20. Bölüm

440 24 14
                                    

Hülagü, sıçrayarak terler içinde uyandı. Elleriyle şakaklarını ovaladı. Kulaklarında kan zonkluyordu. Gözlerinin önünde kırmızı bir duvar vardı sanki.  Dokuz'u karşısında kendisinin gömleğini yeni üzerine giyerken görünce gördüklerinin kötü bir rüya olduğunu anladı ve rahatlayarak tebessüm etti. 

Dokuz, yatağa çıktı ve gülümseyerek "iyi misin?" diye sordu.

Hülagü, gülümsemeye devam ederek başını aşağı yukarı salladı. Sonra rüyanın etkisi tekrar baş gösterdi ve Hülagü'nün gülümsemesi kayboldu.

"Sadece kötü bir rüya gördüm. Bu bana evlenmek için bir süre beklememiz gerektiğini hatırlattı."

Dokuz, Hülagü'nün sözleriyle güldü ve Hülagü'ye yaklaşarak "korktun mu evlenmekten?" diye sordu. Elini Hülagü'nün karnında ve göğsünde gezdirdi. Ardından daha aşağılara, kasığına indirdi.

"Evlenmekten değil de Tyler'ın yapabileceklerinden korktum."

Dokuz, Hülagü'nün ellerini tuttu ve yanağına bir öpücük kondurduktan sonra "korkma!" dedi.

"Onu yakalayıp hapse tıkacağına inanıyorum. Sana güveniyorum. Düşmanlarının olması evlenmemize engel olamayacak." 

Hülagü, gülümsedi ve teşekkür ettikten sonra "haklısın." diyerek konuyu değiştirmek istedi. Dokuz'un üzerindeki gömleğe baktı.

"Senin geceliğin yok muydu? Neden onu giymedim."

Dokuz, güldü ve "geleneği bozmamak için." diyerek dudaklarını Hülagü'nün dudaklarına bastırdı. Ardından dudağını çekti ve yüzüne baktı.

"Biz sevgili gibi yaşıyormuşuz da haberimiz yokmuş. Birbirimizi sevdiğimizi itiraf ederek ve sevişerek işi sadece resmiyete dökmüşüz."

Hülagü, başını sallayarak Dokuz'un söylediklerini onayladı ve "Sen gelsene şöyle!" diyerek Dokuz'u üzerine doğru çekti. Ellerini kalçasına attığı sırada telefonu çaldı. Hülagü, oflayarak telefonu açtı ve boşta kalan kolunu Dokuz'un beline doladı. "Efendim?" dedi.

"Biz beş dakikaya sizdeyiz amirim."

Hülagü, "tamam." dedi ve telefonu kapatıp başucu sehpasının üzerine koydu. Dokuz'un yüzüne bakarak "duydun." dedi.

"Beş dakika yeter mi bize?"

"Yaparız ama doya doya değil."

Hülagü, gülerek "aynen öyle." dedi ve Dokuz'un dudağına bir öpücük kondurdu. 

Beraber yataktan kalktılar.

Dokuz, üzerindeki gömleği çıkardı ve Hülagü'nün dolabında bulunan kendi kıyafetlerine baktı. Kısa bir sürede kararını verdi ve mavi renkli bir gömlek, krem rengi bir kumaş pantolon ve beyaz bir kazak giydi. Ardından mutfağa gitti ve kahvaltı hazırlamaya başladı.

Beş dakika sonra kapı çaldı ve Dokuz'a kahvaltı hazırlamasında yardım eden Hülagü, "ben bakarım." diyerek mutfaktan çıktı ve kapıyı açtı. "Hoş geldiniz." diyerek misafirlerini içeri aldı.

"Yeni bir şeyler var mı? Bilgisayardan bir şeyler çıktı mı?"

"Bilgisayardan değil de evde bulunan flash belleğin içinde bir metin belgesi çıkmış ve onda da bir not var."

Hülagü, heyecanlanarak Erol'a baktı. "Ne notu?" diye sordu.

"Tyler'a Sude'yi kendisinin söylediğini itiraf eden bir not."

"Yani beraber öldürmemişler. Sinan, sadece Tyler'a hedef göstermiş öyle mi?"

Erol, "aynen öyle amirim." dedi salona geçerlerken.

Ölüm Fotoğrafı Koleksiyoncusu (+18) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin