Başımın tekrar dönmesiyle hafifçe yanımda oturan doğa ya tutundum.Anında bana bakan yüzüne ''birşey yok'' dercesine gülüp telefonumun ekranına geri döndüm.Dün Ateş ,Doğa ve Yaman bizde kalmıştı.Ve şimdide beraber okula gidiyorduk.Dün yanımda olup beni yalnız bırakmadıkları için hepsine minnet borçluydum. Hiçbir sorun olmadan gecenin kalan kısmını geçirebilmiştim.
Ateş ile balkonumda konuştuktan sonra yüzümde güller açarak içeri girmiştim. Çünkü söyledikleri beni çok mutlu etmişti.İçeri geçtiğimizde onlar doğa nın hazırladığı odalarda bizde doğayla benim odamda kalmıştık.
-'Kahvaltıyı okulda mı edelim .Bir yerlere oturmak istermisiniz ?' diye soran ön koltukta oturan Yaman dı.Dünden beri oda benimle ilgilenmiş ve aramızdaki arkadaşlık bağlarını kuvvetlendirmiştik.
-'Fark etmez bize değil mi Asi ?' diye soran doğayı kafamı sallayarak onayladım.Bi.r kaç dakikanın ardından arabayı sahil kenarında bir cafenin önüne çekmiştik.İtiraz etmeden bende diğerleri ile birlikte arabadan indim.
Sözde okula gidecektik ama kahvaltı yapmamıştık .
Beraber kafeden içeri girip cam kenarı bir masaya ilerlerken Bora ve Badeyi ayakta beklerken görünce şaşırarak yanlarına ilerledim.
-'Ne büyük tesadüf ' diyerek güldüğümda Bade gülerek bana sarıldı.
-'Tesadüf değil.Ateşler haber vermiş Boraya.' dediğinde şaşırarak Ateşe baktım.
-'E dün okula geç kalmayın demişlerdi.' diyerek omuzlarını silktiğinde bende gülerek sandalyelerden birine oturdum.Diğerleride oturduğunda beraber serpme kahvaltıda karar kılıp siparişimizi verdik.normal davranıyorduk.Herkes normaldi.Dün yaşanmamış gibi.
-'Asi? Daha iyisindir umarım?' diyen boraya dönüp haifçe tebessüm ettim.
-'Sağol.İyiyim.'
İyiydim .İyi olmaya devam edicektim.Ben güçlü bir melektim.
******************************
'bak.Gerçekten konuşmak istiyorum.' demesine aldırmadan aynı hızda koridorda yürümeye devam ettim. Yürürken hiç arkama bbakmadan cevap verdim.
-'Bak.Bende gerçekten dinlemek istemiyorum.'
-'Ama asi..'
-'Kes.ve arkamdan gelmeyide bırak .Sıktın.'
diyerek ''Sonunda'' ulaştığım kızlar tuvaletinin kapısını açıp içeri girdim.Boş olmasına sevinerek aynanın karşısına geçip elimi yüzümü yıkadım.Derste çok fazla sıkılmıştım ve başım ağıyordu.
İçeriye çok ilerlemeden geri dönüp kapıyı kilitledim. Cesmelerden birinin önüne geçip suyu açtım. Ellerime doldurdugum bol suyu yüzüme çarptıktan sonra lavaboda yüzümden süzülen damlaları izledim .
O kadar zor geliyordu ki herşey. Çok zor. Herkes kendi derdinden dert yaniyor. Zor geldiğini söylüyor peki ben? Ne yapacağımı bile bilmeyen ben ? O kadar çaresiz , o kadar yalnız , o kadar sıkılmış , o kadar bezmiş ... Artık bilemiyorum . Ne yapmam, nereye gitmem gerektiğini bilmiyorum. Yalnız başına kalmış,sürüsünü kaybetmiş bir kuzu gibiyim. Ama artık yeter. Ya artık kaybettiğim sürü gelip beni bulsun ve yanına alsın , ya da kurtlar beni bulup canımı alsin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*Karanlık Sırlar*
AksiHayat iki çizgi arasında kalan bir süreyi temsil ediyordu bizim için.Ne ilerisini görebiliyordum ne gerisini.Herşey ben doğmadan başlamıştı ama sonu ben ölene kadar gelmeyecekti belli ki. Yaşayacağından emin olmak hiç bir zaman bu kadar zor olmamışt...