemde bunun en mantıklı seçenek olduğunu göz önünde bulundurarak burada kalmayı kabullenmiştik.
Yarın pazardı.Doğalara gidip kendimi odasına kilitlemeyi düşünüyordum.Yüzümde bir kaç yara vardı.Dudağımda ,kaşımda ve alnımda.Yarını kimseye gözükmeden atlatıp krem sürersem biraz olsun geçeceğini umuyordum.Eve giderkende bol fondötenli bir makyajda yaparsam sorun kalmazdı.Ama tabiki bu ruhsal sorunlar hariçti.
Çok korkmuştum.Nefret ediyorum bu huyumdan.! Yükseklikten korkardım.Ve Arslan bey bunu biliyordu.Kullanmaktan geri kalmamıştı.Beni aşağı atacaklarını sanmıştım.Aslında şu korku işi çıkana kadar gayet iyi idare etmiştim.Ve beni Ateş'in arabasının önüne koyup gitmeleri.Gelmeseydi ne olurdu düşünmek bile istemiyorum.Yaralarıma tentürdiyot sürmüştü.Bana yardım etmişti.Çünkü kendisini suçlu buluyordu.
Yatakta kendi kendime bunları düşünürken bir anda gelen çığlıkla bedenim birden kasıldı.Bu.. Doğa'nın sesiydi.
***Doğa*
Battaniyeyi açıp ASi'nin içine girmesini bekledim.Yatağın içine girdikten sonra üstünü örttüm.Daha sonra doğrulup kapıya ilerledim.Arkamdan cılız sesini duyunca ona döndüm.
-'Nereye ?'
-'Lavaboya girip geleceğim.'
dediğimde kafasıyla onayladı.Kapıyı açıp dışarı çıktım.Bugün hepimiz yorulmuş ,halsiz düşmüştük.
Asi ile ayrıldıktan sonra arayıp beni birilerinin takip edip etmediğini sormuştu.Korkmuştum.İlk başta hiç bir aksilik görmesemde sonradan bizi durdurmaya çalışan arabayı haber vermiştim.Ama o dakikalar benim için berbattı.Amcamlarla yemek yerken Asi'ye restauranta geldiğime dair bir mesaj atmıştım ama o aramıştı.Açtığım da Ateş 'in çıkması ,adresi mesaj atması,Demir amcayı arayıp haber vermem,buraya gelmem,geldiğimde Asi'nin hali.Hepsi film karesi gibiydi.
Bir anda olmuş ve ben birşey anlayamamıştım.Kardeşimin canı yanmıştı .Hemde bir hiç uğruna.Onu öyle gördüğümde benimde canım yanmıştı.Dayanamıyordum ona birşey olmasına.O dışarıdan çok dayanıklı,güçlü gözüksede içi hala bir bebek gibiydi.Narin,kırılgan...
Ona yardım etmek için herşeyi yapmaya çalışıyordum .O...çok farklı bir kişiliğe sahipti.Herkes bizim çok zıt olduğumuzu söylerdi.Aslında dışarıdan gerçekten de zıt görünüyor olmalıydık.Ben onu eğlendirmeye ,neşelendirmeye çalışan taraf olduğum için ,cıvıl cıvıl olan taraf ben oluyordum.Tamam sanırım birazcık ta doğamda olan birşeydi bu ama ,genede çoğunluk Asi yüzünü asmasın diyeydi.Sürekli sorunlar çıkıyordu.Ama biz aşmayı başarıyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*Karanlık Sırlar*
ActionHayat iki çizgi arasında kalan bir süreyi temsil ediyordu bizim için.Ne ilerisini görebiliyordum ne gerisini.Herşey ben doğmadan başlamıştı ama sonu ben ölene kadar gelmeyecekti belli ki. Yaşayacağından emin olmak hiç bir zaman bu kadar zor olmamışt...