Okula geldiğinde beni bul. Seninle bir şey konuşmam gerekiyor. Ve kahvaltı yapmayı unutma çok kızarım!!!
- js.
"Neden sadece beni bekleyemiyorsun anlamıyorum."
Hyunjin bu kağıt parçasını da komidinin çekmesine diğer not kağıtlarının yanına attı. Yatakta doğruldu, ayağa kalkmadan yatağın kenarında biraz oturdu ve düşünmeye başladı.
Jisung mükemmel birisiydi. Her zaman elinden geleni yapıyordu, çok uğraşıyordu, nazikti ve Hyunjin'i kendisinden fazla düşünüyordu. Buna rağmen Hyunjin bazen ondan gereğinden çok şey istediğini düşünüyordu.
Başlarda Jisung onu umursamazken sadece yazdığı notu değiştirse yeterliymiş gibi geliyordu, şimdi ise güzel şeyler yazdığı notlarını beğenmiyor, şikayet etmeye devam ediyordu."Özür dilerim. Özür dilerim Jisung, iğrenç biriyim."
Ağlamaya başladı, birkaç dakika sonra neden ağladığını anlayamadı, saçma bir haldeydi. Gözyaşlarını sildi, yanaklarını kuruladı ve okula gitmek için hazırlandı.
Okul yolunda kendine daha da güvendiğini ve adımlarını eskisi gibi korkakça atmadığını fark etti. Hepsi Jisung sayesindeydi aslında. Birisi şimdi gelip ona bir şey yapmak istese Jisung herhangi bir yerden çıkıp onu kurtacakmış gibi geliyordu.
Kendine itiraf etmek istemese de sonunda güvendiği biri vardı. Nihayetinde bir kişi gelmiş ve onun büyük yalnızlığına son vermişti, endişelerinin karanlık dünyasından onu ışığa çıkarmıştı, insanlara güvenilebileceğini öğretmişti, herkesin kötü olmadığını, dünyanın yaşanılabilecek bir yer olduğunu göstermişti.
Bunların hepsi geçmişte Hyunjin'e yüzyıllardır süregelen en büyük yalanlar gibi geliyordu. Toplumdan ve toplumun dayattığı her şeyden nefret ediyordu. Hâlâ daha ediyordu aslında ama bütün bunların doğru kişilerle aşılabileceğini ve dünyanın tolere edilebilir hâle getirilebileceğini görmüştü.Jisung mükemmel biriydi. Hyunjin onun sayesinde gerçek anlamda ışığı görmüştü. Kendi başına upuzun bir dağın eteğinde, tepeye ulaşmak için boş yere uğraşırken o gelmişti, elinden tutmuştu ve birlikte dağın zirvesine çıkmışlardı, Jisung ona güneşi göstermişti.
Hayatının devamında, herhangi bir sahnesinde, Jisung'u kaybediyorsa o ana kadar hiç yaşamamış olmayı tercih ederdi.
Jisung'a bu kadar bağlanmadan önce, ilk tanıştıklarında dilediği şeyi hatırladı.
Şimdi o dileği asla gerçek olmasın istiyordu.
"Hey? Hyunjin!"
Jisung ona birkaç kere seslenmişti ama duymamıştı, arkasını döndüğünde ona doğru koştuğunu gördü.
"İyi misin? Dalmış mıydın?"
"Galiba."
Genç adam sevdiğinin durgun halini gördüğünde yeniden düşünceleriyle boğuştuğunu anlamıştı, pek zor değildi.
"Hyunjin. Bazen... Düşünmemek daha iyidir. Biliyorsun değil mi? Kendini zorlama. Konuşmak istediğinde ben hep burada olacağım."
Hyunjin'in gözleri nemliydi, ağlamamak için dayandı ve yanındaki gence gülümsedi.
"Kahvaltı yapmadın değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
forget me too | hyunsung ✔️
Fanfictionismin tenime sonsuza kadar taşıyacağım bir dövme gibi yazılmış