"Daha fazla burada kalamayız."
Hepimiz şaşkınlıkla Bangchan'a bakarken o ilerleyerek camdan dışarı bakmıştı. Elindeki telefonuna dönüp birşeyler yazdıktan sonra perdeleri kapatarak yanımıza geldi.
"Gelirken de fark ettim ama sanırım bana gösterdiğin resimlerdeki adamlardan aşağıda evi izleyen birileri var. Burası güvenli değil. Benim evime gidelim. Bir süre orada kalırsınız."
"Tamam. Ama teker teker çıkmamız gerekicek. Jisung şu şemaların resmini çek."
Jisung duvardaki her şemanın ayrı ayrı resmini çekerken Minho önemli olan kağıtları toplamaya başlamıştı. İçine koyması için bir poşet dosya verirken masamdaki bilgisayarımı çantama koydum. İçine ayrıca da birkaç kıyafet ve lazım olabilecek eşyalarımı koyup kapattım. Bangchan hâlâ dışarıyı seyrediyordu.
"Minho ve Jisung siz önden gidin."
"Tamam eve uğrayıp birkaç eşya ve bilgisayarımı da alırım."
"Ben de sizinle gelebilir miyim? Evimden bilgisayarımı alsam iyi olur. Bu konuda iyim yardımcı olabilirim."
"E ben de geleyim bari. Hem yardımım dokunur hem de Felix hala iyi değil. Ben de bir eve uğrar ve bir iki sakinleştirici alırım."
Minho kafasını sallarken Bangchan kısık gözleri ile Jeongin'i izliyordu. Kafasını sallar sallamaz birlikte dışarı çıkmışlardı.
"Adamlar tamam. Şimdi biz çıkalım."
Hyunjin ve Changbin'i çözdüm. Changbin gerinip iplerden kurtulduğu için sevinirken bir anda Bangchan'ın bileğine taktığı kelepçe ile şaşkınca ona baktı. Hyunjin ve Changbin'i birbirine kelepçelerken de açıklama yaptı.
"Sadece gidene kadar. Gittikten sonra serbestsiniz. Ayrıca işimize yaramazsan seni içeri tıkarım."
Changbin kaşlarını çatarak somurturken Bangchan onları kapıya doğru ilerletmişti.
"Siz çıkın birazdan gelirim."
Bangchan kafasını sallayarak evden çıktı. Bende üzerimi değiştirerek çantamı aldım. Eve bir bakış attım. Kafama bir şapka takarak kapüşonlumun şapkasını da üzerine kapatmıştım. Elime anahtarımı da alarak ayakkabılarımı giydim ve evden çıktım. Kapıyı iyice kilitledim.
Dışarı çıktığımda Bangchan ilerdeki beyaz arabada beni bekliyordu. Changbin ve Hyunjin arkada oturdukları için ben de öne oturmuştum. Yol sessiz geçmiş ve sonunda şehirden uzak seyrek evlerin olduğu villa tarzı bir yere gelmiştik. Ev gerçekten güzel ve büyüktü. Burada rahat edebilirdik.
Arabadan inerek içeri girdik. Çantamı koltuğa bırakıp üzerimdeki ceketi çıkardım. Altımdaki bol tişörtle kalırken elleri çözülen ikiliye döndüm. Elleri çözülür çözülmez bu defa rahatça kendini koltuklardan birine atan Changbin'in aksine Hyunjin koşarak yanıma gelmişti. Bana sıkıca sarılarak kafama bir öpücük kondurması ile bütün sinir ve üzüntüm gitmişti.
"Bir daha benden ne olursa olsun hiçbir şey gizleme Felix."
"Asla."
Benden ayrılarak yüzümü avuçları arasına aldı. Ona gülümseyerek bakarken. Birlikte koltuğa oturduk. Uzun süre sonra onun yanında ve bu şekilde yan yana oturmak bana çok daha iyi gelmişti.
"Oh ya o sandalyede kıçım uyuşmuştu rahatladım valla."
Changbin'e ikimizde gülerken kapı çalmıştı. Chan kapıyı hızla açmış ve diğerlerini içeri almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
See Deaths ~Hyunlix~
FanfictionHayatım boyunca bir çok insanın ölümüne şahit olmuştum. Ve hiçbir şekilde ölmelerine mani olamamıştım. Ama onunkini durdurmak istiyordum. Ölmesini istemiyordum. -Hyunlix- "See The Series" 'ın 2. kitabı olan "See Memori...