"Ulaş! Ulaş iyi misin! Ne oldu!" dedi İrem spor salonunda yerde yüzüstü yatan Ulaş'a doğru koşarak.
Adamda ne hareket vardı ne de ses. Yerde öylece uzanıyordu. Kız adamın yanına eğildiğinde gördü beyaz zemini renklendiren kanı.
"Ulaş!" dedi adamı omzundan tutup yüzünü kendine doğru çevirerek. Alnında hafif sayılmayan büyük ve derin bir yara vardı. İki eliyle başını tutup yaraya daha yakından baktı ve başını olumsuz anlamda sallayarak ellerini adamdan çekti.
Koşar adımlarla spor salonundan çıkarken kendini yine uzun, dar koridorlarda bulmuştu. Bir yandan koşarken bir yandan da biri duyar umuduyla bağırıyordu.
"Mert!" trabzanlardan güç alarak merdivenleri de koşar adımlarla çıkarken kendini en yakın olan Mert'in odasına attı.
"Mert!"
"Noluyor?" dedi Mert yatağından fırlayıp kızın karşısına geçerken. "Ne bu halin!"
"Aşağıda!" dedi İrem. "Aşağıda!"
"Ne? Kızım düzgün anlatsana!"
"Aşağıda!" dedi İrem endişeyle. Mert İrem'den umudu kesip odadan çıkarken soluğu aşağıya inen merdivenlerde almıştı. İrem de hızla onun peşinden gitmiş, peşine de Bahar ve Berk'i takmıştı.
"Ne oldu!" dedi Mert Ulaş'ın yanına çökerek.
"Bilmiyorum, bana mesaj geldi."
"Ne dikiliyorsun doktor değil misin sen!"
"Yapamam! Onu da öldürürüm!"
*****
İyi geceler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İBT (0.2)
Teen FictionKariyerinizdeki hızlı yükseliş gözlerimizden kaçmadı. Bu mektubu sizi hem tebrik etmek hem de kurulu oyunumuza davet etmek için yazıyoruz. Yanlış anlamayın bu bir teklif değildir, bu oyun için size bir seçim hakkı verilmemiştir. Detaylar yarın ansız...