Zoe Hunter
Sabah bilincim açılsada, gözlerimi aralamadan önce biraz oyalandım. Tenime değen yumuşak tüyleri, nefes alırken çıkan sakin horultuları ve üşümemi engelleyen büyük bedenleri hissederken huzur buluyordum.
Buraya nasıl geldiğimi tam olarak hatırlamasamda pişman değildim. Kafamı (yanlış bilmiyorsam) Ivy'nin karnına koymuştum; yavaşça doğrulup beyaza yakın, krem rengi kürküne baktım. Hâlâ uyuyordu.
Kafasını karnıma koyan, koyu kahverengi kurt ise Helen'dan başkası olamazdı çünkü tüyleri saçlarıyla aynı rengi almıştı.Hemen sağ tarafıma kıvrılmış ve sırtını bana yaslamış olan kurdun tüyleri yumuşak bir krem rengine sahipti, krem rengi tüylerinin arasına gri gölgeler yerleşmişti. Kulakları ve burnunun üzerinde bulunan karamel rengi lekeler ise ona özeldi
(Astrid, Ivy ve Helen'ın kurt formlarını bırakıyorum şuracığa ❤)
Benim hareketlendiğimi hisseden Helen, kafasını karnımdan kaldırıp, kırpıştırdığı uykulu gözleriyle bana baktı. Ona gülümserken, işaret parmağımın ucuyla burnuna dokundum.
"Günaydın Helen."
Kuyruğunu hızlı hızlı yere vurduğunda daha çok sırıttım. Bana bakarken ağzını kacaman açıp tiz bir ses çıkararak esnediğinde, diğerlerini uyandırmamak için kıkırdamamı elimle bastırdım.
Ayağa kalkıp hızlıca sirkelendi ve korkutucu derecede beyaz olan dişlerini örten dudaklarını, usul usul yaladı.Onun sirkelenme sesine tüm kurtlar kafasını kaldırdığında karşıma çıkan manzara çok hoşuma gitmişti. Her biri neredeyse benim kadar olmasa onları sevimli olarak nitelendirebilirdim. Helen'dan sonra ayağa kalkan James oldu, onun ardından Herman ve Astrid. Diğerleri de teker teker ayaklanıp uyku sersemliklerini üzerlerinden attıklarında, insan formuna dönüşerek güne başladılar.
"Zoe sen ne zaman geldin buraya?"
Herman, tek gözünü avucunun içiyle ovuştururken beni gördüğünde, şaşkınlığı sesine yansıdı. Birkaç çift göz daha, beni yeni fark etmiş gibi yüzüme bakmaya başladığında utanarak boğazımı temizledim.
"Ben de bilmiyorum ki?
Cevabıma gülerken saçlarındaki tokayı çıkardı ve omzlarına değen saçlarını, hiç oyalanmadan düzelterek tekrar at kuyruğu yaptı.
Bu sırada Astrid yanıma gelmiş ve elini omuzuma koymuştu,"Üşümedin değil mi?"
Kaşlarımı kaldırırken gülümsedim,
"Üşümek mi? Bir ara aranızdan çıksam mı diye düşündüm ama sonra uyku ağır bastı."
Kafasını geriye yatırarak şen bir kahkaha attığında ben de elimi sırtına koydum. Bu sırada Tanya'nın kendi kendine (kesinlikle herkesin duyabileceği bir seste) konuştuğunu duydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUYUCULAR 1
RandomÇocukluk arkadaşının bir baykuşa dönüşebildiğini öğrensen ne hissederdin? Ya da lisede tanıştığın bir kız gözlerinin önünde tilkiye dönüşse? Peki kurda dönüşebilen bir adama aşık olur muydun? Zoe güzel bir genç kız olmasına rağmen, çok küçükken üz...