"Plan çoktan hazırlanmıştı. Bahar ameliyat edilecek, beni yanına alacaklar ve bizi ihanet etmiş gibi göstereceklerdi." dedi Ulaş.
İrem başını adamın omzundan ayırıp yüzüne baktı ve "Neden sen?" dedi merakla. Bahar, Mert ve Berk de karşılarındaki koltukta oturmuş Ulaş'ı dinliyorlardı.
"Çünkü Mert'i alsalar geride bırakacağı kişiler umrunda olmaz sandılar. Berk de aynı şekilde. Seni alsalar da planın geri kalanını uygulamak için geride bir doktor kalmayacaktı. Beni alıp seninle tehdit ettiler."
İrem başını tekrar adamın omzuna yaslayıp derin bir nefes aldı.
"Sen nasıl kandırdın bizi ya?" dedi Mert İrem'e bakarak. "Onca zaman bunu biliyordun ve bize söylemedin."
"Hayır" dedi İrem aniden. Yanlış anlaşılmak istemiyordu. "Bana ormanda siz uyurken mesaj geldi. Bahar ve Ulaş'ın ellerinde olduğu yazıyordu. Onları geride bırakamazdık."
"Sen saatini atmadın mı?"
"Unutmuşum"
"Bize söylesen biz geride bırakacak mıydık sanki?" dedi Berk ise.
"O an sağlıklı düşünemedim." dedi İrem.
"Her neyse" dedi Ulaş. "Olan oldu, artık önümüze bakacağız."
"Ne yapacağız?" dedi Bahar çatallaşmış sesiyle başını Berk'in omzundan ayırırken. Berk kızın bu hareketiyle kaşlarını çatarak kıza bakmış ve elini uzatıp sargılı başını tekrar omzuna koymuştu. Mert gözlerini ikisinden çekip aynı pozisyonda olan İrem ve Ulaş'a baktı.
"Beklemekten başka çare yok" dedi Ulaş. "Sona yaklaşıyoruz."
"Kaç gün kaldı?"
"8"
*****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İBT (0.2)
Teen FictionKariyerinizdeki hızlı yükseliş gözlerimizden kaçmadı. Bu mektubu sizi hem tebrik etmek hem de kurulu oyunumuza davet etmek için yazıyoruz. Yanlış anlamayın bu bir teklif değildir, bu oyun için size bir seçim hakkı verilmemiştir. Detaylar yarın ansız...