Yavaş yavaş gözlerimi açtığımda başımdaki ağrı ile geri kapattım.
Neredeydim. Tekrara gözlerimi açtım. Yoğun bir beyaz ışık ve ilaç kokusu. Hastanedeydim. Sağa sola baktım ama kimse yoktu. Kollarım sargıya alınmış ve bir serum takılıydı. En son ne olmuştu. Gözlerimi kapatarak düşündüm. Aklıma gelen görüntüler ile hızla doğruldum. Ama bir an başım döndü. Hiç düşünmeden elimdeki serumu çıkararak ayağı kalktım.
Jung Ha. O iyi miydi? kapıya doğru ilerledim ve ayakta durmaya çalışarak kapıyı açtım. Çıkar çıkmaz kapının önünde doktorla konuşan Minho ve Seungmin'i gördüm. Hızla Minho'nun yanına ilerledim.
"Jung iyi mi?" Minho kafasını sallarken ayakta durmakta zorlanan benim kollarımdan tuttu.
"Neden ayağı kalktınız? Onu hemen geri yatırın ve lütfen uyarılarımı dikkate alın." Konuşan doktora döndüm. Yüzünü görmem ile kafamı hemen geri çevirdim. Hızla nefes alıp vermeye başlamıştım. Minho durumu anlayarak doktora döndü. "Tamam teşekkürler. Hadi Felix içeri geçelim." kafamı salladım ve ona ayak uydurarak odaya geri döndüm. Seungmin ise şu an sessizce yanımızda ilerliyordu. Beni yavaşça yatağa geri uzandırdı. Daha sonra yatağın yanındaki sandalyeye oturarak çatık kaşlarıyla bana baktı.
"Sana karışmaman gerektiğini söyledim Felix. Ama beni dinlemeden adamın üzerine saldırdın bir anda. Ölmeyi bu kadar mı çok istiyorsun anlamıyorum ki." bende kaşlarımı çattım.
"Her şey olduğu gibi gidiyordu Minho değişen bir şey yoktu. Eğer müdahale etmeseydim aynı gördüğüm şekilde öldürecekti onu." Minho sıkıntıyla anlını ovaladı. Otturduğu yerden kalkarak etrafında dolaşmaya başladı.
"Bir daha böyle bir şeye bulaşmana izin vermeyeceğim Felix. Bir dahakine yaptığın gibi adamı bana getireceksin ama gerisini ben halledeceğim. Zaten seni yanıma almam hataydı." Hemen olduğum yerde doğruldum. "Hayır. Ne olacağını bilemezsin Minho. Gerekirse kendim hallederim ama beni engellemene izin veremem." Minho tam konuşacağı sırada Seungmin'in bağırması ile ona döndük.
"Yeter. Bir anda gelen telefonla hastanelik olduğunu öğreniyorum. Gelince ise nasıl olduğunu öğrenmeye çalışıyorum ama söylenen hiçbir şey olmadı ve şimdi ise bir açıklama istememe fırsat bile vermeden ne hakkında olduğunu bilmediğim bir şeyi tartışıyorsunuz." Tüm sinirini bağırarak kustuktan sonra bir süre durup sakinleşti. "Şimdi bana her şeyi teker teker anlatıyorsunuz ve bende sizi sakince dinliyorum." Ona baktım. Ne diyecektim? Ölümünü gördüğüm birinin hayatını kurtarmaya çalışırken yaralandım falan mı? Eğer ona anlatırsam bana engel olabilirdi. Bunu istemiyordum. Tereddütte düşmüştüm. Bunu rahatça anlamıştı. Yanıma gelerek yatağın ucuna oturdu ve elimi tuttu.
"Bak Felix. Son bir sene içerisinde çok değiştin. Bunu görebiliyorum. Ve zor zamanlar geçirdin. Bunu da görebildim. Ama her defasında tekrar tekrar sormama rağmen iyi olduğunu söyledin. Sana bıraktım. Zamana bıraktım. Belki bir gün anlatır ve bu yükten kurtulur dedim. Ama sen daha çok içine çekildin. Lütfen böyle yapma bak beni de üzüyorsun. Durum her ne olursa olsun her ne kadar kötü ve ya zor olursa olsun ben yanında olup seni destekleyeceğim. Bunun için artık içinde tutma." Zaten dolu olan gözlerimden bir damla gözyaşı akarken ona sarıldım. Bir süre birbirimize sarılı şekilde durduk.
"Korktum. Deli olduğumu düşünmenden ve ya benden kaçmandan korktum. seni tehlikeye atmaktan korktum. Özür dilerim." Beni kendisinden ayırarak gözyaşlarımı sildi.
