30.06.2021
***
Başlık kötü oldu takmayın yavrular slmfsmfks Keyifli okumalar...🖤
Yoğun bir günün başlangıcını yaptı İlker. Hafta sonu olması dolayısıyla, restoran fazlasıyla kalabalıktı.
İlker elini şıklatıp garsonlardan birini yanına çağırdı. Kasanın önüne gelen garsona elindeki tabağı uzatıp: ''Oğlum, şu siparişi 5 numaralı masaya götür.'' dedi.
İçeriye son kez göz gezdirip mutfağa ilerledi. Yemekleri kontrol edip pişenleri ocaktan aldı. Saniyeler sonra yerini başka yemekler alırken, hazır olanları servis tabaklarına yerleştirdi.
''Kızım, şunları götür çabuk.''
''Tamamdır şef.'' Garson tabakları götürürken telefonunun titreşim sesiyle biraz uzaklaşıp balkona çıktı. Sırtını duvara yasladı. Telefonu kulağına koyarken bir yandan da sigara paketini cebinden çıkarıyordu.
''Efendim?''
''Nasılsın?''
''Fazlasıyla yoğun ve yorgunum.'' Paketten bir tane sigara çıkarıp dudaklarına yerleştirdi. Ucunu yakıp derin bir nefes çekip, dumanı havaya üfledi. ''Bu öğlen yanına gelmeyi düşünüyordum.'' İlker'in dudakları kıvrıldı.
''Gel bebeğim. Yer olmazsa içeride yersin.''
''Tamam. Ama sen de yemek yeme. Beraber yiyelim.'' İlker acı dolu bir kahkaha attı. ''Sor bakalım yemek yemeye vaktin oluyor mu diye.'' Berzan'ın yüzü düşerken, İlker iç çekti. Üzmek değildi niyeti.
''Çok bekletme beni. Birazdan güveci koyarım fırına.''
''Tamam geç kalmam.'' Aynı esnada balkona giren çalışanlardan biriyle telefonu kapatmak zorunda kaldı İlker. Yarısına geldiği sigarasını kül tablasında söndürüp içeriye girdi.
Yaklaşık 1,5 saatin ardından kafe azalmak bir yana dursun, daha da yoğunlaşmıştı. Kapının zili çalarken, kasada hesap alan İlker kafasını kaldırıp gelene baktı. Berzan ona doğru geliyordu. Yüzüne, gün boyunca oluşan en samimi gülüş kondurmuştu.
''Hoş geldin.''
''Hoş buldum.'' Müşteriyi gönderip içeriyi kontrol etti. ''Yemekler hazır mı?''
''Hazır.'' Berzan'ı kasa arkasına alıp arka taraftaki masaya geçtiler. ''Biri kasaya baksın. Çok uzun süre mola vermeyeceğim zaten.'' Garsonlardan biri onaylayıp kasaya geçti.
Masaya oturup servisi beklediler. İlker saatlerdir ayakta olmasının verdiği yorgunlukla arkasına yaslanıp gözlerini kapatırken, Berzan onu izliyordu.
Yemek servisi sonrası hızlı hızlı yemeye başladı. Berzan ona bıyık altından gülerken İlker sonunda kendini frenlemeyi başarmıştı. ''Üzgünüm. O kadar alıştım ki, şu an yemeğin keyfini çıkararak yiyemiyorum.''
''Önemli değil.'' Yemek sonrası balkona çıkmışlardı. İlker sigarasını yakıp duvara yaslanırken, sevgilisini göğsüne çekti. Berzan burnunu İlker'in boynuna gömdü. Ara ara öpücükler bırakırken, kollarını beline sıkıca dolamıştı.
İlker tek koluyla sevgilisinin belini sarmışken diğer elinde sigarası, dumanı havaya üflemeye devam ediyordu. Şu an kısa süreli olsa da kendini iyi hissediyordu. Dinlenmiş ve yemek yemiş olmanın yanında, sevgilisinin de kokusunu çekmek iyi gelmişti.
''Ben gideyim artık. Sen de işine bak. İçerden sesler geliyor, şef nerde diye.'' Berzan gülerek geri çekilirken İlker bıkkın bir nefes vermişti. Şu anki pozisyon gayet iyiydi. Ne diye gidiyordu ki?
Mecburen sigarasını söndürüp içeriye doğru adımladı. Kasanın olduğu bölgeye ilerlerken kalabalığı fark etti. Kasayla ilgilenmesi bile, yoğunluğa ne kadar etki ettiğini anlamıştı.
''Sen masaları dolaş, hesap isteyen var.'' dedi kasadaki garson kıza.
Kız hızla uzaklaşırken, kasaya geçip müşterilerle ilgilenmeye başladı. ''Buyurun hanımefendi.''
Genç kadın yemeğinin ücretini öderken arkada sıra olanlar ofluyordu.
''Sonra benim yemeğimin ücretini alırsın.'' Berzan'ın konuşmasıyla bakışlarını sevgilisine çeviren İlker'in kaşları çatıktı. ''Saçmalama Berzan, ne ücreti. Hadi git sen.''
''Olmaz!'' İlker göz devirip işine devam ederken Berzan parayı çıkarıp tezgaha bıraktı. ''Berzan döveceğim şimdi seni.'' Sevgilisinden hesap alacak değildi ya.
O sırada diğer müşteriye geçmişti sıra. Saniyeler süren tartışma sonucu, adam kısa süre beklemişti.
''Beyefendi biraz hızlı.''
''Tamamdır.'' Ücreti hesaplamaya çalışırken sinirli bakışlarını yakaladı İlker. Berzan o arada kasanın önüne geçmişti. ''385 TL beyefendi.'' Adam gözlerini şokla aralamıştı. Bu kadar beklemiyordu.
''Bir yanlışlık var. Ben o kadar para tutacak bir şey yemedim.'' İlker bu gibi durumlara az çok alıştığı için sakin bir şekilde dinlemiş, ekranı adama doğru çevirmişti. ''Gördüğünüz gibi beyefendi, yemeğiniz, içeceğiniz ve tatlınızın fiyatları. Toplamı 385 TL yapıyor.'' Adam sinirle masaya elini vurdu. ''Menüde bu kadar yazmıyordu. Siz insanları mı kandırıyorsunuz!''
Berzan sinirle bir adım atarken bunu fark eden İlker, elini kaldırıp durdurdu. ''Menüye de bakalım beyefendi. Ama muhtemelen başka bir yemekle karıştırdınız.''
Menüyü alıp gösterdiğinde ekrandakiyle aynı olduğunu gören adam kızarmaya başlamıştı. Arakada birkaç kişi kınayan bakılar atarken, kendini aklamak istercesine bağırmaya başladı. ''Bana bu menüyü vermediniz! Bilmiyorum sanki, düşük fiyatlı gösterip sonradan yüksek olanı koyuyorsunuz önüme!'' İlker hayretle bakarken, adam konuşmasına izin vermemiş hakaretler etmeye başlamıştı.
Diğer müşteriler de kasaya bakarken, içerden garsonlar gelmişti. İlker'e bağıran adama dalmamak için zor duruyorlardı. ''Patron bak ne diy-''
''Tamam Salih, bekle bir.'' İlker, adama dönüp tebessüm etmeye çalışarak: ''Beyefendi, farklı bir menü gösterme gibi bir şey söz konusu değil. Siz karıştırmış olmalısınız.'' dedi.
''Bir de yalan mı söyleyeceğim sana! İyi ki restoranın doluyor, bizim şirket olmasa kim gelecek acaba buraya! Aç kalırsın be aç. Herkese söyleyeceğim bir daha gelmesinler buraya!'' Berzan daha fazla dayanamayıp önündeki adamı kenara itmiş ve bağıran adamın arkasına geçmişte. İlker elini uzatmış engellemek için bağırmıştı ancak, Berzan hızlı bir hamleyle adamın ensesinden tutup tezgaha yapıştırmasıyla birkaç kişi bağırmıştı.
Acıtmamıştı ancak adamın korkudan bağırmasına neden olmuştu. ''Bak bu menüye, iyi bak. Derisindeki deformeyi görüyor musun? Hani şu beyaz lekeyi. Restorana ilk girdiğimde bu menüye bakıyordun. Diğerlerinin hiçbirinde leke yok. Yani bu menüye bakıp fiyatları karıştırdıysan...'' Kafasını yan çevirip, gözünü adeta rakamların yazdığı yüzeye yapıştırdı. ''Bu senin kör gözlerinin problemi.'' Adam homurdanmaya devam ederken kafasını hafifçe kaldırıp bu sefer sertçe vurdu masaya. ''Kime ego tatmini yapıyorsun lan!'' Adamı geriye çekip bu sefer yere iterken birkaç kişiden korku dolu çığlıklar yükselmeye devam etti. Çoğu kişi şokla bakıyordu.
İlker ne yapacağını bilemedi. Transtan çıkıp Berzan'ın yanına geldi. ''Ne yapıyorsun sen!'' Adamı yerden kaldırırlarken alnının sağ tarafı kanamaya başlamıştı. ''Sana o şekilde bağıramaz.'' Dişlerinin arasından tıslarken İlker ne diyeceğini bilmiyordu.
''Şikayetçi olacağım senden! Hapislerde sürüneceksin!''
İlker stresle ensesini ovarken, Berzan da mimik oynamıyordu. Fazlasıyla rahattı. Ve bu İlker'i çıldırtmak üzereydi.
Az sonra polis arabası gelmiş Berzan'ı almıştı. Adam hâlâ şikayetçi olacağım diye bağırıyordu.
İlker, restoranı çalışanlara emanet edip emniyete doğru yola çıktı. Fazlasıyla korkuyordu. Ortada bir darp vardı ve eğer adam şikayetçi olursa Berzan ceza alacaktı. Kötü bir şey olmamasını dileyerek arabayı hızlı sürmeye başladı. Gözünün önüne, polis arabasına bindirilen sevgilisi geldiğinde iyi olması pek mümkün görünmüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STERİLİZE AŞK | bxb
Azione[TAMAMLANDI] Obsesif bir katil... Aşçı bir baba... Aralarında büyük bir engel varken, birleşmeleri mümkün olacak mı? Başlangıç: 30.01.2021 Bitiş:02.07.2021