"Kahvaltını yapmayı unutma."
-js.
"Bir anda bana önem vermeye başladı?"
Bu Hyunjin'in deli gibi hoşuna gidiyordu. Gerçekten. Yine de bunu kabul edebilecek psikolojiye sahip değildi.
Uzun zamandır birisini sevmiyordu, hoşlanmamıştı da. Okuldaki herkes ondan nefret ettiği için bu pek zor olmuyordu."Hayır Hyunjin. Ondan hoşlanıyor olamazsın. Gerçekten. Sabahları senin yanında olamayacak kadar umursuyor seni. Tek istediği şey senin bedenin."
Söylediği şeyler moralini bozmuştu.
"Ama dün bana muzlu süt almıştı."
Farkında olmadan gülümsemeye başladı.Yataktan kalkmaya hazırlanırken Jisung'un bıraktığı notu çekmeceye atacaktı ki Jisung'un telefonunu komidinin üzerinde unuttuğunu gördü.
Defalarca kendine kurcalamaması gerektiğini söyledi fakat kendine hakim olamadı.
Keşke kurcalamasaydı.
Telefonunun duvar kağıdında Jisung ve bir kız vardı, birbirlerine sarılmışlardı, yalnızca bunu görebildi çünkü telefon şifreliydi.
Önemli değildi, artık hiçbir şeyin önemi yoktu çünkü onun sevgilisi vardı.
Kendini kullanan bir kişiden az kalsın hoşlanmak üzere olduğu için midrsi bulandı, tekrar ondan nefret etti.
Okulda kendisine zorbalık yapıldığını gördüğünde bile bir şey demeden görmezden geliyordu zaten, Jisung hâlâ iğrenç biriydi.Birazdan kapısı çaldı, Jisung'un geldiğini biliyordu, aşırı öfkeliydi. Kendisini kullandığına inanamıyordu, hem ağlamak istiyor hem de onu dövmek istiyordu.
Kapıyı açtı ve hemen içeri girdi, onunla göz göze bile gelmedi."Hey, yeni mi uyandın? Kahvaltını yaptın mı? Şey telefonumu unutmuşum da."
"Sana ne."
"Efendim?"
"Benim kahvaltı yapmam ya da yapmamam seni ilgilendirmez diyorum, Jisung. Kendi işlerine bak."
Jisung sorunun ne olduğunu anlamadı. Ona sarılmak için yanaştı fakat Hyunjin uzaklaştı.
"Sorun ne? Sabahları gitmem mi? Hâlâ buna mı takılıyorsun?"
"Hayır Jisung. Sabahları gitmen de akşamları gelmen de sikimde değil, anlıyor musun? Sen de beni kullanıyorsun zaten. Herkes gibi sen de beni küçük görüyorsun."
Jisung sinirlenmeye başlıyordu. Ona hep iyi davranmıştı, en azından son zamanlarda. Ayrıca her gece o kadar dikkatli konuşuyordu ki Hyunjin'in kendisini kullanıyormuş gibi hissetmesi imkansızdı. Bunun için ayrı bir uğraş gösteriyordu ama şimdi Hyunjin'in onunla böyle konuşması haksızlıktı.
"Hyunjin. Bana ne olduğunu söyler misin? Neden böyle yapıyorsun? Çabaladığımı görmüyor musun?"
"Ne için çabalıyorsun Jisung? Anlamıyorum. Hareketlerine anlam vermek çok zor. Neden o gece kapıma geldin ve sonrasında bunu alışkanlık haline getirdin? Seni ayık görmem neredeyse imkansızken neden son zamanlarda sabahları da benim yanıma geliyorsun? Sen böyle değildin. Ama biliyor musun, ben sebebini biliyorum. Çünkü beni tamamen elinde tuttuğunu anlayınca beni bırakıp gideceksin. Bana kendini aşık ettirdikten sonra benimle dalga geçeceksin. Sen de herkes gibisin."
Jisung ne diyeceğini bilemiyordu. Yaşadıkları şeyler yüzünden böyle düşünmesi ve güvenememesi normaldi, o yüzden ona kızamazdı. Onun yerine sakinleşti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
forget me too | hyunsung ✔️
Fanficismin tenime sonsuza kadar taşıyacağım bir dövme gibi yazılmış