STERİLİZE AŞK | bxb

44. Baba

02.07.2021

***

''Berzancığım, nasıl oldu?'' Berzan elindeki kremayı spatula yardımıyla karıştırmaya başladı. Bir gözü, pastanın tek katına meyveleri dizen kızdaydı.

''Çilek ve muz sayısı eşit değil Çiçek.'' Çiçek'in gülen yüzü soldu. Pastaya baktığında gerçekten de eşit bir şekilde yerleştirmediğini fark etti. ''Ben böyle seviyorum Berzancığım. Bol çilekli.'' Berzan, gelen ani tepkiyle afallasa da gülmüştü. ''İyi bakalım.''

Berzan, pasta kremasını bitirip, Çiçek'in meyve koyduğu katın üzerine keki ekleyip, kremayı sürdü.

Sonunda süsleme kısmına geldiklerinde oldukça eğlenmişlerdi. Tabi ki eşit şekilde atılmayan şekerlemeler, yamuk kirazlar sinirini bozsa da, bunu Çiçek'i eğlendirmek için yaptıklarını hatırladığı için sesinin çıkarmamıştı.

Sonunda, organik meyvelerle glutensiz unla, güzel bir pasta yapmışlardı.

''Harika oldu Berzancığım!'' dedi Çiçek ellerini çırparken. ''Tamam, şimdi bunu dolaba koyalım soğusun. Üzerindeki çikolata donduğunda çok daha güzel oluyor.''

Pastayı dolaba yerleştirip ortalığı toplamaya başladı. Çiçek'in yardımıyla mutfağı toplayıp lavaboya girdiler. Her ne kadar tek başına halletmeyi sevse de, İlker'in uyarılarından sonra Çiçek'in de yardımını almıştı. İlker, Çiçek'in bu gibi konularda sorumluluk sahibi olmasını istediği için ev işlerine -yapabileceği seviyede- yardım etmesini istiyordu.

''Sen televizyon izle, ben İlker'e bakıp geliyorum.'' Çiçek kafasını sallayıp koltuğa kurulurken, Berzan üst kata çıktı.

Kapıyı aralayıp içeriye yavaş adımlarla girdi. İlker'in uykusu da ağır sayılmazdı ancak hem çok yorgun olduğu için, hem de Berzan'ın profesyonel şekilde sessiz olması sonucu uyanmamıştı.

Yan bir şekilde uyuyordu. Düzenli nefes alışverişlerini duydu Berzan. Yavaşça yanına yaklaşıp elini alnına dokundurdu. Neyse ki ateşi yoktu.

Restoranda yoğun geçen günlerden sonra bugünkü iznini full uyuyarak kullanmıştı. Aşırı yorgun ve solgun olması korkutmuştu Berzan'ı. Bu nedenle ateşi çıkabileceğinden şüphelenmişti. Ancak iyi görünüyordu.

Dudaklarını sevgilisinin şakağına bastırdı. Orada birkaç saniye durup yanağına, oradan da boynuna ilerledi. Güzel kokuyu içine çekerek bir öpücük kondurdu.

Geri çekileceği esnada minik bir homurtu duymuştu. Yüzünü geri çektiğinde, İlker'in dudaklarının kıvrıldığını gördü.

Ellerini yumuşak tutamlara getirdi. Hafifçe okşarken, İlker gözlerini açmıştı. Aslında planı uyandırmamaktı, ancak kendini tutamayıp öpücüklere boğmasıyla, bunu tahmin etmişti.

İlker bir süre bakışlarına karşılık verdi. Berzan'ın eli hâlâ İlker'in saçındayken, yüzündeki gülümseme de kendini koruyordu.

''Bu, öpücükle uyandırılmalara alıştırdın bilgi olsun.'' Berzan'ın dudakları daha da gerilip kahkahaya dönerken İlker'in de gülümsemesi büyümüştü.

''Aşağıdan sesler geliyordu, ne yapıyordunuz?''

''Pasta.'' İlker'in kaşları kalkmıştı hayretle. ''Sen! Sağlıksız bir yiyecek...'' Dudaklarını inanamıyormuş gibi bükerken Berzan gözlerini devirmeden edemedi. ''Glutensiz un ve organik meyveler kullandım. Kremayı filan da ben yaptım.'' İlker, aksini düşündüğü için kendi kendine göz devirip kahkaha atarken, alaylı tavrı yüzünden koluna vurdu Berzan.