-19-

1.5K 183 106
                                    

"Her birinin ölümü patlama. Peki o patlamada başka kimler var?" Koltuktan kalkarak duvardaki resimlerin önünde durdum. Kırmızı kalemle yüzünü gördüklerimi gösterdim.

"Her biri o patlamada var. Şüpheli listesindeki herkeste öyle. Patlama sırasında Lee ve Hyunwo çalışma odası gibi bir yerde kavga ediyorlardı. Kapının önünde iki kişi, alt katta dört kişi ve bir kişinin aracılığı ile gördüğüm evin dışarısındaki beş kişi. Evde toplamda benim gördüğüm on üç kişi vardı."

Ayrı bir liste açmıştık ve duvarda ayrı bir şema oluşturmuştuk. Yeni çıkardığımız resimleri duvara patlama sırasında yan yana olacak şekilde alt alta yapıştırmıştık. En üstte ise Hyunwo ile Lee vardı. İkisinin resminin altına ise büyük bir soru işareti koydum.

Neden kavga ediyorlardı?

"Nasıl bir kavgaydı?"

"Basit bir şey değildi. İkiside birbirlerini öldürmek istiyor gibilerdi."

"Aralarında bir şey olmuş. Büyük bir şey olmalı. Senin anlattığına göre şu an iyi anlaşıyor olmalılar." Her yerini şemalarla kapladığımız ve yeri geldiğinde üstüne bile yazı yazdığımız duvarıma baktım. Bu iş bittikten sonra eski haline gelmesi kolay bir şeydi. Önceliğimiz katildi.

"Acaba suçlu Hyunwo'muydu. Lee belki bunu öğrenip onunla konuşmaya gitmiştir. Kim bilir kimse görmeden eve bomba yerleştirmiş olabilir. Ev ise Hyunwo'nun olabilir. Kaçsa bile en sonunda hapse gireceğini bildiği için ölmek istemiş olabilir. O sırada ise katil ve onun adamlarını da öldürmüş olabilir."

"Eğer diğerleri Hyunwo'nun adamı ise olanlardan haberleri vardır. Lee'nin eve bir bomba ile girmesini geçtim evin yakınından bile geçirmezler."

"Peki ya bizim bile görmediğimiz biri arkadaş bahanesi ile aralarına sızıp eve bomba koyduysa ve gizlice evden kaçıp bombayı patlattıysa. Sonuçta iyi insanlar değiller. Birileri onları öldürmüş olabilir."

"Bu olası bir konu sonuçta evin içinde tam olarak kaç kişi olduğunu bilmiyoruz. Elimizde sadece benim gördüğüm kişiler var. Ama dışarıda sadece beş kişiyi gördüm ve salonda sohbet edenlerin ise bardak sayısı tamdı. Açıkta kalan yoktu. Emin olamayız tabi."

Seungmin'in anlattığı olası teorileri bir bir eliyordum. Olaylar çok karmaşıktı. Nasıl çözeceğimizi bilmiyorduk.

"Böyle teorilerle yürüyemeyiz. Birşeyler yiyelim de suç kayıtlarını inceleyelim." Söylediklerimle gülümseyen Seungmin ile birlikte mutfak tarafına geçtik. Dolaplarımı teker teker kurcalayan Seungmin bıkkınlıkla bana baktı.

"Dışardan söylesek iyi olur. Sen ara." Telefonumu üzeri kağıtlarla ve kalemlerle dolu sehpanın üzerinden aldım. En yakın bir yerden siparişi verirken Seungmin duvarın önünde duruyordu. Telefonu kapatıp yanına gittim. Elime koltuktaki dosyayı aldım. İlk sayfasını açtım.

"Yoon Lee. Daha önceden uyuşturucu sattığı için iki defa, birine çarptığı için bir defa, birini rahatsız ettiği için üç defa ve alkollü araç kullanmaktan bir defa olmak üzere toplamda yedi defa hapse düşmüş. Ama içeriden çıkmadı çokta uzun sürmemiş. Bir bağımlı olduğu söyleniyor. İki defa ehliyetine el konulmuş. Defalarca ise trafik cezası almış." Okuduğum şeyler üzerine ikimizde şaşırmıştık.

"Bir bağımlı gibi durmuyordu." Seungmin söylediklerim ile daha çok şaşırdı. Neyin içine düşmüştük.

Elime siyah bir kalem alıp evde olanların resimlerinin asılı olduğu şemadaki Lee'nin resminin altına 'bağımlı, alkolik, uyuşturucu satıcısı, motor bağımlısı' yazdım.

"Hyunwo. Bir defa uyuşturucu kullandığı için tutuklanmış ve bir iki tane trafik cezası var." Onun da resminin altına 'bağımlı, motor delisi' yazdım.

Hemen hemen hepsinde olan iki ortak özellik vardı. Motor delisi olmaları ve bağımlı olmaları. Tabi bazılarının suç kaydı elimizde yoktu ama onlarda da olması muhtemeldi. Uyuşturucu ile alakalarının olması hatta özellikle bazılarının satması olayı başka bir evreye taşıyordu. Bu ise aklıma bazı sorular getiriyordu.

"Eğer ortada bir satış işi varsa bu işte hepsi ortaktır. Evde olan herkes satıcıdır. Ama birinin onların başı olması lazım. Ortada çok fazla cevapsız soru var. Başları kim? Uyuşturucuları nerden alıyorlar? Onları evde mi yoksa başka bir yerde mi saklıyorlar?"

"Sakin ol Felix. Yavaş yavaş hepsini çözücez. Sakin ol."

Yemek gelmiş ve sessizce yemeğimizi yemiştik. Neredeyse akşam olmuştu.

"Hyunjin ile aranız nasıl?" Seungmin'e baktım. Bana bakmadan yemeyini yemeye devam ediyordu. Bende bitirdiğim tabağımla bakışarak cevap verdim.

"Aslında iyi."

"Ona açılmayı düşünüyor musun?"

"Aslında benim duygularım net. Bunu anladığını biliyorum. Ama dün onda bir çok şey fark ettim. Her ne kadar bana içinden geldiği gibi davransa da kendisinden emin değil. İyice düşünüm kararını verdiğinde ise bana kendisi gelecektir. Bana geldiğinde ise ona tamamen açılırım. Bütün hislerimle. Ama o zamana kadar bu hislerim içimde durur mu bilemiyorum. Onunla tanışalı çok kısa bir zaman oldu ama hislerim hızla büyüyor. İnkar edemesemde içimdeki hoşlantı sevgiye dönüşüyor. Onun öleceğini düşünmek nefes almamı bile engellerken kalbim onun yanında bu zamana kadar hiç olmadığı şekilde hızlı atıyor. Dışına taşsn bu sevgimi belli etmemeye çalışsamda yakınlığımızdan dolayı kalbimin hızını, ona bakarken yüzümdeki ve gözlerşmdeki sevgi dolu ifadeyi ve ondan etkilendiğimi anladığını biliyorum. Bana her ne kadar bunları söylememiş olsada bundan eminim. Seungmin ne olursa olsun bunu yapmalıyım. Birileri onu öldürmek istiyor. Neden olduğunu bilmemenin yanı sıra kim olduğunu bile bilemiyoruz. Bu beni delirtiyor. O katili mutlaka bulup durdurmalıyız. Hiçbir şey yapamasam bile Hyunjin'i bir odaya kilitleyerek öldürülmesini engellemek istiyorum. Hayatımda ilk defa birine kalbimi açmışken daha onunla birlikte olamadan ölmesini istemiyorum."

Uzun konuşmamı gözlerimdeki yaşlarla bitirirken Seungmin sıkıca bana sarılmıştı. Onun gibi bir arkadaşım olduğu için gerçekten çok mutluydum. Yanımda olduğu için. Destek olduğu için.

"Kurtarıcaz Felix. Ne olursa olsun Hyunjin'i kurtarıcaz."

******

Elimdeki ince fırçayı kahverengi boyaya batırarak siyah taslak resmin üzerinden geçtim. Boyanın bazı yerlerde alttaki kurumamış siyah boya ile karışmasına izin verirken bazı yerlerde ise siyahlıkların görünmesine izin veriyordum. Bitince geriye çekildim ve resmi inceledim.

Aradan iki hafta geçmişti. Bu süre zarfında Seungmin ile durmadan araştırmaya devam etsek de bir şey bulamamış ve son çare Hyunjin'e tekrar duvar boyamaya gitmek istediğimi söyleyerek grub hakkında daha fazla bilgi almaya çalışacaktık. Bunu söylediğimde ise Hyunjin gidecekleri zaman bana haber vereceğini söylemişti ama bir hafta boyunca arkadaşlarının arasında bir sıkıntı olduğu için gitmeyi ertelediklerini söyleyerek ertelemişti. Bu süre içerisinde ise onunla birlikte odasının dekorasyonu için isteği doğrultusunda bir oda taslağı hazırlamıştık. Beraber geçirdiğimiz vakitlerde ise daha çok yakınlaşmıştık ama birbirimize açılamamıştık.

Şu anda ise tasarladığımız odayı yapmaya başlamıştık. Yatağını yaslayacağı duvarı ormanlık bir alan gibi boyuyordum. Yaptığım ağacın iyi olduğuna karar verince duvarın diğer ucunda çizdiğim çalılıkları elindeki kurutma makinası ile kurutan Hyunjin'e seslendim.

"Bu da bitti." Bana o güzel gülümsemelerinden birini sunarak "Geliyorum" dedi.

Geçen iki hafta süresince katili bulmaya yaklaşamamış olmamızın verdiği endişenin yanı sıra onunla geçirdiğim güzel günlerin mutluluğu vardı içimde. Bu iki his ise birbiriyle kavga ediyordu.

See Deaths ~Hyunlix~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin