14. Yıkılan Duvarlar

23.5K 2.1K 435
                                    

07.03.2021

***

Berzan'nın gözleri kararmaya başlamışken Çiçek'in ağlamaları iç çekişlere bırakmıştı yerini. Birkaç kere daha burnunu çekip kafasını kaldırdı. Gittikçe kötü görünen adama şaşkınlıkla baktı. ''Berzancığım ne oldu?''

Berzan hafifçe itmeye çalıştı ancak Çiçek anlamıyordu. Küçük ellerini, Berzan'ın yüzüne getirip usulca okşadı. ''Şşştt iyi ol tamam mı? Bizim sınıfta da biri böyle oldu. Öğretmen onu sakinleştirdi.'' Berzan birkaç kez yutkunup gözlerini kırptı. Çiçek'e odaklandığında hâlâ yanağını okşadığını fark etti.

''Ben sana su getireyim.'' Hızla ayağa kalktığında Berzan derin bir nefes aldı. Elleri hâlâ zangır zangır titriyordu.

Elini yere bastırıp ayağa kalkmaya çalıştı. Ancak bu pek mümkün olmuyordu. Az sonra Çiçek elindeki küçük su şişesi ile geldi.

"Dolapta buldum." Berzan hızla elinden alıp kapağını açtı. Kafaya dikip hızlı hızlı yudumlarken biraz daha iyi hissetmişti. Kuruyan boğazını ıslatmak iyi gelmişti.

"Daha iyisin değil mi?" Dedi Çiçek, yanağını okşarken. Gözlerini karşısında ki dolu dolu olmuş gözlere dikti. Çiçek aynı şekilde dikkatle bakarken, dudaklarını kıvırıp tatlı bir tebessüm gönderdi Berzan'a.

Berzan bir süre beklemişti. Aynı nefes darlığının gelmesini. Ancak dokunuşlarının yumuşaklığı ve ona birkaç da olsa güzel anılarını hatırlatan o sıcak bakışlar...

Yine de tam olarak yıkılmış sayılmazdı duvarları.

Kendini geri çekip hafifçe öksürdü. "Özür dilerim. Dokunmayı sevmediğini unuttum." Dedi kaşlarını düşürerek.

Sonrasında muzırca gülüp "Ama bak işe yaradı. Öğretmenim hep böyle yapar. Onu her zaman dinlerim." Dedi elini ağzına kapatıp gülerken.

"Hadi içeriye gir sen. Hava soğuk." Biraz yalnız kalmalıydı. Çiçek bir süre yüzüne baksa da kafasını sallayıp içeriye adımladı.

Sonunda ayağa kalkacak gücü bulan Berzan, balkon demirlerine tutunup derin derin nefesler aldı. Bugün bir milat gerçekleşmişti. Duvarlar yıkılmamıştı belki ama... Çatlamaya başlamıştı. Ve her ne kadar istemese de bu küçük kızın başarmış olması kalbinde bir yerlerde tatlı kıpırtılara neden olmuştu. Buna ek olarak yüzünde en uzun süre kalacak bir gülümseme oluşturmuştu.

**

İlker hastaneden dönmüş, arabayı otoparka park etmişti. Yoğun stres altında kalmak başını ağrıtmıştı.

Asansöre binip düğmeye basar basmaz kafasını duvara yaslayıp derin bir soluk bıraktı. Gözlerini kapatıp kata ulaşana kadar beklemeye başladı.

Asansör kapısı açılıp içeriden çıktığı esnada merdivenlerden inen Züleyha ile karşılaştı.

"İlker nasılsın?"

"İyiyim Züleyha hanım siz?"

"Ben de iyiyim sağ olun." İlker eve ilerlemeden önce aklına gelen şeyle hızla Züleyha'ya baktı. "Çiçek sizi üzmedi değil mi?" Züleyha'nın gülen yüzü, şaşkınlık dolu bir ifadeye bırakmıştı.

"Çiçek neden üzsün beni anlamadım?"

"Bugün sizdeydi ya." Züleyha anında kafasını iki yana salladı. "Bende değil ki. Ben daha yeni geldim dışarıdan." İlker'in bunları duyduktan sonra kalbi atmayı bırakmıştı. Hızla katlara bakıp bir yerde oturup oturmadığını kontrol etti. "Nerede bu çocuk?"

STERİLİZE AŞK | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin