BÖLÜM 1

8.1K 627 309
                                    

Sanki bir çırpıda geçmiş hissi yaratan yılın son günü geldi. Her yılbaşı olduğu gibi yine lüks otelin balo salonunda verilen partidelerdi. Kadınlar yıl içinde birçok partide boy göstermiş olmalarına rağmen en son görülen hatırda kalır savını savunurcasına tüm yılın en ışıltılı ve cüretkâr kıyafetleri içindeyken erkekler smokinleri içinde yanlarında sıradan kalıyordu. Parlak rugan ayakkabıları papyonları ve pahalı markadan seçtikleri takımları bile onları sıradanlıktan kurtaramıyordu. Ortama hâkim olan renk tıpkı cepleri gibi altın ve kırmızıydı.

Yuvarlak masanın etrafında oturan adamlar birbirlerini iyi tanıyordu. Hatta içlerinde ortak iş yapanlar bile vardı. Birçok sosyal faaliyette bir araya geliyorlardı. Eşleri de spor komplekslerinde, güzellik salonlarında, yardım gecelerinde buluşuyorlardı.

Salonda elliye yakın büyük masa vardı ve hepsi doluydu. Ülkenin önde gelen, ekonomiye yol gösteren isimleri buradaydı. Sahne olarak hazırlanmış büyük platformda gece boyunca gösteriler devam etti. Kapı girişine yerleştirilen dev çam ağacı büyük parlak toplar ve ışıklandırma resim çektirmek için oldukça elverişliydi. Her giren bu gecenin anısına ilk fotoğraflarını orada vermişti. Peşlerinde adeta kuyrukları gibi gezinen magazin basını şehrin birçok yerine dağılmış olmasına rağmen ilginin büyük kısmını buraya ayırmıştı.

Salon tepeden sarkan dev, parlaklığı ile göz kamaştıran avizelerle aydınlanıyordu. Masalardaki altın varaklı servis takımlarının üzeri kırmızı peçeteler ve yılbaşı çiçekleri ile süslenmişti. Masa ortalarında da renkli süslenmiş garlandlar vardı.

İçkinin su gibi içildiği, kahkahaların havada çarpışıp çoğaldığı bir geceydi. Tüm yılın stresini sanki bu gece atmaya sözleşmiş gibi herkes rahat ve güler yüzlüydü. Yıl içinde yaptıklarından söz edip arada birbirlerine takılıyorlardı. Yaşanılan komik anılar bugün daha eğlenceli olmuş gibi gülüyorlardı.

Zehra çocuklar için özel olarak hazırlanmış salondan geri dönüp sandalyesini çekti.

"Çocuklar tamamen azıtmış durumda. Tepeden tırnağa ter içindeler. Umarım hasta olmazlar"

Kocası kolunu omzuna atıp yanağından öptü.

"Keyifleri yerinde ise sorun yok. Boşuna endişelenme"

"Tabii hasta olursa ben bakacağım. Senin için sorun yok"

Onların her zamanki çocuk atışmasına diğerleri gülüp geçti. Uğur buruk bir tebessümle arkadaşlarına bakıp başını sahneye çevirdi. Sahnedeki sanatçı bir eliyle uzun eteğini tutmuş şarkı söyleyip dans ediyordu. Eşi omuz atıp dikkatini çekinceye kadar şarkı söyleyen kadını izlemeye devam etti.

"Hey! Yanımdayken bu kadar uzun süre başka bir kadına bakmamalısın"

Gülerek kadehini karısının kadehine vurdu.

"Bakıyorum ama görmüyorum"

"Seni pis yalancı"

"Hadi kalk biraz dans edelim. Yoksa bu alkol bizi terk etmeyecek"

"Ah bu harika bir fikir"

Onlar ayaklanınca masadaki arkadaşları övgü içeren cümlelerini sıraladılar. Yedi yıldır evli olan Uğur ve Gülçağ çevreleri tarafından sevilen ve takdir gören bir çiftti. Çocukları olmamıştı fakat ikisi de bunu dert ediyor gibi görünmüyordu. Ortama ayak uyduran, dans etmeyi seven bir çiftti. Uğur yönetim kurulu başkanı olarak genç yaşta sayısız başarıya imza atmış bir girişimciydi. Piyasanın açıklarını analiz edebilme yeteneği ve cesur girişimleri sayesinde hem yurtiçinde hem de yurtdışında adından söz ettiren bir iş adamıydı. Gülçağ evlendikten sonra spikerlik hayatına son vererek kariyerini kapatmış ve eşine destek veren kadın rolünü kendi kabul etmişti. Zorlu iş hayatını bırakıp rahat bir hayata geçiş onun için zor olmadı. Uğur kendi konforundan ödün vermediği gibi Gülçağ'ın harcamalarına da karışmıyordu.

KADRAJA GİREN HAYATLAR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin