beş / beş

1.2K 159 100
                                    

Hyunjin bu gece, Jisung'un gerçekten çekici olduğunu kabul ettiği günün gecesinde, onun kapısına gelmesini hiç istememişti.
Daha önce defalarca yaptıkları şey şu an, onun çekici olduğunu ayık kafayla kabul ettikten sonra, utanç verici geliyordu.
Yani Jisung şimdi gelirse ve kendine hakim olamazsa, utanacağından korkuyordu.

Rezil olacağını düşündüğü için utanacağından değil de... Bir şeyler hissettiği kişiye karşı bir utanma gibiydi.

Hava karardığından beri ne yapması gerektiğini düşünüyor, saçlarını çekiştiriyordu. Onu reddetmek de istemiyordu, reddetse zaten Jisung anında vazgeçerdi. İstemediğini söylerse de Jisung yalan söylediğini anlardı.
O bu konuda gerçekten çok iyiydi.
Bazen Hyunjin içten her ne kadar istese de fazla ileri gitmemek için bazı şeyleri istemediğini söylüyordu ve Jisung bunun yalan olduğunu anında anlıyordu.

Neyin kendisine iyi geleceğini çok iyi biliyordu.

Kapıya vurulmaya başlandığında anında uzandığı yerden ayağa kalktı ve gergin bir şekilde kapıyı açtı, Jisung içeri girdi. Bu sefer kendi kendine konuşuyordu.

"Hyunjin benim gerçekten evim yok, biliyor musun? Ah! Ne güzel bir ev burası böyle! Sıcacık!"

"Evin olmadığının gayet farkındayım, Jisung. Ayrıca lütfen ayakkabılarını çıkar ve öyle yatağa uzan."

Jisung ayakkabılarını çıkarmaya çalışırken kendi kendine gülmeye başladı.

"Bazen evli bir çifte benzetiyorum bizi. Hey! Benimle evlenir miydin?"

Hyunjin bu ani soru karşısında sebepsiz ve gereksiz yere panikledi.

"Ne? Hayır? Tabii ki hayır!"

"Ben seninle evlenirdim."

Derin bir sessizlik oluştu ve sessizlik Jisung'un ayakkabılarını çıkarmayı başardıktan sonra yatakta uzanan Hyunjin'in üzerinde yerini almasıyla son buldu.
Hyunjin iki elini de iki yanına koyup ona kaçacak yer bırakmamış bu gence karşı savunmasızdı. Yukarıdan kendisine öylece bakıyor ve tek bir kelime etmiyordu ki bu daha da gerici bir ortam yaratıyordu.
Hyunjin onun yüzünde dolaştırdığını hissettiği bakışlarıyla karşılaşmamak için odasının hiç ilgi çekici bulmadığı yerlerine bakıyor, gözlerini kaçırıyordu.

"Kokusunu sevmediğini içmiyorum artık. Bugün seni öpebilir miyim?"

Böyle bir soruya nasıl cevap verilir bilmiyordu.

"İstiyorsun, değil mi? Rahatla Hyunjin. Senin isteklerini asla yargılamam. Ne istiyorsan yaparım."

Hyunjin susmaya devam ediyordu fakat karnındaki kelebekler durmadan hareket halindeydi, Jisung'un elinin uzandığı yeri görünce gözleri kendi kendiliğine kapandı.
Güzel hissettiriyordu, kulağının arkasını okşaması rahat bir uykuya dalması gibi geliyordu.

"Lütfen."

Ellerini üzerindeki gencin ensesinde birleştirdi, dudakları tutkuyla birleşirken, parmakları gencin ensesindeki saç tutamlarıyla oynuyordu.
Jisung elini altındaki bedenin pijamasından içeriye soktuğunda başta soğuk el Hyunjin'im ürpermesine sebep olsa da çok geçmeden sıcak olmuştu. Hyunjin üzerindekileri Jisung'un yol göstericiliğiyle çıkardı, bedeni artık tamamen sergiye açıktı.
Boynundan başlayan öpücükler yavaş yavaş aşağıya iniyor, Hyunjin ise bundan zevk almaktan başka bir şey yapamıyordu çünkü Jisung ellerini başının üzerinde birleştirmiş bir şekilde tutuyor ve hareket etmesine izin vermiyordu.
Bu Hyunjin için sorun değildi, hatta tam da istediği şeydi.
Tamamen yönetilmek istiyordu.

"Vücudunun her tarafına izlerimi bırakmak istiyorum."

Hyunjin, yönetilmek dışında böyle konuşmalardan da hoşlanıyordu. Jisung ona aitliği hakkında şeyler söylediğinde ya da daha çok ona çok narin birisiymiş gibi davranıp aşırı derecede kibar konuştuğunda çok etkileniyordu. Kendini kaybediyordu.
Ağzından kaçan bir inleme, Jisung'u daha da mahvetmişti.

"Her zamanki gibi yine hassasın hım? Bir kedi gibi. Saçlarını okşamamı ister misin?"

Hyunjin bunu uzun zamandır beklediği bir şeymiş gibi karşıladı, çok istekli bir şekilde başını salladı fakat Jisung geri çekilmişti.

"Yoksa seni biraz üzmeli miyim? İyi bir kedi oldun mu bugün?"

"Evet! Evet oldum. Lütfen saçım okşansın!"

Jisung gülümsedi, onu daha da üzmek istemediği için saçlarını okşadı.

"İlk başta geldiğinde doğru düzgün konuşamıyordun bile. Şimdi böyle konuşmaları nasıl yapabiliyorsun benimle, hiç anlamıyorum. Sanki hiç sarhoş olmamışsın gibi."

Saçlarını okşayan el, kulağına ilerleyip arkasını yavaş yavaş okşadı. Yüzü ciddiyete büründü ve Jisung altındaki bedenin okşadığı kulağına eğilip fısıldadı.

"Çünkü beni ayıltan şey sensin, Jinnie."

forget me too | hyunsung ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin