Astrid, Herman'ın kollarının arasından çıktıktan sonra diğer tüm sürü üyeleriyle sarıldı. Herkesin üzerinde buruk bir sevinç varken bu hüznü üzerlerinden atabilmek için şakalaşıyorlardı.
En sonunda Astrid, Arthur'a sokularak tek kolunu beline doladığında Arthur genç kızı kolunun altına alarak saçlarını öptü.Bu sırada Jaydon hiç eksik olmayan enerjisiyle atıldı.
"Bu lunaparka boşuna gelmedik. Hadi bu mutlu çifti kutlayalım!"
Tüm sürü büyük bir coşkuyla ulurken yumruklarını havaya kaldırdı. İnsan formlarında ulumalarına şaşırsam da ben de onlara, yumruğumu göğe kaldırarak eşlik ettim.
Nefesleri tükendiğinde tüm gençler birkaç metre ötemizde duran ve üç yüz altmış derece dönebilen kamikazeye doğru koştuğunda ben, James ve sürünün coşkusuna katıla katıla gülen Astrid'le Arhur geride kaldık.James omuzumla dürttüm,
"Bence biz de binelim yoksa yer kalmayacak."
Genç adam bu söylediğime gülsede, adımlarını hızlandırmasından beni onayladığını anlamıştım. Merdivenleri tırmanarak kamikazenin içine girdik ve koltuklara oturarak görevlinin kemerlerimizi takmasını bekledik.
James parmaklıklara yakın tarafa oturmuş dışarı bakıyordu; ben de onun yanına yerleşmiş ayaklarımla zeminde ritim tutmaya başlamıştım.Kamikaze çalıştığında James dışarı bakmayı keserek bana döndü ve yana doğru eğilerek kulağıma yaklaştı.
"Ivy ve Milo'yu izle şimdi."
Boynuma çarpan nefesi huylanmama neden olsada gözlerimi Milo'yla Ivy'e çevirerek sırıttım.
Kamikaze, hızlanabilmek için birkaç salınım hareketi yaptıktan sonra yükselmeye başladı. Her salınım hareketinden sonra düşüşe geçtiğimizde midem tatlı bir hisle çalkalanıyor ve bu hıza ayak uydurmaya çalışıyordu. Bu sırada James'in ne demek istediğini anlamaya başlamıştım.
Milo ve Ivy birbirinden tiz çığlıklar atarken tutunmaları gereken demir parmaklıkları bırakmış ve omuzlarıyla bellerinden geçen kemerlerin izin verdiği derece birbirlerine sarılmışlardı.Gözlerimi onlardan çekerek demir parmaklıkların arasından baktığımda, yerden metrelerce yüksekte olduğumuzu gördüm. Kamikaze üç yüz altmış derece dönmek için hazırlanırken en yüksek noktada, baş aşağı asılı kalınca ürkmedim değil.
"İNDİRİN LAN BENİ!"
Baş aşağı asılı kalmak herkesi korkutmuş olacak Chester avaz avaz bağırmaya başlamıştı. Ayaklarım boşlukta sallanırken ayaklarıma doğru uzanan saçlarımı elimle aralayarak başımı yana çevirdim ve James'in yüzüne baktım.
Altımızda kalan lunaparkın ışıkları James'in gözlerine eksiksiz bir şekilde yansıyarak görsel bir şölene imza atmıştı.
Hiç sesimi çıkarmadan, kamikaze tekrar hareket edene kadar huzurlu yüzünü ve gözlerini izledim.Aşağı doğru serbest kaldığımızda, iç organlarım yer değiştirirken istemsiz bir çığlık kopardım; çok ani hareket etmiştik.
Yere yaklaştıkça, çığlığım kahkahaya dönüşürken savrulan saçlarımı yakaladım çünkü yüzüme kamçı gibi vuran uçları gözüme denk geldikçe çok canım yanıyordu.En sonunda görevli, kamikazeyi durdurduğunda kemerlerimiz kendiliğinden çözüldü ve biz aşağı inerek kendimizi lunaparkın ortasında yere bıraktık. Oscar saçlarını düzeltirken gülmekle iç çekmek arası bir ses çıkardı.
"Eee? Şimdi hangisine biniyoruz?"
Ivy yan gözle Oscar'a baktıktan sonra gözlerini devirdi,
"Lütfen sakin ve uysal bir şeye binelim. Yoksa yediğim her şeyi çıkaracağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUYUCULAR 1
RandomÇocukluk arkadaşının bir baykuşa dönüşebildiğini öğrensen ne hissederdin? Ya da lisede tanıştığın bir kız gözlerinin önünde tilkiye dönüşse? Peki kurda dönüşebilen bir adama aşık olur muydun? Zoe güzel bir genç kız olmasına rağmen, çok küçükken üz...