Bölüm 28

4.8K 557 342
                                    

Magazin düğün haberi ile çalkalanırken sessizliğini koruyan biri vardı. Bu süreçte unutulup gitmişti. Sahte gündemler yok olmaya mahkûmdu. Gülçağ yaptığı onca planlı çıkışın ardından canlı yayında yaşadığı çarpıcı gelişmelerle kabuğuna çekilmek zorunda kaldı. Açtığı davalarla ilgilenecek gücü kalmadığı gibi sonrası için de planı yoktu. Elinde telefonu haberleri okurken her sayfada bir kez daha yenilginin ağırlığı ile eziliyordu. Elinde ne var ne yoksa kaybetme gerçeği ile yüzleşmişken bildiği işe geri dönebilme yüzü de kalmamıştı. Şimdi ya da daha sonra ortaya çıkması ona artı puan kazandırmayacaktı. Uğur ve Özden kartlarını açık oynayarak onu yenmeyi başarmışlardı. Kendi istedikleri kadar göz önünde duruyorlardı ama gizli çekilen görüntülerinde de mutluluklarından başka haber çıkmıyordu. Bazen baş başa bazen kalabalık arkadaş gurubuyla bazen de aileleri ile çekilen görüntüler ne denli sıkı bağ kurduklarını açıkça yansıtıyordu. Yıllarca oynadığı mükemmellik oyunu içi boş kalmaya mahkûm olmuştu.

Bavulunu doldurduktan sonra sıkıca kapattı. Bir şans seçmişti kendine ve bunun geri tepmeyeceğini umuyordu. Evinden çıkıp çağırdığı taksiye bindi. Havaalanına giderken içini sıkan elden kurtulmak için derin nefesler alıp verdi. Eğer düşündüğü olmazsa hiç istemediği bir plan daha vardı ama başka çare de bulamıyordu.

Gözlüklerine ve büyük şapkasına sığınarak tanınmamak için başı önde bilet işlemlerini tamamlayıp uçağa bindi. Yol boyu pencereden dışarı bakıp yanında oturan kişiyle bile göz göze gelmedi. Yaklaşık iki saatlik yolculuğun sonunda taksiye binerek daha önce bildiği adresi söyleyerek beklemeye başladı.

Büyük cam binanın önünde durup başını kaldırarak yukarıya baktı. Gözlerini kapatıp kendine şans diledi ve içeri girdi. Asansör on üçüncü kata gelip durdu. Her katta bir daire vardı. Bavulunu yanına koyup kapıyı çaldı.

Ayhan karşısında Gülçağ'ı görünce hafif kaşlarını çatıp baktı. Beklediği misafir değildi. Programa bağlandıktan sonra arar diye düşünmüştü ama zaman geçince önemsemediğini düşünüp unutmuştu. Şimdi neden burada olduğunu gerçekten merak etti. Hafif yana çekilip içeriye davet etti. Gülçağ ilk geldiği tereddüttü biraz olsun hafifledi. Daha kapıdan bile kovulabilirdi ya da kapı yüzüne çarpılabilirdi.

Şehrin yüksek binalarından biriydi ve oldukça modern döşenmişti. Asimetrik mobilyaların değişik bir uyumu vardı. Ayhan da hiçbir zaman dümdüz bir adam olmamıştı. Tanıdığı süre boyunca oldukça değişik düşünce ve yaşam tarzına şahit olmuştu. Gülçağ salonun ortasında durdu.

"Otursana"

"Teşekkür ederim"

"Ne demek... Buraya kadar geldiğine göre söyleyeceklerin var belli ki"

"Neden yaptın Ayhan?"

Ayhan sorunun komikliğine güldü.

"Belki senin gibi mağduru oynamak istemişimdir"

"Öyle biri değilsin"

Ayhan dirseklerini dizlerine yaslayıp öne eğildi. Dudaklarında sinir bozucu hafif bir sırıtma vardı.

"Nasıl bir insanım ben Gülçağ? Kandırılması kolay, yaşadıklarını sineye çeken, kullanıldığını öğrenince susan... Hangisiyim ben senin gözünde?"

"Hayatım altüst oldu Ayhan. Yeni bir programa başlıyordum, ayaklarım üzerinde durmaya devam edecektim. Sen bir anda bitirdin beni"

"Birincisi senin hayatını ben altüst etmedim Gülçağ. Sen evli olduğunu saklayarak benimle birlikte olduğun gün fitili yaktın. Başlayacağın programın isminde bile eski kocanın soyadı vardı. Sen kendi ayakların üzerinde değil hala o adamın değneklerine tutunmaya çalışıyordun. Aranızda ne geçti, evliliğiniz nasıldı bilmiyorum ama bir erkeğin damarına bu kadar basmamalısın. Sakın eski kocanı koruduğumu zannetme çünkü ben her zaman ilk hatayı erkekte arayan biriyim. Mesela bizim ilişkimizde de ben hatalıydım. Evli olduğunu aylar sonra öğrendim. Bir iki basit magazin haberi ile bile öğrenebilecekken salak gibi durmuşum. Şimdi geçmiş karşıma neden yaptın diye soruyorsun. Neden burada olduğunu biliyorum. Seni affetmemi ve beraber olabilmemiz ümidi ile geldin öyle değil mi?"

KADRAJA GİREN HAYATLAR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin