Zar zor hareket etmeye çalışıyor ama her denemesi boşa çıkınca sinirle bağırıyordu. En son kahkaha atmaya başlamıştı.
"Bu ne lan böyle?"
"Merak etme seni öldürmez. Sadece hareket etmeni engeller. Ben senin gibi değilim."
Üzerine eğilmiş ceplerini kontrol ederken söylediğim şeyi gözlerine bakarak ima yapmamı anlamış ve bir kahkaha daha atmıştı.
"Doğru ya. Yetenek."
Ona cevap vermeden ceplerini kurcalamaya devam ettim. İki koltuğun arasındaki kısımda ona doğru dönük bir şekilde oturuyordum. Benden baya uzun ve kalıplı biri olduğu için onu yerinden oynatmam imkansızdı. Lee'yi bile taşırken zorlanmıştım.
Deri ceketinin iç cebinde elime değen düğmeyi hemen çıkardım. Bu oydu. Düğmeye basmamaya dikkat ederek ona baktım.
"Sadece ölümleri görmüyor muydun?"
"Öyle."
"Kimin ölümünü gördün o zaman. Burada bir ben bir sen var."
Yüzüne dik dik baktım. Endişeliydim. Lee'yi bagaja koyalı yarım saatten fazla oluyordu ve Hyunwo'ya verdiğim ilaç azdı. Etkisi kısa sürebilirdi. Cebimden telefonumu aldım ve Bangchan'ı aradım.
"İyi misin?"
"Evet. Siz ne yaptınız?"
"Herkesi aldık sayılır. Bir sorun mu var?"
"Şimdi bomba imha falan çağır ve herkesi depodan çıkar. Oldukça az kişi olsun çevrede."
"Tamamdır."
Hemen telefonu kapatarak hala gülmeye devam eden Hyunwo'ya döndüm.
"Şimdi sen bana tüm patlayıcıların yerini söylüyorsun."
"Zorunda değilim. Bırakalım da içerdeki herkes ölsün."
Anlamazca kaşlarımı çattım. Birşeyler çeviriyordu.
"Eğer içerideki herkes ölürse paraların ve uyuşturucuların da ölür."
Bu defa kaşlarını çatarak bakma sırası ondaydı.
"Ne demek bu?"
"Demek ki bagajında Lee yerine depodaki uyuşturucu ve paraların olması gerekiyordu. Tüh şansa bak ki birileri yerlerini değiştirmiş."
O kadar sinirliydi ki bakışları ile beni öldürebilirdi. Sinirden boynundaki ve anlındaki damarları belirginleşmişti.
"Bana yerlerini söyle!"
Derin bir nefes aldı.
"3 tane. Biri depoda, biri labaratuvardaki stünlardan birinde ve diğeri de girişte. Eğer başaramazsam diye işimi garantiye almak için 10 dakika zamanlayıcı koydum. Şifresi 2514."
Hemen bana söylediklerini Bangchan'a mesaj attım.
"Burdan kurtulur kurtulmaz seni öldürücem Felix."
"Biliyorum."
Derin bir nefes aldım tekrar.
"Hyunjin'i sen öldürecektin. İşlerini ortaya çıkaran Hyunjin ve iş yaparken yakalanan Lee'den kurtulacaktın değil mi?"
"Ne o? Biri dikkatsiz bir piç ve diğeri ise meraklı bir aptal."
Sinirle yüzüne bir yumruk attım. Her zaman bunu yapmayı istiyordum.
"Biliyor musun? Hyunjin seni ilk o depoya getirdiğinde sende tuhaf birşeyler olduğunu anlamıştım. Biraz araştırma yaptım ve bil bakalım ne buldum. Minik bir mutant."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
See Deaths ~Hyunlix~
FanfictionHayatım boyunca bir çok insanın ölümüne şahit olmuştum. Ve hiçbir şekilde ölmelerine mani olamamıştım. Ama onunkini durdurmak istiyordum. Ölmesini istemiyordum. -Hyunlix- "See The Series" 'ın 2. kitabı olan "See Memori...