9- PERİLİ GÖL

501 202 183
                                    

Pazar günü, yaz tatiline girmemize yirmi iki gün kaldı. Normalde olsa bu tarihlerde okulun bitmesi için yalvarırdım fakat şimdi biraz daha uzaması içi dua ediyorum. Çünkü okul beni normal tutan tek şey gibi geliyor...

"Zoe! İstersen biraz daha yavaş yürü, akşama orada bize yetişirsin."

Kafamı, gelen baharla yeşermeye başlayan topraktan kaldırıp bana seslenen Austin'e baktım. Diğerlerinden iki adım geride , geri geri yürürken bana sırıtıyordu. O bana seslenince Hector' da bana döndü, onlardan en az iki metre geride kaldığımı görünce koşar adım yanıma gelip bileğimden çekiştirmeye başladı.

"Tambelsin fındık burun, tembel..."

"Pazar günü sabahın sekizinde insan kaldırılır mı ya. Uykum var benim!"

Hector bıkkınlıkla nefes verip beni çekiştirmeye devam ederek grubun arasına soktu.

Sabahın sekizinde telefonum çaldığında başıma bunların geleceğini bilseydim asla açmazdım.

Bir saat önce

Telefonum ısrarla çalmaya devam ederken gözlerimi zorla araladım.

"Efendim Hector."

Hector'un enerjik sesi suratımı buruşturmama neden oldu.

"Sen hâlâ uyuyor musun fındık burun? Hadi kalk ve hazırlan, bizim grupla göle gideceğiz."

Gözlerimi ovuştururken homurdandım,

"Bizim grup derken? Ve saat kaçta"

Güldüğünü duydum, bu sırada kalkmış dolabamı kurcalıyordum.

"Bizim grup... Maria, Austin, Kate, Ben ve Sen."

"Tamam. Bikinimi giyeyim mi?"

"Giy bence."

"Saat kaçta geleceksiniz?"

Bu sırada biri telefonu Hector'un elinden almış olacak ki uzaktan küfür ettiğini duydum.

"Kapıdayız, hazırlan gel Zoe."

Gülümserken gözlerimi devirdim,

"Sizi biraz bekleteceğim Austin."

Tekrar Hector'un sesi bana cevap verdi.

"Sorun değil güzellik, hızlı hareket et yeter..."

Telefon bir "Biip" sesiyle kapandığında onu yatağıma firlatıp bikinilerimi dolabın dibinden çıkardım.
Buz mavisi bikinimi giydim ve üstüne siyah bir taytla beyaz bir crop tişört geçirdim. Boy aynasında kendime baktığımda gülümsedim; antrenmanlar yaramıştı, belimin kıvrımı belirginleşmiş ve karnım kas tutmaya başlamıştı.
Çantama yedek kıyafetler ve bir havluyla atıştırmalık krakerler tıkıştırıp kendimi dışarı attım.

Maria yine kötü kız modundaydı. Kate kısa kot şort ve sadece göğüslerini kapatan, ince askılı bordo bir tişört giymişti. Austin'in üstünde gri sporcu eşofmanı ve beyaz bir tişört vardı. Hector kapşonlu ama ince bir sweat giymişti, altında da siyah sporcu eşofmanı vardı.

"Günaydın millet."

Bu sırada Hector'un kolunun altına girmiştim, o da saçlarıma bir öpücük kondurdu. Hepsi beni selamladığında bahçeden çıkmadan önce annemle babama mesaj attım. Endişelenmelerine gerek yoktu.

Şimdi

Yaklaşık bir saattir yürüyorduk ve yavaş yürüdüğümüzden ayaklarım bana küfür ediyordu.
Yarım metre kadar önümüzde Hector ve Austin birbiriyle güreşiyor, itişip kakışarak şakalaşıyorlardı. Biz kızlar onların bu haline "Biz neden bunlarla arkadaşız?" der gibi bakıyorduk.

KORUYUCULAR 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin