54. Bölüm

111 22 9
                                    

Kadir, gazeteye sarılı tabancasını çıkartmış ve Cengizhan'a iki el ateş etmişti. Cengizhan, çok geç kalmıştı.

İnsanlar, iki kurşun sesiyle bağırıp kaçışmaya başlamış, ortalık mahşer yerine dönmüştü.

Hülagü, kendisine doğrultulacak olan tabancayı son anda kavradı ve tabancadan üçüncü bir kurşun da boşluğa gitti.

Hülagü, tabancayı Kadir'in gırtlağına dayadı. Kadir'in gözlerinin içine baktı. "İhanetin bedeli ölümdür." diyerek tetiğe bastı.

Kurşun, gırtlaktan girip beyni parçaladı.

Hülagü, tabancayı yere attı ve Cengizhan'ın yanına koştu. Başını tutup havaya kaldırdı.

"Dayan koçum, iyi olacaksın. Seni Börte'ye kendi ellerimle götüreceğim. Düğününüzü ben yapacağım."

Cengizhan, hüzünlü bir tebessümle başını iki yana salladı.

"Benim bir çocuğum olmayacaktı zaten amirim. Börte'yi bir çocuk sahibi yaparak mutlu edemezdim ben. Bunu ben değil, onu gerçekten hak eden biri yapar, Börte ecel zamanı gelinceye kadar mutlu olarak yaşar umarım."

Hülagü, telefonunu çıkardı ve titreyen parmaklarıyla 112'yi tuşladı.

"Börte seni çok seviyor ve onu mutlu edecek tek kişi de sensin koçum. Bunu aklından çıkarma ve pes etme tamam mı? İyi olacaksın."

Cengizhan, öksürerek başını salladı. Kan kaybediyor ve vakit gittikçe daralıyordu.

Hülagü, yaraya ilk müdahaleyi yaparken etrafına bakındı ve "bu ambulans nerede kaldı." diye boşluğa doğru bağırdı. Meydanda kimse kalmamıştı. Hülagü, beş dakika sonra ambulansın siren seslerini duydu. Bir süre sonra da Cengizhan ambulansa bindirildi. Hülagü, "iyi olacaksın." diye tekrarlayarak görevlilere baktı.

"Koçum iyi olacak mı? Durumu ciddi mi?"

"Yaptığınız ilk müdahale gayet başarılı. Hastaneye zamanında yetişirsek hayatta kalmaması için hiçbir sebep yok. Siz sakin olun ve gerisini bize bırakın.

Hülagü, başını sessizce ve dişlerini alt dudağına kenetleyerek salladı. Yol boyunca Cengizhan'a baktı.

Ambulans bir süre sonra hastaneye ulaştı. Bu süre Cengizhan'ı hayatta tutmaya yeter miydi yetmez miydi bilinmezdi. Cengizhan, ambulanstan çıkarıldı ve hastaneye alındı.

Hülagü ise hastane polisine rozetini gösterdi ve olanları kısaca anlattı. Anlatmasıyla da telefonunun çalması bir oldu.

Hülagü, Hasan Müdür'ün aradığını gördü ve derin bir nefes aldıktan sonra telefonu açtı. Azar işiteceğini çok iyi biliyordu.

"Hülagü, sen ne yaptığını sanıyorsun? Benden gizli nasıl iş yaparsın?"

"Müdürüm, beni bir dinler misiniz?"

Hasan, "dinliyorum." dedi.

Hülagü, olanları bir de Hasan'a anlattı ama bu sefer hiçbir detayı atlamadan...

"Desene Tyler'ı yakalamak için karşımıza Milli İstihbaratı aldık, alacağız."

Hülagü, bir süre sessizce sözlerini tarttı ve sonra konuştu.

"Müdürüm, Tyler'ı tek başıma yakalayacağım."

"Bunu tek başına yapamazsın. Ben bu devletin bir evladı olabilirim ama devletin başındakiler hata yaparsa, bu devlete zarar getiren birileri olursa onlara karşı durmasını bilirim."

Ölüm Fotoğrafı Koleksiyoncusu (+18) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin