Jisung, Hyunjin'in üzerine uzandı, kollarını ve bacaklarını ona sardı, boynuna öpücükler bıraktı.
"Son zamanlarda çok sevgi dolusun bana karşı?"
Jisung ellerinden destek alıp doğruldu, altındaki bedenin yüzüne baktı, kaşlarını çatmıştı.
"Şikayetçi misin bundan?"
Hyunjin gözlerini kaçırdı. Mırıldanarak bir şeyler söyledi.
"Efendim?"
"Diyorum ki nasıl şikayetçi olabilirim ki sen beni böyle severken?"
Jisung gözlerini kendisinden kaçıran gence gülümsedi, çok şirin görünüyordu. Saçları yastığına yayılmıştı, dudakları yumuşacıktı.
"Sevilmeyi çok seviyorsun hım? İlgimin asla azalmadığı bir kedi."
Elini saçlarına götürdü, sevdi ve kulağının arkasına doğru sıkıştırdı.
"Hyunjin, bana güveniyor musun?"
İki taraf da sustu. Hyunjin bu soruyu beklemiyordu, üzerinde uzun uzun düşünmemişti, hazırlıksız yakalanmıştı.
Ona diğer herkesten bir tık fazla güvendiği kesindi, odasına girmesine izin veriyordu, her gece onu sevmesine izin veriyordu, şimdiye kadar bu meselelerini hiç kimseye söylememiş olması da güvenilirliğini artırıyordu.
İlk zamanlar hariç ona hiç kötülük yapmamıştı.
Yine de tamamen güveniyor muydu, bilmiyordu. İnsanlara güvenmesi çok zordu, bilinçaltına insanların sürekli onun bir açığını bulmaya çalıştığı düşüncesi yerleşmişti. Korkuyordu, zarar verilmekten, incitilmekten, hayal kırıklığına uğramaktan... Üzülmek istemiyordu Hyunjin. Mutlu olmayı çok seviyordu. Sevilmeyi, kendisiyle ilgilenilmesini çok seviyordu. Yanında onlarca kişi olsun ve herkes onu sevsin istemiyordu. Sadece bir kişi, onu çok sevecek ve asla ondan vazgeçmeyecek bir kişi istiyordu.
Jisung'a okuldaki herkesten daha çok güveniyordu. Ailesinden sonra tanıdığı herkesten çok. Yine de korku peşini bırakmıyordu.
Kendisini kandırıp ve daha sonra okuldaki herkesle kendisi hakkında dalga geçme ihtimali çok az da olsa vardı ve bu ihtimal onu deli ediyordu.Jisung ona bu soruyu sorduğuna pişman oldu, şimdiden düşünceleriyle boğuştuğunu ve rahatsız hissettiğini görebiliyordu.
"Özür dilerim, bunu düşünme olur mu? Önemli değil. Bir anda çıktı ağzımdan. Kendini yorma bir cevap için, tamam mı? Sen bana güvensen de güvenmesen de ben seni sevmeye devam edeceğim, olur mu? Sen çok değerlisin."
"Jisung, sakin ol. Tamam, sorun değil. Sen böyle konuştuğun için ağlamak istiyorum şimdi."
Jisung gülümsedi ve altındaki gencin dudaklarına eğilip onu öptü. Sağ eliyle yanağını okşamaya başladığında Hyunjin başını onun eline yaslayıp gözlerini yumdu.
"Sorun değil. Benim için sen ne olursa olsun değerlisin. Düşüncelerin değerli, duyguların değerli, varlığın değerli, tamam mı?"
Hyunjin gözlerini açmadı ama gülümseyip başıyla onayladı.
"Kedi gibisin şu an. Gerçek bir kedi."
Jisung elini yanağından çekecekti ama Hyunjin onu bileğinden tuttu, yeniden yanağına yerleştirdiği ve yanağını sürtmeye başladı.
Jisung onun bu hallerine deli oluyordu. Kendini sevdirdiği, ona yanaştığı, bütün rahatsız edici düşüncelerinden koptuktan sonra rahatlayıp yalnızca ufak bir kedi olduğu anlarına bayılıyordu. Onu hep sevmek istiyordu. Durmadan öpmek istiyordu.
Onu ilk gördüğünde de bu his çok ağır basmıştı. Onu nefesi kesilene kadar öpme isteği.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
forget me too | hyunsung ✔️
Hayran Kurguismin tenime sonsuza kadar taşıyacağım bir dövme gibi yazılmış