Kahvaltının üzerinden 3 gün geçmişti. Isabella toparlamaya başlamıştı. Luke ile yaşıyorlardı ve biz devamlı iletişim halindeydik.
Saati umursamadan çıkıp onların yanına gelmiştik. Kapıyı çalarken Ron'a saati sordum.
"11." diye yanıtladı beni.
"Fazla geç kalmışız."
Omuz silkti.
"Umursayacaklarını zannetmiyorum."
Üzerinden saniyeler geçmesine rağmen kapı açılmayınca diğer bir ihtimali düşündüm.
"Belki de özel işleri vardır?"
Kaşlarını çattı. Anlamamıştı. Ona garip garip bakınca konuştu.
"Sevişmek gibi mi?"
Gözlerimi devirdiğimde kapı açıldı ve biz bir davet beklemeden içeri girdik. Luke sadece bir basket şortu ile duruyordu. Onu görünce iliklerime kadar titremiştim.
"Üşümüyor musun sen böyle ya?"
"Neden üşüsün ki?"
Isabella odaların olduğu koridordan çıkınca onun da pek sıkı giyinmediğini anladım. Çıkardığım montu portmantoya astım. Luke çoktan kanepeye geçmişti. Kazağıma daha çok sindim ve yanlarına ilerledim.
Isabella ilerledi ve Luke'un kucağına oturdu. Ben araya, Ronald'da yanıma oturdu. Isabella'nın iyimser sesi ortamı titretti.
"Bizde film izleyecektik."
"Ah, ne olur korku olmasın!"
Ronald beni kolunun altına aldı, göğsüne yaslanmamı sağladı.
"Ben buradayım bebeğim.Korkmayacağını biliyorum."
Isabella biraz dikleşip sehpanın üzerindeki DVD kutusuna uzandı.
"Bakalım Luke ne seçmiş. Ah, Luke! Şaka yapıyor olmalısın. "Kadın Aklı Erkek Aklı" mı?"
"Tekerlemede o çıktı."
"Filmi tekerleme ile mi seçtin?"
Luke'un omzuna dostça vurdum.
"Ah, dostum! Bu hareketlerini seviyorum."
* * *
Komik bir film ve gerçek kahkalardan sonra yüzlerimizde birer gülümseme ile oturuyorduk. Ron mantıklı bir düşünce ortaya attı.
"Hazır keyfimiz yerindeyken bir şeyler yapalım. Oyun oynayalım mesela."
"Ah Ron yapma lütfen."
Luke gülümsedi. Izzy'i kucağına aldı ve ayağa kalktı. Onu koltuğa bıraktı ve içeri gitti. Birkaç dakika sonra elinde iki şişe Olmeca Altos ile geri döndü. Ronald alkışladı.
"Süpersin kardeşim! Bak bir de iki şişe getirmiş."
Isabella şişeleri gösterdi.
"Dedemin stoğunu mu patlattın?"
"Hayır bunları ben aldım."
Isabella ayağa kalktı. Mutfağa gitti. Elinde 3 şişe ile geri döndü. Bunlar da Silver'dı.
"Bunlar da benden!"
Ellerimi hızla iki yana salladım.
"Arkadaşlar bu kadar fazla içkiye katlanabileceğimi sanmıyorum. "
Luke kızdı.
"Hadi ama Amy! Hepsini bitirecek değiliz. Zaten bu imkansız. Alkol oranı %45 filan. Sadece keyfimize bakalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seneye Yoksun
Romance"Şşş. Sadece sessiz ol. Sükûtun bir toprak gibi bütün olumsuzlukları yok etsin Amy. Sessizliğin bile iyi gelsin. Yanımda olduğunu bilmek bana yetsin. Sadece sen kollarımın altındayken, buram buram kokunu hissederken rahatlamama izin ver. Birkaç daki...