dört

1.3K 159 73
                                    

Hey, çıkmam gerekti. Üzgünüm. Dün gece harikaydın, beni kendine bağımlı hâle getiriyorsun.

- js.

Hyunjin artık Jisung'un bıraktığı notları okumak istemiyordu. Ne yazdığını zaten gayet iyi biliyordu. Hatta şu an çekmecesinde biriken bütün notları yakmak istiyordu. Bir iki kelime değiştirmek bu kadar zor olmamalıydı.
Her sabah aynı kelimeleri ve aynı cümleleri okumak onu değersiz hissettiriyordu. Jisung'un farklı iltifatlar etmesine değmeyen, sıradan ve önemsiz biriymiş gibi hissediyordu.
Bunu neden bu kadar kafasına taktığını da bilmiyordu gerçi.

Belki... Böyle şeyleri gereksiz yere fazla düşünmeye ve kendini üzmeye meyilli biri olduğu için olabilirdi.

Lisede asla mutlu olamamıştı. Changbin lisenin ilk yılında ona sürekli yanaştığı için ve Hyunjin de onu geri savuracak güce sahip olmadığı için Changbin'in takıntılı aşıkları onun hakkında bir dedikodu yaymışlardı.
Onun Changbin'i baştan çıkardığına dair bir şeyler okulda dönmeye başladığında Changbin bundan zevk alıyordu fakat Hyunjin'in psikolojisi mahvolmuştu.
Yapılanlar yalnızca dedikodu ile sınırlı kalmamıştı. Okuldaki homofobik öğrenciler, ki bu büyük bir çoğunluğu oluşturuyordu, Hyunjin'e zorbalık yapmaya başladılar. Onu okul çıkışında beklediler, şiddet uyguladılar ve ağıza alınmayacak hakaretler ettiler.
Yapmadığı bir şey için.
Hyunjin Changbin'den nefret ediyordu. Hayatının bu döneminde sosyal olup daha çok arkadaşa sahip olma beklentisi içine girmişken bütün her şeyi mahvetmişti. Hiç kimseye doğruyu söylemiyordu, Hyunjin'in onunla hiçbir ilgisinin olmadığını söylemiyordu, yalnızca kendisini düşünüyordu.

İşte böyle şeyler yaşamak artık rutin haline gelince Hyunjin, vazgeçme kararı aldı. Hayatını -en azından hâlâ aynı okuldayken- düzene sokma imkânı yoktu.
Gözlerine önyargılarıyla dokunmuş bir perde çeken insanlar, gerçek gözlerinin önlerinde olsa bile buna kör kalırlar. Gerçeği kanıtlamaya çalışan insanlar ise onlara açıklamalar yapmaya çalışırlarken bitap düşerler.
Hyunjin çok çırpındı, ilk önce sınıf arkadaşı kalmadı daha sonra en yakın arkadaşı sandığı arkadaşını kaybetti. En çok da yakınındakinin onu dinlememek istemesi üzmüştü. Ona inanmaması üzmüştü.

"Seni anlıyorum Hyunjin, yapmadığını söylüyorsun. Fakat bilirsin, insanlar hep bunu der. Ayrıca böyle bir şey yapma ihtimalin çok az da olsa var. Üzgünüm."

Böyle söylemişti.

"Ah, bu Changbin'in manyağı değil mi? Yazık olmuş, güzelmiş de."

"Changbin'e sulandığını bilmesem onunla oynardım."

"Hâlâ yüzsüz gibi okula gelebiliyor mu gerçekten?"

"Zaten sınıfta hiçbir soruya cevap veremiyordu. Dersleri çok kötü. Gelmeyi bıraksa da kurtulsak. Gider görünüşüyle ilgili.bir iş yapar, kendini kurtarır işte."

"Sırf görünüşü yüzünden model olduğunda üniversite okuyan bilim adamlarından fazla maaş olacak olması hiç adil değil. Ah, dünya gerçekten çok adaletsiz."

Bunlar yatmadan önce her gece Hyunjin'in aklında oynattığı cümlelerdi. Her kelimeyi hatırlıyordu. Hiçbir hakareti unutamıyordu. İnsanlar onu hakaretlere boğup gururunu ayaklar altında ezerken o bir suçu olmadığını kanıtlayamıyordu, kendine olan saygısı her geçen gün azalıyordu.
Kendinden nefret ediyordu.

"Changbin'in kullanıp attığı biri işte."

"Hiçbir yararı yok. Kendine bile."

"Hocam bizi Hyunjin ile eşleştirmeseniz olur mu? Pek doğru gelmiyor."

forget me too | hyunsung ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin