Bahar ameliyathanenin önünde duvara yaslanmış karşısındaki Berk ve Mert'i süzerken birden kapının açılmasıyla duvarla bağlantısını kesti.
"Durum ne?" dedi Mert İrem'in önünde durarak. İrem boynuna bulaşan kandan bile habersiz, gözleri kızarmış şekilde Mert'e baktı.
"İyi." dedi ve yutkunarak kuruyan boğazını ıslattıktan sonra devam etti. "Altı dikiş attım. Kan kaybettiği için de serum taktım. Aniden uyanmasın diye uyuttuğum için şuan hala uyuyor. Birkaç saate uyanır."
"Peki dikiş izi kalacak mı?" dedi Berk ise.
"Evet."
"Polisliği ne olacak?" dedi Bahar araya girerek.
"Bilmiyorum. Siz onu odasına taşır mısınız? Ben üstümü değiştireyim."
"Tamam git sen."
İrem yavaş adımlarla merdivenlere doğru ilerlerken elleri üzerindeki siya geceliğin eteklerine değiyordu. Merdivenleri çıktıktan sonra uzun koridora girip üstünde ismi yazan siyah kapılı odanın önünde durdu. Kapıyı yavaşça açıp odasına girdi ve kapıyı kapatmadan önce odasının karşısındaki gri kapıyla bakıştı. Ulaş'ın odasının kapısıydı.
Odaya girer girmez dolabını açıp başka bir gecelik çıkardı. Bu seferki tişört ve pijama şeklindeydi. Üzerindeki geceliği çıkarıp odasındaki banyoya attıktan sonra yenilerini giydi ve başka bir şey yapmadan odadan çıkıp gri kapılı odadan içeri girdi.
O içeri girdiği sırada Mert serumu askıya asmış ve geri çekilmişti.
"Berk ve Bahar nerede?" dedi yatağın yanındaki gri koltuğa otururken.
"Aşklarını tazeleyeceklermiş." dedi Mert ise. İrem'in bakışlarındaki ruhsuzluk değişmeyince tekrar konuştu. "Sen gül diye söylemiştim."
"Ben uyanana kadar buradayım, sen gidebilirsin."
"Tamam doktor." dedi Mert kapıya doğru yürümeden hemen önce. Kapıya ulaştığında kapıyı açıp İrem'e döndü.
"Bu arada iyi iş çıkardın doktor." dedi ve odadan çıkıp kapıyı kapattı. O sırada saatinden gelen titreşimle saatine baktı İrem.
İyi iş çıkardın doktor
İrem bakışlarını saatinden çekip Ulaş'ın yüzüne kaldırdığında açık olan gözlerini görünce bir anda sıçrayarak ayaklandı.
"İyi misin?" dedi pijamasının cebine sıkıştırdığı ışığı alıp adamın gözlerini kontrol ederek.
"Beni duyuyor musun?"
"Evet" dedi adam boğuk bir sesle.
"Beni hatırlıyor musun?" dedi İrem ardından.
"Evet" dedi tekrar adam.
"Ağrın var mı?"
"Yok." dedi ve elini başına götürdü adam. Parmaklarına değen sargı beziyle kaşlarını çattı. İrem ellerini adamın ellerinin üzerine yerleştirip başına dokunmasını engellerken adamın bakış açısına kızın boynundaki kurumuş kan izi girmişti.
*****
Sizce kaçıncı bölüm final olacak?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İBT (0.2)
Teen FictionKariyerinizdeki hızlı yükseliş gözlerimizden kaçmadı. Bu mektubu sizi hem tebrik etmek hem de kurulu oyunumuza davet etmek için yazıyoruz. Yanlış anlamayın bu bir teklif değildir, bu oyun için size bir seçim hakkı verilmemiştir. Detaylar yarın ansız...