Ulaş bomboş koridorlarda ağır adımlarıyla yürürken kilitlediği kapından gelen sesler de azalmaya başlamıştı.
Önce merdivenleri indi, ardından ise evin çıkış kapısına adımladı.
Buraya kadardı...
Kapının kolunu aşağı indirip kendini sakince evden dışarı attı ve soğuk rüzgarın suratına çarpmasıyla hafifçe yüzünü buruşturdu.
Üzerinde sadece ince bir hırka vardı. Hava ise dondurucu şekilde soğuk, yerler karla kaplıydı.
Kapıyı arkasından kapatıp bahçeye çıktı ve kendini onu bekleyen kırmızı minibüsün içine attı.
*****
"Yüzünü görebildiniz mi?" dedi Berk İrem ve Mert'e bakarken.
"Hayır" dedi İrem sandalyelerden birine otururken.
"Ulaş uyanınca endişelenecek." dedi ardından.
"Biz burada mal mal işlerle uğraşıyoruz uyuyan güzel bir türlü uyanamadı." dedi Mert ise.
"İlaçtan" dedi İrem. "Birkaç saat daha uyuyacak. Şimdi uyanması imkansız."
"Bahar nerede?" dedi o sırada Berk. "Bahar'ı almak için girip kendimiz yem olduk."
"Etrafta kamera görebiliyor musunuz?" dedi Mert etrafa bakınırken.
"Dikkatimi çekmedi."
O sırada saatine gelen mesajla irkildi Mert.
Mert, benim Bahar. İyiyim, beni merak etmeyin. Ve özür dilerim...
*****
Neler oluyorduuu?
Şimdi buraya karakterlere olan sorularınızı bırakın. Önceden de yapmıştık ya.
Buraya da bana olan sorularınızı bırakın.
Hadi ben kaçar. Öptüm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İBT (0.2)
Teen FictionKariyerinizdeki hızlı yükseliş gözlerimizden kaçmadı. Bu mektubu sizi hem tebrik etmek hem de kurulu oyunumuza davet etmek için yazıyoruz. Yanlış anlamayın bu bir teklif değildir, bu oyun için size bir seçim hakkı verilmemiştir. Detaylar yarın ansız...