"Seninle yatmayı bırak konuşmak bile istemiyorum bu gece. Siktir git Han Jisung. Evin yokmuş gibi her gece buraya geliyorsun."
"Aslına bakarsan pek evimin olduğu söylenemez ama-"
"Umrumda değil. Defol."
Hyunjin ona sırtını döndü ve uykuya dalmaya çalıştı. Jisung'un ayakta öylece dikilip durmaya devam etmesine inanamıyordu. Bir hışımla önünü onun tarafına döndüğünde ayakta dikilmeyip dibine girdiğini gördü, yatakta uzanıyordu ve yüzü onun yüzünün tam olarak dibindeydi.
Korktu ve reflekse kendini geriye doğru attığında yatağın ucundan yere düşme tehlikesiyle baş başa kaldı.
Son anda Jisung onu yakalayıp çekmeseydi yere yapışacaktı.
Durumun komikliğinden Jisung onun biraz önce az kalsın yere düşecek oluşuna gülmeye başladı, Hyunjin yüz ifadesini ciddi tutmak için çok uğraşıyordu.
Jisung gülmeye devam ederken onun vücudunu ayaklarıyla itip kendinden uzaklaştırdı, sırtüstü uzandı ve tavanı izlerken diğerinin karanlıkta onun yüzünü göremeyeceğini düşündüğünden birazcık gülümsedi."Gülümsediğini biliyorum."
"Siktir git, benimle konuşma. Git bardaki kızlarla yiyiş."
Jisung kollarını ona doğru uzatıp sarılmak için yaklaşmak istedi ama Hyunjin buna izin vermedi.
"Hiçbir bardaki kız senin kadar güzel değil."
"Sarhoş olduğun için bunları saçmalıyorsun fakat ben yemem, Han Jisung. Hiçbir ses yapmadan odamdan çık. Dışarıda insanları rahatsız etme."
Yeniden bir sarılma atağı oldu fakat reddedildi.
"Hadi ama Hyunjin! Her sabah binadan çıkarken aşağı katında oturan amcaya selam veriyorum ve hiçbir zaman bana şikayetçi olduğunu söylemedi."
"Ne? Ciddi misin sen şu an?"
"Selam verme konusunda evet ama diğeri yalandı. Geçen gün bana yavaş olmamı söylediğini unutmuşum."
Hyunjin uzun bacaklarını yan tarafındaki genci kendinden uzaklaştırırken kullanıyordu ve bir sinirle onu ittiğinde Jisung kendini yerde bulmuştu.
"Ah!"
"Hey! Tanrım! Özür dilerim, Jisung. İyi misin? Hey!"
Jisung yatağından üzerinden kendisine bakan ve sürekli özür dileyen gence gülümsedi. Gerçekten şirindi. Az önce sinirlendiğini unutmuştu.
"Sorun değil ben iyiyim. Sadece biraz başım zonkluyor? İçkileri yok karıştırdım sanırım, senin suçun değil."
"Sana yardım edeyim."
Hyunjin'in ona uzattığı elini tuttu, kalkmak için destek almak yerine onu da aşağı çekip üzerine düşmesine sebep oldu.
"Bırak."
Üstteki genç diğerinin üzerinden kalkmak istiyordu ama Jisung onu sımsıkı tutmuştu ve yerden destek alıp kalkmasına izin vermiyordu.
"Bugünkü olay için özür dilerim. Öyle hissettireceğini düşünmemiştim. Sen metres filan değilsin, olamazsın da. Sen barda karşıma çıkan bütün kızlardan ve erkeklerden daha güzelsin ve hiçkimse senin liginde seninle yarışamaz Hwang Hyunjin. Umarım bu söylediklerimi unutmazsın çünkü sabah olduğunda ben unutmuş olacağım."
Hyunjin bütün cümlesini yerinden kalkmaya çalışmadan dinledi, onu kesmedi ve karşı çıkmadı. Hatta çenesini omzuna yerleştirmişti ve elleri iki yanında sabitken Jisung'un ona sarılmasına izin vermişti.
Söylediği şeyler kulağa o kadar güzel gelmişti ki sarhoş birinin bu şekilde konuşması mümkün değildi.
"Şu an sarhoş değilsin, değil mi? Sadece seni içeriye alayım diye sarhoşluk numarası yaptın."
Jisung bir cevap vermediğinde Hyunjin uyuya kaldığını anladı, bu konu hakkında üzerine çok gitmemeye karar verdi. O da kıpırdamadı ve olduğu yerde, Jisung'un kucağında, uykuya daldı.
Sabahleyin belki Jisung gitmemiştir diye düşünüp gözlerini açmıştı ama yerde değil yatağında uyuyordu, Jisung'un onu yatağına koyduğunun farkında bile olmamıştı.
Komidinin üzerinde her zamanki not duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
forget me too | hyunsung ✔️
Fanfictionismin tenime sonsuza kadar taşıyacağım bir dövme gibi yazılmış