57. Bölüm

99 20 5
                                    

Kartal, sırıttı ve "zevkle." dedi. Ardından "ne zaman?" diye sordu.

"Sen ne zaman istersen. Zamanını iyi ölçüp biçmelisin. Tabi aynı zamanda geciktirmemelisin."

Kartal, ayağa fırladı ve "o zaman ben hazırlıklara başlayayım." diyerek elini uzattı. Ardından dişlerini göstere göstere sırttı.

"Malum, alınacak çok kelle var."

Tyler, gülerek Kartal'ın elini sıktı ve onu yolcu ettikten sonra kendi içine yöneldi.

4 Ekim 2020 15.00 Ankara

Hülagü, Dokuz'a Ankara'ya döneceğini söylememiş, ona sürpriz yapmak istemişti. Arabayı okulun park alanına park etti ve hızlı adımlarla merdivenleri çıkıp okula girdi. Nöbetçi öğrenciye Dokuz'u sordu ve öğretmenler odasında olduğunu öğrendi. Sessizce öğretmenler odasına girdi. Dokuz'un dalgın dalgın pencereden dışarı baktığını gördü. Gülümsedi ve diğer öğretmenlere sessiz olmalarını işaret ederek sessizce Dokuz'a yaklaştı.

"Yolumu mu gözlüyorsun beyaz gülüm?"

Dokuz, arkasındaki sesi duyar duymaz oraya doğru döndü ve Hülagü'ye sarıldı. Yanağına bir öpücük kondurdu.

"Hem de her saat, her dakika, her saniye ve her salise."

Hülagü, Dokuz'un ellerini öptü defalarca ve karnına baktı.

"Velinimetimiz nasıl?"

Dokuz, gülümsedi ve "benim gibi o da seni çok özledi." dedi.

Hülagü, "ben de ikinizi çok özledim." dedi. Dokuz'un karnını okşadı.

"Senin dersin bitti mi hayatım?"

Dokuz, başını "hayır." anlamında sağ ve sola salladı.

"Bir buçuk saate anca çıkarım aşkım."

Hülagü, saatine baktı ve "o zaman ben büroya geçeyim." dedi. Dokuz'un ellerini öpücüklere boğduktan sonra okuldan çıktı. Cinayet büroya geçti. Hızlı adımlarla yürüdü ve Hasan Müdür'ün kapısının önünde durdu. Kapıyı çalıp içeri girdi. İçeri girer girmez de Hasan'dan tekdir yiyeceğini iliklerine kadar hissetti.

"Oğlum sen manyak mısın? Tek başına neden kahramanlığa kalkışıyorsun? Bir de Cengizhan'ı peşinden sürüklüyorsun, onun yaralanmasına sebebiyet veriyorsun."

Hülagü, Hasan'a ses çıkaramadı. Zira yerden göğe kadar haklı olduğunu o da çok iyi biliyordu.

Hasan, ayağa kalkarak "neyse." dedi ve gülümsedi.

"Siz iyisiniz ya şimdi. Biz ona bakalım. İstihbarat bu olayı unutturmak isteyecektir. Bu yüzden fazla deşmeyecektir. Yani demem o ki o taraftan gönlün rahat olsun. Sen Tyler'ı yakalamaya bak! Ben her zaman arkandayım."

Hülagü, gülümseyerek "sağ olun efendim." dedi ve Hasan'ın gösterdiği yere oturdu.

"Tyler'ı yakalamak için aklında pir plan var mı?"

Hülagü, "onu kışkırtmaktan başka şansımız yok." dedi.

"Zira Tyler arkasında kanıt bırakmıyor. Bıraksa bile Tyler'ın arkasındakiler bütün kanıtları siliyor."

"Nasıl yapacaksın bu dediklerini peki? En önemlisi de bunun sonuçları neler olabilir?"

Hülagü, sırıttı ve "sonuçları pek ala pek güzel olacak." dedi.

"Bir röportaj vereceğim ve Tyler'ı kışkırtacağım. Bir süre risk almak istemeyecek ama sonra öyle bir sinirlenecek ki bir cinayete daha kalkışıp beni aramak zorunda kalacak. Siz de yerini saptayıp onu yakalayacaksınız."

Hasan, bir müddet suskun suskun düşündü ve sonra "peki." dedi.

"Haydi yapalım senin şu planını ama senin plan işe yaramazsa benim planı devreye sokacağız. Bir B planımız her zaman olmalı ve olacak."

Hülagü, gülümsedi ve "haklısınız müdürüm." dedi. Başıyla selam verdi ve Hasan'ın odasından çıktı. Erol ile Harun'u yanına çağırdı ve onlarla birlikte odasına girdi. Koltuğuna oturdu. Erol ile Harun'a da oturmalarını işaret etti.

"Gazeteler ve televizyonlarla röportaj yapacağız. Tyler'ı tuzağa çekmek için birkaç söz söyleyeceğim. Sonrasındaysa onun tuzağıma yakalanmasını, beni aramasını bekleyeceğiz."

Erol, "sonra da telefonu takip edeceğiz." diye Hülagü'nün sözlerini tamamladı.

Hülagü, "aynen öyle." dedi ve Harun'a baktı.

"Sen hemen bu akşama bir röportaj ayarla!"

Harun, "emredersiniz amirim." dedi ve Hülagü'nün emrini yerine getirmek için odadan çıktı.

"Amirim, ya bu plan da işe yaramazsa."

Hülagü, bilgisayarını açtı ve "Hasan müdürün bir B planı var." dedi.

"Ama planın ne olduğunu sormadım. Benim plan işe yaramazsa o zaman öğreniriz zaten."

Erol, "anlaşıldı amirim." dedi.

"Bana vereceğiniz bir görev var mı amirim?"

Hülagü, bilgisayara bakarak "yok." dedi.

"Amirim, biz neden Tyler'ın fotoğrafını hiç oraya buraya dağıtmadık?"

Hülagü, başını bilgisayar ekranından Erol'a çevirirken "işe yaramaz çünkü." dedi.

"Bu orospu çocuğu çok iyi kılık değiştiriyor. Fotoğraflardan tamamen başka bir insan olup çıkıyor resmen. Hep o Makyöz kişiliği sayesinde."

Erol, "anladım amirim." dedi ve ikisi de konuşmayınca bir süre sessizlik oluştu. Sessizliği yine Erol bozdu. 

"Amirim, ben çıkabilir miyim? Beyza ile buluşacağız da." 

Hülagü, gülümsedi ve "tabiki." dedi. 

Bu sırada içeri Harun girdi. 

"Basın toplantısını yarın saat öğlen bire ayarladım amirim."

Hülagü, zamanın gecikmesini istemiyordu ama planı uygulama zamanı gelince ekibin hepsinin görev için hazır ve nazır olacağını düşünerek gülümsedi. "Tamamdır." dedi. 

Bölüm Sonu 

Ölüm Fotoğrafı Koleksiyoncusu (+18) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin