9Hayatımıza onlarca insan girer. Kimilerini kalbimizde hissederken, kimilerini sadece yüzeysel olarak biliriz. Yaşarız... Bir şeyler paylaşırız durmadan. Sevinçler, üzüntüler, çikolatalar ve daha fazlası.
Bir şekilde bağlanırız birbirimize. Ortak anılar pekiştirir bunu. Yalnızlığımıza ilaç olurlar.
Kucağımda sakince oturan Matt'in yanaklarını okşadım. 3 hafta boyunca her gün onunla olmama rağmen daha 2-3 gündür onu sevmeme ya da kucağıma almama izin veriyordu. Onu Isabella'dan ayırmak zordu.
"Hayır Luke! Balayı filan istemiyorum."
"Bu olmak zorunda Izzy. Tüm bu saçma işler arasında tek keyif veren şey bu olacak. Zaten biletler bile hazır."
" Sen bana sormadan gideceğimiz yere karar verip her şeyi ayarladın öyle mi? Gitmiyorum işte. "
Isabella bir çocuk gibi kollarını göğsünün altında birleştirdi ve Luke'un kucağından koltuğa kaydı. Luke sert bir nefes verdi ve ayağa kalktı. Izzy'i belinden tuttu, kaldırdı. En yakındaki odaya götürdü.
Ron mutfaktan elinde bir pudingle çıktı. İki tane de kaşık vardı elinde. Yanıma oturdu. Pudingi yemeye başladık.
" Bu küçük adam fazla tatlı Amy. Seni ondan kıskanmalı mıyım? "
Güldüm ve ağzının kenarına taşmış çikolatayı sildim.
" Bence şu anın krizi bizim çocuklu çiftin balayı sorunu. "
Gözlerini kaçırdı ve kapıya baktı.
" Tatlıya bağlayacaklarına eminim. "
Çok geçmeden sakin bir şekilde geri döndüler. Isabella ikimizi gösterdi.
"Siz. Bizimle geliyorsunuz. Matt'e bakacak insan lazım."
" Ama... "
Luke tek bir el hareketiyle beni susturdu.
"Uçak biletlerine kadar her şey hazır. Yarın Londra'ya uçuyoruz. "
* * *
Otele elimde mavi minik valizimle girdim. Izzy, Matt ile oynuyor, ona kahkahalar attırıyordu. Arkamı dönmedim çünkü komik bir görüntü olacağını biliyordum. Beylerin valiz mücadelesi gülünmesi gereken bir şeydi.
Resepsiyona gittim ve odaları hazırlattım. Sonunda herkes toparlanmıştı. Bir görevlinin de yardımıyla asansörlere ulaştık. 12. kata çıkarken tek duyduğumuz hoperlörden yayılan sakin klasik müzik ve Matt'in kahkahalarıydı.
Luke ve Izzy kaza gününden sonra, Matt'i resmi olarak evlat edinmek için evlenmişlerdi. Hazırlık filan yapılmamıştı zaten. Sadece bir nikah ve kutlama yemeği. Minik bir salonda yapılan nikaha Luke'un ailesi ve arkadaşlarımız katılmıştı. Hatta Izzy bunu o kadar hafife almıştı ki elbise giymeyi reddetti. Gerçekten bir tayt ve kazak ile evlendi.
Kutlama yemeği de küçük bir ekiple yapıldı. Ben, Ronald, Percy, Atlantis, Cecilia, Brandon ve Bay Mosent. Eğlenceli ve güzeldi. Neredeyse herkes sarhoş olmuştu ve Ronald teker teker onları evlerine bırakmıştı. Zor bir geceydi.
Yine de aşkları göz doldurucuydu. Ne de olsa anlık bir kararı yaşatıyorlardı. Bu Luke'un eseriydi. Onun buna bir görüşme sırasında karar vereceğini kim bilebilirdi ki? Bir de evlenme teklifi vardı tabi. Sosyal hizmetler binasının ilk katında Bayan Brace'iin odasının önünde. Çılgın çift...
Ron'un belimi kavrayan koluyla düşüncelerimden arındım. Güleç ve sakin yüzü beni coşturdu. Sahici bir gülümseme dudaklarıma şekil verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seneye Yoksun
Romance"Şşş. Sadece sessiz ol. Sükûtun bir toprak gibi bütün olumsuzlukları yok etsin Amy. Sessizliğin bile iyi gelsin. Yanımda olduğunu bilmek bana yetsin. Sadece sen kollarımın altındayken, buram buram kokunu hissederken rahatlamama izin ver. Birkaç daki...