"Oh! Gelene bakın. Küçük Hwang Hyunjin'imiz okula giriş yapmış."
"Siktir git Changbin, hâlâ benden kısasın."
Yanındaki arkadaşları Hyunjin'in söylediğine güldüğünde Changbin'in morali bozulmuştu. Hyunjin ona böyle ters cevaplar verdiğinde ve boyuyla dalga geçtiğinde öfkeden deliriyordu.
Changbin'in de bir havası vardı, Hyunjin'in onunla böyle konuşmaya hakkı yoktu. Bu yüzden onu bir kere daha köşeye sıkıştırdı, parasını istedi."Sana verecek hiçbir şeyim yok, önümden çekilin."
Hyunjin etrafının sarıldığının farkındaydı ama korkusunu belli etmeden bu çemberin içinden kaçmak istedi. Adım attığı anda yandan gelen başka bir çocuk karşısına geçip ona dik dik bakmaya başladı.
"Changbin, bu işleri gerçekten bırakmalısın. Bıkmadın mı artık? Okulun bahçesindeyiz farkında mısın? Bir bağırsam öğretmenler beni duyabilir."
"Bağır o zaman."
Hyunjin kapana kısıldığını hissediyordu, yaptığı blöf de bir işe yaramadı. Bağıramazdı çünkü bağırırsa Changbin ve 'çetesi' onun peşini bir daha asla bırakmazdı. Öğretmenlere şikayet etmenin hiçbir anlamı yoktu.
"İşte böyle, Hyunjin. Sen akıllı bir kedisin, hım?"
Changbin uzanıp Hyunjin'in boynunu okşamak istedi ama Hyunjin hızla onun koluna vurdu.
Okul bahçesine bir daha asla bu ücra arka kapıdan girmeyecekti. Geldiği yolun üzerinde diye buradan girmesi aptallıktı. Bu okulun hiçbir öğrencisi bu berbat seçimi yapmazdı.
Hiçkimse oradan geçmiyordu, Hyunjin'in yardım için arayabileceği kimse yoktu."Dokunma bana."
"Ah! Hadi ama! Paranın olduğunu biliyorum Hwang Hyunjin. Hiçkimse sana geceki performansın için para bırakmıyor mu yoksa?"
Changbin'in arkadaşları aralarında gülmeye başladıklarında Hyunjin onun yüzünün ortasına bir yumruk geçirmek istedi. Bunu yapabilmeyi gerçekten çok istedi.
Söylediği bu iğrenç şeylere katlanmak onu ruhen yoruyordu.
Bu çemberden kurtulabilmek ve sırtını yasladığı okul bahçesinin soğuk duvarından ayırabilmek için tek çaresi Changbin'in söylediğini ona karşı kullanmaktı."Hayır, hiçkimse paramı vermiyor Changbin-ah. Belki sen bana verirsin, hım?"
Dizini karşısındaki gencin bacağına sürtmeye başladığında Changbin afallamıştı, izleyen diğer herkes de aynı şekilde pür dikkat kesilmişti.
"Ah, şey... Ben..."
"Hım?"
Okul gömleğinin yakalarından tuttu, düğmelerle oynamaya başladı.
"Lanet olsun."
"Changbin. Hey."
Changbin arkalarında duran arkadaşlarının ona seslendiğini duymamıştı, Hyunjin'in yüz ifadesi değiştiğinde bir şeylerin olduğu anladı ama çok geçti.
Kafasını arkasında çevirdiği anda yüzünün tam ortasına bir yumruk yemişti, Hyunjin'in az önce atmak istediği türden."Ne yapıyorsun?"
"Ne yapıyorum, Jisung?"
Hyunjin az önce yaptıklarını Jisung'un da gördüğünü bilmiyordu. Bu ilk defa oluyordu.
Changbin Hyunjin'den defalarca haraç kesmek isteyip ona sulanmış fakat Jisung bunu bilmesine ve hatta görmesine rağmen ses çıkarmamıştı.
Changbin acıyan burnunu sıvazlayıp yerde mızmızlanmaya başladığında Jisung Hyunjin'i de alıp o çemberden onu kurtardı.
Changbin'in bir arkadaşının yanından geçerken ona omuz atmıştı ve Hyunjin onun şu an yaptığı şeyin gerçekten seksi olduğunu düşündüğü için kendinden nefret etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
forget me too | hyunsung ✔️
Fanfictionismin tenime sonsuza kadar taşıyacağım bir dövme gibi yazılmış