"Hayır senden asla kaçmam Felix. Şimdi sakinleş ve anlat bana." Kafamı salladım. Minho'ya baktım. Eliyle dışarıyı gösterdi. Bu 'sizi yalnız bırakmamı ister misin?' demek oluyordu. Kafamı iki yana salladım. Hayır çıkmasını istemiyordum. Ondan destek almalıydım ve bu durumu bilen biri olarak bana yardımcı olacaktı. Derin bir nefes alarak Seungmin'e döndüm.
"Söyleyeceklerim sana çok saçma gelebilir ama lütfen bana inan tamam mı?" Kafasını hızla yukarı aşağı salladı. "Evet ben bir aralar herkesle samimiydim ve birçok arkadaşım vardı. Ama bir gün nasıl oldu bilmiyorum bir şey oldu. Bazı şeyler değişti."
"Ne gibi şeyler?"
"Ben artık insanlara baktığımda sadece yüzlerini görmüyorum Seungmin. Onların ölümlerini de görüyorum. Nasıl öldüğü, ne zaman öldüğü, nerede öldüğü. Ölürken ki anılarını görüyorum. Bu bana çok fazla geldi. Nasıl oldu bilmiyorum. Gördüğüm insanların ilk önce ölü bedenlerini görür oldum. Bu beni çok fazla etkiledi. İnsanlara bakmak beni her geçen gün deli ediyordu. Üniversiteyi açığa aldım ve birçok arkadaşımla aramı açtım. Acı sonları her gün beni kahrediyordu." Yüzüne bakamadım. Tepkisini bilemiyordum. Ama ağlamam artmıştı. Beni kendisine çekerek sarıldı. Sırtımı okşarken kulağıma "Tamam geçti, sakin ol" diyerek beni sakinleştirmeye çalışıyordu ama çokta işe yaramıyordu.
"Hayır geçmedi Seungmin. Her baktığım yüzde bir ölüm gördüm. Seninkini bile her zaman görüyorum. Ölümleri durduramadım ama en azından öldürülen insanların biraz daha fazla yaşamalarını istedim. Onlara engel olmaya çalıştım. Önceden defalarca denedim. Başaramadım." Kollarından tutarak yüzüne baktım. "Ama biliyor musun artık kurtarabiliyorum. Öldürülen insanları ölmeden önce kurtarabiliyorum. Dün ise bir adamı kurtardım. Çok gençti. Çok kötü bir şekilde ölecekti ama buna engel oldum." Seungmin bir süre gözlerimin içine baktı. Daha sonra yan tarafımızdaki Minho'ya döndü. Minho ise kafasını yukarı aşağı sallayarak beni onaylamıştı. Seungmin ne şaşkındı ne de durgun. Ellerini yanaklarıma çıkardı. Gözyaşlarımı bir kere daha sildi. Gözlerimin içine baktı.
"Her ne olursa olsun yanındayım Felix. Eğer insanları kurtarmak istiyorsan sana yardım ederim. Ama kendini tehlikeye atacak bir duruma düşmene bir daha asla izin vermem. Hastaneye kaldırıldığını öğrendiğim zaman ne kadar endişelendim haberin var mı?" Gülümseyerek kafamı salladım. Bana yardım edecekti. Buna sevinmiştim.
"Dün tam olarak ne oldu?" Minho bu sefer araya girdi.
"Birinin ölümünü görmüş ve onu kandırarak polis merkezine getirdi. Ama adam gitmeye çalışınca adamı saçma bir nedenle şikayet etmiş. Ben gelince bir şekilde bıraktım adamı. amacımız onu öldürmeye çalışan adamı suç üstü yakalayıp adamı tamamıyla kurtarmaktı. ama bir hata yaparak Felix'i de yanımda götürdüm. Olaylar karışınca eli bıçaklı adamın üzerine saldırdı. Ona bu işin bu şekilde olmayacağını anlatman lazım." beni Seungmin'e şikayet ediyordu.
"Hayır Felix. Eğer işi düzgün bir şekilde yaptığın sürece sana yardımcı olurum. Sana sonuna kadar yanında olacağımı söyledim." Hızla kafamı salladım. İşleri onların istediği şekilde yapmak en iyisi olacaktı sanırım. Bir süre sonra Seungmin gözlerini kısarak bana baktı.
"Aslında bir şartım var." şaşkın bir şekilde ona baktık. "Nedir o?" Minho merakla sordu.
"Uzun süre yaşayabilecek miyim?" dedikleri yüzümde büyük bir gülümsemeye sebep olmuştu. Ellerimi yanaklarıma koydum.
"Sen çok çok uzun seneler yaşayacaksın Seungmin. Beni hala senin yanında tutan şey de bu zaten. Yani rahat olabilirsin." Hepimizde gülümsedik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
See Deaths ~Hyunlix~
FanfictionHayatım boyunca bir çok insanın ölümüne şahit olmuştum. Ve hiçbir şekilde ölmelerine mani olamamıştım. Ama onunkini durdurmak istiyordum. Ölmesini istemiyordum. -Hyunlix- "See The Series" 'ın 2. kitabı olan "See Memori...