Duvarın önünde bir o yana bir bu yana giderken sıkıntıyla saçlarımı karıştırdım. Dün gece epey üzerinde oynama yapmış ve yeni şeyler eklemiştim. Şu an ise aklım çok karışıktı.
Hafta sonu olduğu için sabahın erken saatlerinde yanıma gelen Seungmin kapıyı açar açmaz kaşlarını çatarak bütün gece uyuyup uyumadığımı sordu. Ama benim ona verdiğim tek cevap ise 'sabah mı oldu' demekti. Şu an duvarın karşısındaki koltuğa oturarak bir duvara bir bana bir de masanın üzerindeki kağıt ve boş kahve bardaklarına bakıyordu. Endişe ile bir o yana bir bu yana gidip gelmeden bıkmış olmalı ki en sonunda patlamıştı.
"Yeter Felix. Otur ve bana ne olduğunu baştan sona anlat. Beni de tedirgin ediyorsun ve bu şekilde hiçbir yere varamayız." Korkuyla yerimde durarak ona baktım. Kafamı sallayarak yanına oturdum. Sıkıntı ile derimi aşındıracak şekilde kaşıdığım ellerimi birbirinden ayırdı ve sıkıca tuttu.
"Tamam sakin ol. Şimdi şöyle yapalım. İlk önce ben elimdekileri anlatayım ve daha sonra sen dün geceden başlayarak bana her şeyi anlat. Anlaştık mı?" Kafamı salladım ve dikkatle ona baktım. O da derin bir nefes aldı ve cebinden bir kağıt çıkararak konuşmaya başladı.
"Bana verdiğin listedeki tüm isimleri inceledim. Aralarından bir iki isim dahil geriye kalan hepsi temiz. Yani alan daraldı. Elimde kalan isimler ise sendeki listede ismi olan kişiler. Sadece onlara yoğunlaştırarak bulma ihtimalinin artar." Bana uzattığı kağıda baktım. Beş isim dışındaki tüm isimlerin üstü kırmızı kalem ile çizilmişti. Bunu en kısa sürede bir tek o yapabilirdi. Elime geçen isimlere baktım. Duvarda resmi olan kişilerdi. Kağıdı masaya koydum ve elimle duvarı göstererek Seungmin'e baktım.
"Dün duvardaki birçok kişiyi gördüm. Bir iki bilgi edindim ama kafam çok karıştı nereden başlasam bilemiyorum." Karmaşıklığın içinden nasıl çıkacağımı düşünürken Seungmin yanımdan kalkarak duvarın yanına gitti ve yeni hazırladığım şemaya baktım. Katil profilinin olduğu resmin üzerine parmağını koyarak bana döndü
"Şüpheli kişimiz bu mu?" Söylediği ile kafamı iki yana sallayarak bende yanına gittim. Elimle duvarda resmi asılı olan Hyunwo'yu gösterdim.
"Geçenlerde onun hesabına girdim. Sohbetlerden birinde bu fotoğrafı buldum. Bu fotoğraftaki kişinin üzerindekiler Hyunjin'i öldüren kişinin giydiklerinin aynısı." Elimi yana kaydırarak Lee'yi gösterdim. "Atan hesabın sahibi yüksek ihtimal o." Seungmin gözlerini iyice şemada gezdirip geri bana döndü.
"Uyuşmayan şeyler var demekki. En baştan başla. Dün Hyunjin ile birlikte nereye gittiniz?" Çıktısını çıkardığım arazinin resmini sehpanın üzerinden alarak ona gösterdim.
"Dün motorla geldi ve köy yolu üzerinde bulunan bu yere gittik. Ortada bulunan depoda çizim yaptık. Geçenlerde ise tesadüfen listedeki kişilerin hesaplarına bakarken onun hesabına girdim. -Elimle Hyunwo'nun resmini gösterdim.- Adı Hyunwo. Sohbetlerde gezinirken biri ile olan konuşmasında bu fotoğrafı buldum." Durup elimle bu sefer en üstteki resmi gösterdim.
"Bu kıyafetler Hyunjin'i öldüren kişinin giydiği kıyafetlerin aynısı. Ceket, bot, pantolon, hepsi aynı. Ama yüzü görünmediği için gittiğimiz yerdeki ilk hedefim onu bulmaktı. Depoya girip biraz grafiti yaptık. Birçoğu gruplaşa bir şekilde çizim yaparken Hyunjin onlardan çok uzaktı. Daha sonra Hyunwo'yu gördüm. Bir bahaneyle peşinden gittim. Dışarda biri ile konuşuyordu. Bende sanki biriyle konuşuyormuş gibi yaptım. Konuşması biter bitmez yanıma geldi. İşte Hyunjin'in arkadaşı mısın diye soru sorunca bende bu fırsat ile onunla tanıştım. Bir süre sonra ise resimdekilerin aynısını giyen kişi geldi. Aynı kıyafetler vardı üzerinde." Hyunwo'nun resminin yanındaki Lee'nin resmini gösterdim. "İsmi Yoon Lee. Hyunwo bana her ne kadar içten ve sempatik bir şekilde yaklaştıysa Lee bana o derece soğuktu. Konuşmadık ama bakışları yeterdi. Daha sonra ise Hyunjin geldi ve ortalık biraz tuhaflaştı." Yüzüme yerleşen gülümseme Seungmin'in dikkatinden kaçmazken beni konunun içinde tutmaya çalıştı.
"Bu gülüş gözümden kaçmadı bunu konuşacağız. Ama ilk önce bunu konuşalım." Elini Lee' nin fotoğrafının üzerine koydu. "O zaman baş şüphelimiz Lee. Onu iyice araştırmalı ve gözetlemeliyiz." Ciddi bir şekilde konuşup bana döndü. Ama söylediklerim ile yüzü değişti.
"Aslında bende öyle düşündüm ama ortada bir uyuşmazlık var." Seungmin'in kaşları çatıldı. İyice bana döndü ve kollarını birbirine bağladı.
"Sorun ne?"
"Hyunjin'in boyunu tam olarak biliyor musun?" Sorduğu soruya karşı soru sormam ile şaşırdı. Sorduğum soru da onu şaşırtmıştı.
"1.79 diye biliyorum. Tabi geçen seneden bu zamana uzamadıysa." Yüzüne gülücük koyarak söyledikleri ile bende güldüm ama gülümsemem yavaş yavaş soldu.
"Seungmin. Hyunjin'i öldüren kişiyi gayet açık bir şekilde gördüm. Yüzünde kask vardı ama üzerinde aynı bu kıyafetler vardı. Ama sorun şu ki katil ondan bir iki santim uzundu. Buna eminim. En büyük sorun ise Lee'nin Hyunjin'den kısa olması." Seungmin de aynı benim gibi olmuştu. Bakışlarını yere çevirmiş ve bir elini saçlarının arasından geçirirken yüzünde anlamaya çalışır bir ifadede takınmıştı
"O zaman her şey karışır." Bende kafamı sallayarak onu onayladım ve duvardaki şemaya döndüm.
"Şu an en büyük şüphelilerimiz bu şemadakiler. Lee kıyafetleri nedeni ile yine de şüpheli konumunda. Dün bendeki listede olan kişilerin ölçülerini bulmaya çalıştım ve hepsinin ölçülerini buldum. Boyu 1.80 ile 1.85 arasında olan bütün herkes şüpheli konumunda." Şemaya iyice bakan Seungmin eli ile Hyunwo'yu gösterdi.
"Peki o. İyi anlaşmıyorlar mıydı? Onu öldürebileceğini mi düşündün?"
"Aslında hiç düşünmedim ama daha arada hem 3 hafta kadar uzun bir zaman dilimi var. Her şey değişebilir. Hem de onu kendi gözlerimle gördüm. Katilin bedeni onunki ile nerdeyse aynı. Ama tamamen aynı olduğunu söyleyip suçlayamam. Sadece şüpheli konumda."
"İyi iş çıkardın Felix. Koskoca listeyi eleyip sonunda 10 kişi bırakana kadar çabaladın. Sana minnettarım." Seungmin yüzündeki buruk gülümseme ile bana bakıyordu. Bende ona karşı gülümsedim.
"Sen olmazsan buralara kadar gelemezdim. Bizim sayemizde Seungmin. Hem ona zarar gelmesini bende istemiyorum." Kafasını salladı ve elini omuzuma koyarak tekrar duvara döndü.
"Aslında bir ihtimal var aklımda." Hızla ona döndüm.
"Neymiş o?"
"İlk önce Minho hyungdan onun sabıka kaydına bakmasını isteyelim. Ne olur ne olmaz. Hatta bu listedekilerin hepsinin kaydını isteyelim. İşimize yarar." Kafamı hızla salladım.
"Bugün yanına uğrayabiliriz." O da kafasını salladı.
"Bu grubu biraz daha tanımamız lazım Felix. Eğer gerçektende herşeyi ile gördüğün o görüntüdeki katilin kıyafetlerinin aynısını kullanıyorsa bu bir oyun olmalı." Şaşkınlıkla ona döndüm. Oyun mu?
"Ne oyunu?"
----
Peki sizin aklınızda neler var merak ediyorum. Tahminlerinizi alabilir miyim? :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
See Deaths ~Hyunlix~
FanfictionHayatım boyunca bir çok insanın ölümüne şahit olmuştum. Ve hiçbir şekilde ölmelerine mani olamamıştım. Ama onunkini durdurmak istiyordum. Ölmesini istemiyordum. -Hyunlix- "See The Series" 'ın 2. kitabı olan "See Memori...