Sabah uyandığımda saatin geç olduğunu fark edince hemen üzerimi değiştirerek Seungmin'in yanına gelmiştim. Şu an ben telefondan Hyunjin'in arkadaşlarını kontrol ederken Seungmin'in müşterilerle ilgilenmesini bekliyordum. Bir iki hesap dikkatimi çekmişti. Muhtemelen tehlikeli dediği arkadaş grubuna giriyorlardı. Motor sürdüklerini söylemişti. Motorlu fotoğrafı olan tüm hesapları da not ettim. Seungmin yanıma gelince hemen telefonumu kapattım. Masaya oturdu "yoruldum" derken. Gülümsedim. "Çok mu yorucu iş?" Yayılarak sandalyede otururken kafasını yukarı aşağı salladı. Biri garsonu çağırmak için bu tarafa bakarak elini kaldırınca Seungmin'in elindeki not defteri ve kalemi alarak ayağı kalkıp masaya ilerledim. "Buyrun ne istersiniz?" Kibarca gülümseyerek konuştum. Kadın da bana karşı gülümseyerek "Çikolatalı cheesecake ve portakal suyu olsun" dedi. Karşısında oturan diğer kadına döndüm. "Ben de çilekli pasta ve sıcak çikolata."
Kafamı sallayarak masa numaralarını yazıp yanlarından uzaklaştım. Ne sevecen arkadaşlardı. Ölüm de olsa sonları iyiydi. Gülümseyerek tatile giderken oluşan trafik kazası. Kasanın yanına ilerleyerek defterde ki kağıdı yırtarak çalışanlardan birine verdim. Seungmin'in yanına gelerek omzunu sıktım. Yerinden kalkarak arka tarafa ilerlerken bende masaya geri oturdum. Elinde bilgisayar çantam ile yanıma gelince kocaman gülümsedim.
"Özlemişim" dedim Seungmin masaya otururken. Elimi bilgisayarıma uzatırken kendine doğru çekti. "Çok fazla gömülme şu bilgisayara Felix. Cidden zararlı" Elimi daha çok uzatarak alınca "Bütün hayatım bu bilgisayar zaten Min" dedim. Bilgisayarı açarak içine baktım. Herşey gayet iyiydi. Tasarımların duruyordu. Yarım bıraktığım taslağın ise bıraktığım gibiydi. Taslağı açtım ve karşımda bana göz deviren Seungmin'e baktım.
"Hey garson bana wifi şifresini söyle." Bana dik dik baktıktan sonra bilgisayarımı kendisine çevirdi. İşi bittikten sonra ise bana geri döndürdü. Kocaman gülümsedim. Yarım bıraktığım taslağımı bitirirken Seungmin müşterilere geri dönmüştü.
Ekrana uzun bir bakış attıktan sonra elimi farenin üzerinde oynattım. Her iki seçeneğinde net görmek için sırasıyla denedim.
Kırmızı mı yoksa mavi mi? Kırmızı bütün havayı değiştirir ve güzel dururdu ama mavi de diğer renklerle fazla uyumluydu. Hala renkleri değiştirmeye devam ederken gelen sesle irkildim.
"Bence kırmızı. Güzel bir hava katıyor çünkü." Kafasını omzumun üzerinden uzatıp ekrana bakan Hyunjin'e baktım. Bana döndü ve gülümsedi. Bende ekrana baktım ve kırmızıyı seçtim. Evet kırmızı daha güzeldi. "Haklısın" dedim yanımdaki boş sandalyeye otururken.
"Öyle bir odaklanmışsın ki beni fark etmedin bile" dedi gülerek. Bende ona karşı gülümsedim tekrar. "Evet. Sen ne yapıyorsun burada? Seungmin'in yanına mı geldin?" Etrafta gözlerini gezdirerek cevapladı. "Aslında biri ile buluşucaktım. O zamana kadar yanında oturabilir miyim?" Kafamı salladım. Gözleri bana dönünce yanağıma baktı.
"Yüzüne ne oldu?" Dedi kaşlarını çatarken. Elimi yanağıma atınca dün olanlar aklıma geldi. Ayrıntılarıyla olmasa da kabaca anlatmıştım. "Eve giderken bir iki adamla kavga ettim de. Ama zayıf bedenimle darbe almaktan kaçamadım." Gözleri endişeyle doldu.
"Neden kavga ettin?" Cidden meraklı biriydi. Ama şu anki sorularının meraktan çok endişeden dolayı olduğunu düşünüyordum. Elimi enseme atarak bakışlarımı bilgisayarıma çevirdim. "Bir kadını rahatsız ediyorlardı duramadım."
"Hayran kaldım şu an. Normalde insanlar bu gibi olaylarda hiç görmemiş gibi davranıyorlar. Senin gibi karşı çıkanlara sonuna dek hayranım. Ben de olsam bende duramazdım." Dedikleri ile daha fazla gülümsedim. Seungmin elinde bir kahveyle yanımıza gelerek kahveyi önüme koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
See Deaths ~Hyunlix~
FanfictionHayatım boyunca bir çok insanın ölümüne şahit olmuştum. Ve hiçbir şekilde ölmelerine mani olamamıştım. Ama onunkini durdurmak istiyordum. Ölmesini istemiyordum. -Hyunlix- "See The Series" 'ın 2. kitabı olan "See Memori...